Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Diyanet İşleri Başkanlığı'nın düzenlediği "Uluslararası Avrupa BirliğiŞurası" dün İstanbul'da başladı... Bilim adamları ve din temsilcilerinin katıldığı Şura'da verilen mola sırasında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'la hararetli bir sohbete girişen Doğal Hayatı Koruma Derneği Başkanı Nergis Yazgan'a arkadaşımız sordu:
     Â- Hayrola Nergis Hanım, "din" ve "doÄŸal hayat" arasında nasıl bir baÄŸlantı kurdunuz?
       - Son yıllarda bu iki kavram arasında çok güçlü bir bağlantı oluştu.
     Â- Mesela?
     Â
- Mesala Taocular Uzakdoğu denizlerinde yaşayan balık neslinin korunması amacıyla projeler üretiyor... Ayrıca hıristiyan kiliselerinin de doğal hayatı koruma yönünde ciddi çalışmaları var... Kilise kendi sahip olduğu topraklarda avcılığı yasaklayarak bir tür "milli park" yapılanmasına gidiyor. Kendi topraklarını doğal yaşama terk ederek yeryüzünün doğal dengesine katkı sağlamaya çalışıyor.
     Â- Fener Patrikhanesi'nin de bu yönde çabaları var galiba...
       - Evet, Fener Patrikanesi, Tuna Nehri'nin sanayi atıklarından temizlenmesi amacıyla bir çevre örgütü gibi projeler üretiyor. Fener Patrikhanesi ayrıca Ege Denizi'ndeki 12 adada sahip olduğu topraklarda suni gübre ve her türlü kimyasal madde kullanımını yasaklayarak "organik tarıma" geçişte öncülük yapıyor...
     Â- Konu neredeyse kilisenin görevleri arasına girmiÅŸ...
       - Evet... Önümüzdeki Kasım ayında Katmandu'da Bahai'lerden Taocu'lara en küçük din temsilcilerinin bile katılacağı çok büyük bir toplantı düzenlenecek. Konusu: "Din ve çevre koruma" Dünya din önderleri artık çevrenin korunmasına da önderlik etmeye başladılar. Sayın Diyanet İşleri Başkanı'na bu durumu anımsattım. Herhalde müslümanlara da bu bağlamda görevler düşmektedir.

       ***
       “Doğru"
       pazara
       geldiğinde
       alıcı
       bulamaz,
       oysa yalanları peşin
       parayla
       alırız.
       Yoruba(B.Afrika)
       ***

Polise cevap...

     ÂCemal ehliyet alır almaz direksiyonun başına geçmiÅŸ, BaÄŸdat caddesinde tur atmaya baÅŸlamış. Derken araba yarıştıran serseri gençlerden biri arkadan gelip Cemal'e gümmm diye vurmuÅŸ. Zavallı Cemal araçta sıkışıp kalmış.. Olay yerine yetiÅŸen trafik polisi sormuÅŸ:
       - Abi nasılsın iyi misin?
     Â- Ä°yiyim, iyiyim...
       - O zaman isminizi söyleyin de karınıza haber verelim.
     ÂCemal inler gibi yanıtlamış:
     Â- Gerek yok, karım ismimi bilir.

Ortaburun sitesi

       Kocaeli'nin 60 haneli Ortaburun Köyü'nün de bir sitesi varmış internette... Radikal'de yer alan habere göre (www.ortaburun.8m.com) adresli siteyi köy sakinlerinden 23 yaşındaki elektronik mühendisi Gürcan Erim hazırlamış. Köylülerin dili henüz "internet" e dönmüyor, "impermet" deyiveyolarmış.
       Köyün girişine dikmek için fidan istemişler internet aracılığıyla. Bir yığın fidan gönderilmiş çeşitli yörelerden. İnternet giderek köyün hayatına girecek besbelli. Hayırlı olsun diyelim. Ve ekleyelim:
       - Darısı DSP'nin başına...
       Koskoca DSP'nin bir internet sitesi olmadığını yazmıştık. Kimi okurlar "DSP'nin sitesi var, adresi www.dsp.org" şeklinde notlar gönderdiler. Bu site İstanbul il Başkanlığına ait. Ve henüz inşa halinde. Yazıyı yazarken Genel Merkez'e "Siteniz var mı?" diye sormuş, "Yok" yanıtını almıştık. Genel Merkez'in, DSP İstanbul İl Merkezindeki siteden de haberi yoktu tabiatıyla.

EÄŸitici sorular

       İstanbul'da ünlü bir özel lisenin 11'inci sınıfında öğretmen küçük bir anket düzenledi:
     Â- Milli EÄŸitim Bakanı'na soru sorma imkanınız olsaydı ne sorardınız?
       Öğrenciler yanıt kağıtlarına adlarını yazmayacaktı. Bu şekilde özgür biçimde düşündüklerini ilettiler. İşte öğrencilerden Bakan'a sorular:
       - Okulda aldığımız dersleri neden biz seçmiyoruz...
       - Öğrenciler derslerde neden gürültü yapar hiç düşündünüz mü?
       - Öğrenciler derste neden uyur, merak ettiniz mi?
       - Son sınıf öğrencileri neden üniversite sınavında işlerine yaramayacak derslere girmeye mecbur tutuluyor. Bunun öğrencilere nasıl bir faydası olduğunu düşünüyorsunuz?
       - Neden öğretmenlerin her zaman doğruyu bildiği düşünülüyor? Neden öğrencilerin fikir üretmesine ve bunları savunmasına izin verilmiyor.
       - Üniversite sınav sistemi neden her yıl değiştiriliyor?
       - Neden ülkede yeterince üniversite açmıyor, neden ileri ülkelerde olduğu gibi üniversite sınavlarını kaldırmıyorsunuz?
       - Mevcut üniversite sınavlarının öğrencinin yenetek ve bilgisini yeterince ölçtüğüne inanıyor musunuz?
       - Sizce mevcut eğitim sistemi öğrencilere gelecek sağlıyor mu?
       - Batı'daki ve Doğu'daki okullar eşit değildir. Milli Eğitim Bakanlığı bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için ne gibi çalışmalar yapıyor?
       - Dünyadaki değişik eğitim sistemlerini incelediniz mi?
       - Neden Milli Eğitim Bakanı olmayı istediniz?
       - Bu görevi yüklenirken Türkiye'deki eğitimi geliştirmek için ne gibi projeleriniz vardı?
       - Mevcut sistemi iyileştirmek için ne gibi çabalar sarfettiniz?
       - Bu göreviniz süresinde Türk gençliğine faydalı oldunuz mu, olamadınız mı?
       - Biz sizin oturduğunuz koltukta genç, dinamik, iyi eğitilmiş ve ileriye dönük düşüncelere sahip bir bakan istiyoruz... Ne zaman istifa edeceksiniz?






Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr