Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ukrayna istilası Rusya’ya karşı amansız bir ekonomik savaş açılmasına yol açtı. Bu savaşın Rusya’ya hayli zarar vereceğine kuşku yok. Ancak bu savaşı açan ülkelerin zararları da az buz olmayacak. Rusya konularında uzman bir isim Dr. Mühdan Sağlam Kısa Dalga’da anlatıyor:

“Bugün Rusya dünyadaki en önemli tahıl üreticilerinden biri. Herkesin aklına petrol ve gaz geliyor olsa da örneğin buğday tedarikinde Rusya’nın küresel payı yüzde 20’ye yakın. Yani dünyada pişen her beş ekmekten biri Rusya buğdayıyla üretiliyor.

Haberin Devamı

Rusya dünyanın en fazla petrol üreten üçüncü, en çok gaz üreten ikinci ülkesi. Aynı Rusya, altından tıbba hatırı sayılır bir meta olan paladyumun en önemli üreticilerinden biri. Küresel payı yüzde 35. Gübre üretiminde Belarus ile beraber küresel payı yüzde 40’ı buluyor. Nikel, alüminyum, bakır gibi metallerde payı düşük olsa da dünyada fiyatları altüst edecek etkisi var. Elbette bu listeyi uzatmak da mümkün.”

Almanya başta olmak üzere sanayi ülkeleri Rusya’ya uygulanan yaptırımların kendilerine daha çok zarar vereceğini konuşuyor. Tabii bu üretici ülkeler mallarına zam yaparak zararlarını telafi edecek ve yük yine fakir ülkelerin sırtına binecektir. Bu arada küreselleşme adı verilen sermaye ve malların serbest dolaşımına dayanan sistemin de artık sonuna gelindiği görülüyor. Dünya yeni bir döneme giriyor.

POSTACI

Rusya’nın Ukrayna savaşına Batı’nın ekonomik yaptırımlarla karşılık vereceği beklenebilirdi ama kültürel düşmanlıklar doğrusu hiç akla gelmemişti.  Putin’i kınamadı diye ünlü orkestra şefi Gergiev’in Münih Operasından atılması... Soprano Anna Netrebko’nun aforoz edilmesi... Üniversitelerde Dostoyevski, Tolstoy gibi yazarların müfredattan çıkarılması. Çaykovski’nin boykot edilmesi... Kültür ve sanatla ilgili çevrelerde doğal olarak şaşkınlık yarattı. Postacı filminde şair Pablo Neruda’nın şu sözleri hatırlardadır:

- Şiirler yayımlandıktan sonra artık şairin malı olmaktan çıkar. Bütün dünyanın ve insanlığın malı olur.

Dostoyevski ve Tolstoy’un kitapları veya Çaykovski’nin müziği de aynen böyle; artık insanlığın malıdır. Avrupa bu davranışıyla kendi saygınlığını ve değerlerini yaraladı ve sanırız hâlâ farkında değil. Çünkü bir geri adım duymuyoruz.

Haberin Devamı

TARSİM

Adı Tarım Sigortası Havuzu. Kısaca TARSİM diye biliniyor.  Kuruluş amacı, tarımsal üreticilerin doğal afetlerden ve diğer oluşabilecek risklerden doğacak zararlarını karşılamak.

Sadede gelirsek... 2 Mart Çarşamba günü Antalya’nın Serik ve Aksu ilçelerinde dolu ve fırtınayla birlikte hortum felaketi yaşandı. Seralar yerle bir oldu. Ürün toprağa karıştı.

Bu tür afetlere karşı altı ay önce sigorta yaptıran üreticiler zararlarının karşılanması için TARSİM’e başvurduklarında acı gerçeği öğrendiler. Çünkü imzaladıkları sözleşmeye göre alacakları para sigorta poliçesini imzaladıkları tarihteki fiyatlar üzerinden hesaplanıyordu. Altı ay önce 8 lira olan sera iskeletinin bedeli 16 liraya... Plastik örtünün fiyatı 25 liradan 50 liraya çıkmış, diğer malzemelerdeki artışlar da yaklaşık bu oranda olmuştu. Sigorta zararın neredeyse yarısını karşılıyordu.

Haberin Devamı

Üreticinin derdi bitmiyor.

DERVİŞ

Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler.

Hz. Süleyman dervişi  huzuruna çağırtır, sebebini sorar. Derviş:

- Sultanım, der, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam o sırada kaçmaya çalışınca kanadı kırıldı.

Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner:

- Peki, sen neden kaçmadın?

Kuş kendini şöyle savunur:

- Efendim, avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Derviştir, Allah’tan korkar diye düşündüm.

Hz. Süleyman savunmayı doğru bulur:

- Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın diye emreder.

Ancak bu emre kuş itiraz eder:

- Efendim, kolu iyileşince bu adam yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkartın. Çıkartın ki benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın. 

(Umut Özkan’ın “Gün Yüzüne Hikâyeler” adlı kitabından alındı.)