Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       MHP'li Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu, Devlet Bakanlığı görevinden azledildi. Suçu: Demokratik hakkını kullanıp cumhurbaşkanlığına aday olmak... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin isteğiyle bu kararı Başbakan Bülent Ecevit cumhurbaşkanlığına gönderdi. Süleyman Demirel de gözü kapalı onayladı. Sadi Somuncuoğlu'nun TBMM bahçesinde saldırıya uğramasına sessiz kalan Başbakan ve Cumhurbaşkanı üstüne üstlük Somuncuoğlu'nu demokratik hakkını kullandığı için cezalandırmış oldular. Kaç kuruşluk "demokrat" olduklarını bir kez daha kanıtladılar. Sayın Somuncuoğlu'nu şu süreçte gösterdiği medeni cesaretten dolayı kutluyoruz.

       ***
       Tımarhaneler dışarıdakiler kendilerini akıllı hissetsinler diye kurulmuştur
     ÂMontesquieu
       ***

Asker ve sivil...

       Genelkurmay Başkanlığı MGK'ya daha fazla sivil üye alınmasına yeşil ışık yakmış. "MGK Genel Sekreteri sivil olsun" şeklindeki değişiklik isteğine ise yeşil ışık yakmamış. Dün manşetimizde yayımlanan bu haber Liberal Demokrat Parti Başkanı Besim Tibuk'u gülümsetmiş.. Dün telefonda:
     Â- MGK'ya daha çok sivil alınmasını kararlaÅŸtırmak sivillerin iÅŸi mi yoksa askerlerin mi, diye soruyordu...
       Kendisine bir halk tekerlemesiyle yanıt verdik:
     Â- Öyleyse de böyledir...


Tarih sevgimiz

       Bir toplumun tarihine, dolayısıyla ulusal kimliğine saygı duyup duymadığı nereden anlaşılır? Tarihi eserlerine gösterdiği ilgiden... Bakalım bu ilgi hangi noktada? Vakıflardan sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova'yı dinliyoruz:
     Â- Geçen hafta sonu Aksaray'daydım. Bu kentte onarıma muhtaç pek çok deÄŸerli tarihi eser var. Onarımları için en az 3 trilyon gerekiyor. Tüm Türkiye'deki tarihi eserlerin onarımı için bana ayrılan para ise yalnızca 6 trilyon lira. Yani 10 milyon dolar... Bu parayla sadece Ä°stanbul'da depremde zarar gören eserleri onarabilirim. Türkiye'nin geri kalanındaki onarımlar içinse hiç paramız yok...
       Batan bankalara ve silah alımlarına milyarlar dolar ayrılabiliyor. Tarihi eserlere 10 milyon dolardan fazlası yok. Tarihe ilgi bu kadar...


Olumsuz fıkra

       Ünlü fıkradır... İngiliz, Amerikalı ve Türk güvenlik timleri Afrika ormanlarında sınava tabi tutulmuş... Her tim sırayla bir gergedan yakalayacak. Amerikan timi 3 saatte bir gergedan yakalayıp getirmiş. İngilizler 3,5 saatte.. Sıra bizim time gelmiş... 13 saat geçmiş ortada yok. Nihayet uzaktan görünmüş bizimkiler. Yanlarında bir fil... İnim inim inliyor:
     Â- Ä°tiraf ediyorum gergedanım abi... Vallahi billahi gergedanım!...
       Umarız Uğur Mumcu soruşturmasının sonucu fıkraya uymaz, dedi telefonda bunları anlatan okurumuz...

       ***
       Yerinde sayanlar yürüyenlerden daha çok ses çıkartır
     ÂCenap Åžahabettin
       ***

Hukuk sızıntısı

     ÂUÄŸur Mumcu cinayeti sanıklarının yakalandığına iliÅŸkin haberlerin yarattığı fırtınayı hukukçular hangi düşüncelerle izliyor? Ceza avukatı Ergin Cinmen'e görüşlerini soruyoruz...
       - Ülkemizde son derece kötü bir hazırlık soruşturması geleneği vardır, diyor, bu da onun son örneği.. Daha dosya savcının eline geçmeden bölük pörçük bilgiler gazete sayfalarında uçuşmaya başladı. Gerçek failler yakalanmış olsa bile daha dosya savcılığa ulaşmadan, iddianame yazılmadan konunun kamuoyu gündemine "Katiller yakalandı" biçiminde getirilmesi bana çok ters geliyor. Failler gerçekten yakalanmış olsa bile ilerde yargılamayı şaibeli hale getirebilir.
     Â- İçiÅŸleri Bakanı ve BaÅŸbakan "Yayın yasağı var" diye konuÅŸmaktan kaçınırken Emniyet birimlerinin sanık ifadelerini gazetelere sızdırmaları nasıl açıklanabilir?
     Â
- Hafızaları tazelemekte fayda var: Şemdin Sakık yakalandıktan sonra birçok insan hakkında ciddi suçlamalarda bulunduğu yazıldı. Ama daha sonra dosyalar açıldığında içinde hiçbir şey olmadığı görüldü! Umarım yine aynı durum yaşanmaz. Bakın, bu sürecin objektif kriterleri vardır: Beklenir, dosya tamamlanır, herkes neyin ne olduğunu o zaman görür. Asıl mesele, bu bilgilerin Emniyet tarafından sızdırılıyor oluşu.. Bu çok yanlış... Soruşturmayı sekteye de uğratabilir. Başka zanlılar varsa kaçabilir, kanıtlar ortadan kalkar vs.. Gazetecinin işi haber bulup yayımlamak.. O yüzden bu noktada asıl iş Emniyet'e düşüyor. Emniyet teşkilatının kendine biraz hakim olması lazım. Topu topu 15 kişidir bu soruşturmayı yürüten... 15 kişiye hakim olunamıyor mu?..
     Â- İçiÅŸleri Bakanı, sanıklar ifadeleri mahkemede reddetmesin diye Emniyet'teki sorguya savcının da girdiÄŸini söylüyor. Savcının sorguya girmiÅŸ olması mahkemede baÄŸlayıcı olur mu?
       - Hayır. Savcının orada bulunması hiçbir güvence getirmiyor. Videoya kaydedilmiş ifadeler bile inkar edilebiliyor. Adam kalkıp mahkemede, "Polis ifademi baskı altında aldıktan sonra `Yan odada savcının karşısında da aynı şeyi söyleyeceksin' diye zorladı" diyebilir. Bunlar başımıza çok geldi.

       ***
       Çakıcı mahkemeye: Beni cezalandırın" demiş.
       Biliyor ki cezası arttıkca ülkedeki itibarı da artacak.
      C. Demirci
       ***


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr