Anti depresan (ruhsal çöküntüyü giderici) ilaçların tüketiminin çok arttığını hangi eczacıyla konuşsanız söylüyor.
Bu ilaçların fiyatları 120- 140 lira dolayında. İçlerinde 30 gün gidecek kadar hap var. Hapın tanesi dört liraya geliyor.
Reçetesiz de satılan bu haplar en ucuz sakinleştirici sayılıyor. Ancak pek de masum değiller. Bakınız birinin içindeki tanıtım broşüründe ne yazıyor:
“...antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının intihar düşüncesi, girişimi ya da kendine zarar verme davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır.”
İnternet sitelerinde bu ilaçların zararsız olduğu ömür boyu kullanılabileceğine ilişkin bilgiler var. Ama uzmanlar bu bilgileri paylaşmıyor.
Depresyon bir hastalık ve bu ilaçlar depresyonu tedavi amacıyla oluşturulmuş. Eğer hasta değilseniz, ilacı günlük sıkıntıların üzerini örtmek için kullanıyorsanız durum değişiyor.
Nöroloji Uzmanı Prof. Derya Uludüz bakın ne diyor:
Depresyona uzman tarafından tanı konulduğunda iyileşinceye kadar geçici süre antidepresan kullanılmalıdır. Doğru kullanılmayan antidepresanlar hastayı ilaca bağımlı hale getirir.
Uzun süreli antidepresan kullanımı hastanın uyku mekanizmasını tamamen bozabildiği gibi düzelmesi zor sonuçları da beraberinde getirir.
Son söz: İlaç leblebi değil... Bilinçli kullanmak zorunlu...
Sorunları ilaçla değil; direnerek, mücadele ederek, yüzleşerek, üzerine giderek çözmek gerekiyor.
YOZGAT
Türkiye’nin en güvenli ili hangisidir?
Yozgat ili...
Neden?
Güçlü askeri önlemler mi var? Füze savar füzelere mi sahip?
Hiçbiri değil?
Nedenini İlayda Simaygül espriyle anlatıyor:
“Biraz Yozgat’ı araştırayım, dedim, 3 bin yıldır işgal falan hiçbir şey olmamış. Sevr’de paylaşılmamış, Moğollar etrafını dolaşıp geçmiş. Haçlı gelmemiş. Gavurlar tenezzül edip işgal etmemiş. Büyük İskender uğramamış. Ankara savaşında Timur etrafından dolaşmış. Kızılırmak bile etrafından dolanıp gidiyor. Arkadaşlar Suriyeli bile yok. Evrenin bilinen en güvenli yeri. Olur da bir nükleer savaş çıkarsa Yozgat’a saklanıcam...”
AYYDIN
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, kitaplarında “Tanzimat aydını” denilen taklitçi Batı özentisi tipleri anlatıyor:
“Tanzimat, medresenin yanı başında ‘mektep’i açmakla taassup ve irtica zihniyetine yeni bir şekil vermiş oldu. Klasik softa tipine bir rokoko softa tipi daha ilave etti. Bunlardan birinin yüzü Şarka öbürününki Garba dönüktür. Biri sarıklı cübbeli ve şalvarlı, öbürü fesli setre pantolonludur. Biri hadisten ayetten misaller getirerek konuşur. Öbürü Frenkçe tabirler kullanmadan meramını ifade edemez.”
Karaosmanoğlu “Tanzimatçı aydın” ını anlatmaya devam ediyor: “... o biçim alafranga Türklerdendir ki, Türkten başka her milletin gücüne inanırlar ve Türkiye’ye ait meselelerin mutlaka başkaları tarafından halledileceği fikrindedirler.”
Netice:
Günümüzde fazla da değişen bir şey yok...
Sadece o alafranga tiplere şimdi “entel” deniyor...
DENİZLİ
Denizli Büyükşehir Belediyesinden örnek bir girişim...
Belediye, Zübeyde Hanım Kız Konukevi’ni hizmete açtı...
Belediye Başkanı Nuri Çavuşoğlu konukevinin amacını şöyle anlatıyor:
“Şehrimize üniversite eğitimi için geldikten sonra kendilerini zorda ve darda hissedecek olan genç kızlarımızın, kardeşlerimizin de başlarını sokabileceği bir yuva oluşturduk...”
Darda kalacak kız öğrencileri kucaklayacak bu yuva 44 yataklı olacakmış... Çaresiz kız öğrencilere çare olmak açısından çok yararlı bir girişim. Diğer belediyelere örnek olsun...
Beşiktaş ve Beyoğlu belediyelerinin “Öğrenci Ye” projesinden söz etmiştik. Her iki belediye kendi çevresindeki otel, lokanta, kafeterya gibi iş yerleriyle anlaşmış, 2 bin dolayında öğrenciye günde bir öğün ücretsiz yemek veriyor. Peki Kadıköy, Bakırköy başta olmak üzere diğer varlıklı ilçe belediyeleri?
Böyle bir hazırlıkları var mı?
SÖZ
“Geçmişe pişmanlık duymak, geleceğe umutla bakmak ve yaşadığım andan hiçbir zaman tatmin olamamak; bütün ömrüm böyle geçiyor.”- ÇAYKOVSKİ
“Dünya, aç oldukları için uyuyamayanlarla, açlardan korktukları için uyuyamayanlar arasında bölünmüş durumdadır.” -PAULO FREIRE
İZİN
Kısa bir izin ricamız var. Tez zamanda görüşmek üzere...