Ankara Abdi İpekçi Parkı’nda "Savaşa Hayır" mitingi düzenleniyor. Ankara polisi miting için afiş yapıştıran 200 TKP üyesini gözaltına aldığı gibi mitingi de yasaklıyor. Avrupa’nın her ülkesinde yapılabilen "Savaşa hayır" mitingi Ankara’da yapılamıyor. Fenerbahçe Stadı’nda "Sandıkta Görüşürüz Mesut Bey" pankartı açılıyor. Bu çok olağan demokratik tepkiye karşı polis şiddet kullanıyor. İstiklal marşını fırsat bilerek taraftara karşı hücuma geçiyor. Polise emri veren İçişleri Bakanlığı Mesut Yılmaz’a bağlıdır. Mesut Bey de malumunuz yeni özgürlük şampiyonu ve AB’ye girişin bayraktarı. İnanıyor musunuz?
Birinci sınıf bir zekanın göstergesi, iki karşıt görüşü aynı anda akılda tutabilme yeteneğidir.
Emekli General Sadık Öztekin, Aydın Boysan’la ilgili yazımızı okumuş, bir anısını ekledi... Divan Oteli’ndeki bir kokteylde Uğur Dündar, Aydın Boysan’la sohbet ederken soruyor:
- Sevgili Ağabey sen içkinin her çeşidini içmişsindir. Söyler misin en iyi içki hangisidir?
Aydın Ağabey’in cevabı:
- Adam gibi içilirse hepsi iyidir Uğurcuğum..
Başbakan Ecevit, AB’yi Dick Cheney‘e şikâyet ederek:
- Çok zorluk çıkarıyorlar, bıktırdılar bizi; demiş.
Cheney‘in gözlerinin içi gülmüş:
- Boşverin AB’yi... Mutlaka bir yere girmek istiyorsanız, Kuzey Irak’a girin!
İngiltere... Demokrasinin beşiği, insan hakları ve özgürlükler şampiyonu ülke... Kapılarını Şişli Belediyesi’ni soyup soğana çeviren Gülay Atığ’a... Kocası naylon fatura kralı Orhan Aslıtürk’e... Uyuşturucu kaçakçılığından yıllarca aranan eski Malatyaspor Başkanı Nurettin Güven’e... Daha adını hatırlayamadığımız nicelerine ardına kadar açtı... Ama geçen hafta Doğu Perinçek’in vize isteğini geri çevirdi. Neden?
Perinçek, Karen Fogg’un şifreli elektronik mektuplarını açıklayarak madamı zor duruma düşürdü de ondan... İngiliz demokrasisi de bu kadarcık işte.
ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney bugün Ankara’ya elinde boş bir çantayla geliyor. Irak’a karşı koalisyon oluşturmak için İngiltere ve Ortadoğu’yu kapsayan geniş bir tura çıkan Cheney, bölgede tek bir ülkenin dahi desteğini alamadı.
The Independent gazetesi gezinin sonucunu şöyle özetliyor:
"Ortadoğu’da, bir Amerikan Başkan Yardımcısı’nın Arap müttefiklerinden böylesi ters yanıtlar alması çok nadir olur. Kuveyt’te bile, yapılan son kamuoyu yoklaması yurttaşların yüzde 40’tan fazlasının Washington politikalarına karşı olduğunu gösteriyor. Dick Cheney hangi Arap başkentine gittiyse kendisinden kibarca ama kararlılıkla "Şer İttifakı tartışmasını bırakıp asıl dikkatini İsrail-Filistin savaşına yöneltmesi ve müttefiki İsrail’i yola getirmesi" istendi...
***
Cheney’nin Arap ülkelerinde uğradığı başarısızlık, İngiltere’de yankılar yarattı. İngiltere Uluslararası Kalkınma Bakanı Clare Short eğer ABD Birleşmiş Milletler kararı olmaksızın Irak’a saldırır, İngiltere de bu saldırıyı desteklerse istifa edeceğini söyledi.
Bu arada The Observer gazetesine göre... İngiliz generaller, Irak’a yönelik olası bir operasyonda ABD’ye askeri destek sözü vermemesi için Başbakan Tony Blair’i uyardılar, "Küçük bir siyasi kazanç uğruna askerlerin canı tehlikeye atılacaktır" dediler.
Almanya aynı görüşte...
Tabii ki bu savaştan en büyük hasarı görecek olan ülke Türkiye... ABD’yi Irak yolundan döndürebilecek en etkili ülke de yine Türkiye... Eğer Ankara’dakiler bugün Cheney’le siyasi geleceklerini değil vicdanlarının sesini düşünerek dinleyerek konuşursa, ABD’yi Irak yolundan döndürebilir, Türkiye’yi ve bölgeyi savaş belasından kurtarabilirler... Beklenen budur...
"Tüm modern dünya, bir yanda "muhafazakârlar" öte yanda "ilericiler" olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İlericilerin işi sürekli hata yapmak, muhafazakârların işi ise hataların düzeltilmesine engel olmaktır."