Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Anneler Günü'nde Adana'da işlenen cinayeti Reuters Ajansı dünyaya şöyle duyurdu:
(...) Türkiye'nin güneyindeki Adana'da Emniyet güçleri "ailenin namusunu temizlemek" gerekçesiyle annesi öldüren 14 yaşında bir çocuğu ele geçirdiler. (...) Türkiye, "namus cinayetlerini" kınayan BM Kadınlara Yönelik şiddeti önleme Sözleşmesi'ni imzalayan ülkeler arasında... Fakat Türk Ceza Yasası, ailenin kadın üyesini öldürmekten hüküm giymiş erkeklere üçte iki indirim öngörüyor...
***
Haberin son paragrafında sözü geçen "üçte iki indirim" ibaresinde bir yanlışlık olabilir mi? Anneyi, kızkardeşi, ablayı "namusu temizlemek!" için öldürmek gerçekten de böyle okkalı bir indirime mi tabi?..
Gözlerimize pek inanmayıp Avukat İfakat Aydemir'e danışıyoruz...
- Sözünü ettiğiniz 'indirimi' içeren hükümler TCK'da gerçekten de var,
diyor ve izah ediyor:
- Bu gibi durumlarda cinayeti işleyen aile ferdi açısından "tahrik" ve "ağır tahrik" sayılan maddeler var... TCK'nın 51 ve TCK 462. maddeleri... Söz konusu olayda da fail durumunda olan küçük çocuk, "tahrik" ile ilgili bu iki maddeden birinden istifade edecek ve cezası özel indirime tabi olacak... Ayrıca tabii "yaş küçüklüğü" nedeniyle yapılacak indirim de var. Ondan da faydalanacak ve pek kısa süre sonra hapisten çıkacak. Biliyorsunuz, ülkemizde erkekler kadınları "birisine güldü, birisine dokundu veya birisiyle beraber oldu" diye hiç sakınmadan öldürebiliyor. Yasal sistem de "Tamam, senin bu nedenle öldürmeni biz makul sayıyoruz" deyip cezada indirim yapıyor. Acı ama gerçek.

Savcı dayanmazDi Pietro gibi bir savcı arar dururuz... Talat Şalk gibi Di Pietro’yu andıran bir savcı gördük mü de vururuz. Mesut Durmaz


Okurumuz Aytekin Cüceloğlu ancak Türkiye'de rastlanabilecek komik bir trafik olayını aktarıyor... Dinleyelim:
... Ankara'da Tunalı Hilmi caddesinden yukarı çıkarken Karum'a gelmeden Hilton oteline dönen ufak bir göbek var... Bu göbeğe iki ay önce sola dönülmez levhası konuldu. Komik ve ilginç olan ise "sola dönülmez" levhasının hemen altına "HILTON OTEL MÜŞTERiLERi HARİÇ" diye bir levha yerleştirildi. Polis durdurup da "nereye gidiyorsun" diye sorduğunda "Abi Hilton'un barına" diye bir yalan uydurursunuz polis "Haa o zaman geç" diye yol veriyor. Eğer dürüstlüğü elden bırakmazsanız vakit ve benzin harcayıp ilerden dolaşıyorsunuz. Komik ve komik olduğu kadar ayıp değil mi?

Mücadele
Tansu Çiller’e yolsuzlukla mücadele ödülü verilmiş
İktidara gelmeyerek yolsuzlukla en büyük mücadeleyi yaptığı için herhalde...
Metin SarıHoşgörü
"Hoşgörü; Bir kimsenin düşüncelerinden ortaya suç sayılacak eylemler çıkmadığı sürece onu bu işlemlerinden ötürü cezalandırmamaktır!"
Bertrand Russel
Rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil'in adına uydurulan bir kafiye vardı:
"İpleri Amerika'ya Bağlayangil?"
Rahmetli yaşasaydı da şu Türkiye'yi Amerika'nın kucağına oturtup ülkeyi Washington'dan gelen talimatlarla yöneten milliyetçi, mukaddesatçı, liberal zevatı görseydi...
Kendisine yapılan haksızlığa isyan etmez miydi?

Biri Kayseri'de, diğeri Malatya'da...Dört ay içinde iki ayrı uçak kazası ve toplam 37 şehit. Uçaklar ise aynı: İspanyol yapımı CASA.
Bu bir tasadüf mü acaba? Emekli pilot albay dostumuz, "Pek de tesadüf sayılmaz" diyor ve devam ediyor.
- CASA uçakları 10 yıl kadar önce, Özal' ın bastırmasıyla alındı. Toplam 52 uçaktı, beheri 9,6 milyon dolara maloldu. Uçak Kayseri, Van, Adana ve Eskişehir'de testlere tabi tutuldu. Ve bu testler sonucunda, "Uçuş Testleri ve Sistem Kontrolleri Sonucuna Ait Tutanak" adıyla bir tutanak tutuldu.
- Ne deniyordu bu tutanakta?
- 7 - 8 pilot subayın imzalarını taşıyan tutanağın özellikle 13. ve 15. maddelerinde bu uçakların teknik açıdan çok önemli sakıncalar taşıdığı, dolayısıyla alınmalarının yanlış olacağı vurgulanıyordu. Örneğin 13. maddede, "Hidrolik sistemin tek devreden oluşması demek, bir arıza durumunda buna bağlı bütün sistemlerin devreden çıkması demektir" deniliyordu. 15. maddede de CASA'ların burun üstü yere çakılma riskinin büyük olduğu vurgulanıyordu.
- O zaman niye alındı?
- Özal çok bastırdığı için... Ercan Vuralhan etkili bir lobi yürüttüğü için. İşin içine okkalı hediyeler(!) girdiği için...
Gazeteci Nezih Tavlaş bu olay hakkında koskoca kitap yazmış. Kitapta 29 Ocak 1990 tarihli Sabah'ın manşeti yer almış. Aynen şöyle:
"İspanyollar kimseye satamadıkları CASA 235 nakliye uçaklarından 52 tanesini Türkiye temsilcisi ANAP'lı işadamı Zeynel Abidin Erdem sayesinde tam 1,5 trilyona bize sokuşturmayı başardılar...
Tanesi 5,7 milyon dolar olan uçakların neden 9,6 milyon dolara malolduğu hakkında TBMM'ye verilen soru önergeleri ise yanıtsız kalmış...
***
Sonuç: 4 ayda 2 kaza... 37 şehit... Hayatını kaybeden değerli ordu mensuplarına rahmet, ailelerine başsağlığı dilerken ekleyelim: Kazalar çoğunlukla bile bile işlenen cinayetlerdir...

Laforizma:Bir ülkede olmazsa sesi halkın, duyulmaz artık sesi ne yargının ne Şalk’ın!.. Cihan Demirci