Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Viyana'da yaşayan okurumuz Ahmet Tarhan diyor ki:
- Avusturya Devlet Televizyonu ORF 1 ve ORF 2 tarafından tüm gece bültenlerinde Swissotel baskınıyla ilgili haber tekrar tekrar verildi. Türkiye'nin tamamen riskli bir ülke olduğu bildirilirken, Avusturya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ekrana çıkarak Türkiye'ye gitmek isteyen Avusturya vatandaşlarına uyarılarda bulundu...
Diğer pekçok ülkenin televizyonu da dün gece aynı yönde yayın yaptı...
Adına "Çeçen direnişçi" denilen, çoğu Türk uyruklu bu kişilerin yaptığı Avrasya veya Swissotel eyleminin Çeçenistan'a ve Çeçen halkına ne faydası var bilinmez.
Ama Türkiye'yi dünyaya rezil etmekte çok başarılı oldular.
Turizm mevsiminde turizme akıl almaz bir darbe vurdular.
Eylemleriyle ikide bir Rusya ile aramızı bozmaktalar.
Türkiye'nin emniyet ve istihbarat birimlerinin uyuduğunu ispatlayarak İçişleri teşkilatını sarsıyorlar...
Bütün bunları yaptıkları halde Türk emniyetinden gördükleri muamele göz yaşartıcı...
Tantan: Akrabayız, beni rezil ettiniz, demiş...
Emniyet Müdürü Abanoz: Genç ve acemi çocuklar, diyerek kol kanat germiş.
Turizm Bakanı Mumcu: Amaçları şiddet uygulamak değil basit bir protestoydu, diyerek dolaylı yoldan çocukları savunmuş...
Sonunda "teröristle pazarlık etmeyen" devletin Turizm Bakanı ve Valisi Muhammet Tokcan'la pazarlık ederek eylemi bitirmiş.
Yukarda sözü geçen yöneticiler üç satırlık basın bildirisi okumak isteyen gençleri coplayarak anasından doğduğuna pişman eden kişilerdir.
İşçi, memur, öğrenci zararsız bir yürüyüş yapmaya kalkışsa coplar iner kalkar.
Çeçen direnişçiye ise kelepçe takmaya bile kıyamamış devlet.
"Bir ülke ve devlet kendi kuyusunu nasıl kazar?" şeklinde bir soruya muhatap olursanız yukardaki olayı hatırlatmanız yeterlidir... Kendini vuran teröristi koruyan bir başka devlet örneği bulmanız çok zordur.

Teklif
Çeçen teröristlerin cezalarını Swissotel’de çekmesi için gerekli kanun değişikliği acele yapılmalıdır.
İsmail Cin

SSK eski Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu' ndan, Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan' a iki soru:
1)SSK Yönetim Kurulu üyesi İsmail Şeref Sümer, Kurum'daki makam odasını geçenlerde tefriş ettirdi. 7.5 milyar lirayı bulduğu söylenen tefriş masraflarını kim ödedi? Kurum mu yoksa Kurum'la iş ilişkisi olan bir müteahhit mi? Müteahhit ödediyse, bu jesti (!) neden yapmış olabilir? İsmail Şeref Sümer' in eski iş ortağınız olduğu iddiaları doğru mudur?
2)Bilindiği üzere, 4 yıllık yüksek okul mezunu olmayanların, kamuda, daire başkanı ve daha üst düzey görevlere getirilmeleri yasal açıdan mümkün değil. Oysa, halen Meclis Genel Kurulu'nda olan SSK Kanunu'na geçici bir madde eklenerek, 2 yıllık yüksek okul mezunu olanların da Kurum'da daire başkanı ve daha üst düzey görevler yapabilmeleri olanaklı hale getirildi. 65 bin kişinin çalıştığı SSK'da, 4 yıllık yüksek okul mezunu eleman sıkıntısı mı var ki, bu değişikliğe gerek duyuldu? Sözkonusu değişikliğin isimleri baştan belli bazı kişiler için yapıldığını iddia ediliyor, ne dersiniz?

Pazar günü, Adnan Menderes ile İhsan Sabri Çağlayangil arasında geçen, Bursa'ya yapılacak tiyatro ile ilgili tartışmayı aktarmıştık. Emekli Vali Mehmet Aldan'ın "İz Bırakan Mülki İdare Amirleri" adlı kitabından yaptığımız alıntı, daha çok Çağlayangil'in anılarına dayanıyor ve okunduğunda tiyatro yalnızca Ertuğrul Muhsin ve Çağlayangil'in çabalarıyla kurulmuş sonucu çıkıyordu.
Bursa'nın değerli gazetecilerinden Yılmaz Akkılıç konuyla ilgili ek bilgiler göndermiş; okuyoruz:
"Bursa'daki Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu, evet doğrudur, merhum İhsan Sabri Çağlayangil'in valiliği döneminde 28 Eylül 1957 günü perdelerini açmıştır.
Ancak tiyatro binası, 1950'den önce Vali Haşim İşcan zamanında, o dönemin elverdiği ölçüde Belediye Başkanı Dr. Edip Rüştü Akyürek'in öncülüğünde başlatılmış; ancak 1950'deki iktidar değişiminden sonra tamamlanabilmiştir. Bursa Halkevi binasının eklentisidir."

Ali Şen bir TV kanalında konuşuyor:
- Artık kalan maçların kazanılması teknik heyetten veya futbolculardan beklenemez. Bundan sonrası yönetimin işi.
Siz ne anladınız bu cümleden?

Öğretilen şeyler unutulduktan sonra geriye kalan, eğitimdir.
B.F. Skinner