Hemen her meslekte olduğu gibi.. Bizim meslekte de rekabet yoğundur. Yarışma vardır, çekişme vardır, çekememezlik vardır... Ancak o rakiplerden biri güç duruma düştüğü zaman manzara farklıdır. O zaman bütün sektörü olumsuz etkileyecek bir gelişme söz konusudur. Artık rekabet değil hüzün vaktidir.
      Şu günlerde Sabah gazetesindeki haber ve köşe yazılarını bu duyguyla izliyoruz. Öfkeli satırları bir anlayış payı bırakarak okuyoruz. Ama bu anlayışı gösterdiklerimizin kendi sorumsuzluk ve kabahatlerini gözden kaçırmak için başkalarını suçlama eğilimlerini de pek olağan göremiyoruz.
      Sayın
Dinç Bilgin dün Sabah'taki açıklamasında
"bir kısmı rekabet hırsıyla, bir kısmı da ideolojik düşmanlıklarıyla pusuya yatanlar"dan söz ediyor... Kim bunlar? Ortada boşaltıldığı sahipleri tarafından itiraf edilen bir banka ve boşaltılan parayı ödemesi söz konusu olan gariban vatandaşlar dururken... Kim kimi suçlamak durumundadır?
      Sabah'ta bir değerli meslektaşımız bankacılık ile gazetecilik mesleğinin birarada yürütülmesinin sakıncalarını yazıyor. İki işin birarada yapılmasının kanunla yasaklanmasını istiyor. Banka bilançolarının açıklanması çağrısı yapıyor.
      Bu öneriler Sabah ile Etibank birarada yönetilirken yapılsa tabii daha iyi olurdu.. Elbet bundan sonra da tartışılabilir...
      Ancak Etibank olayı, iki mesleğin birarada yürütülmesinden kaynaklanmıyor. Ortada bir meslek suçu var. Banka boşaltma olayı söz konusu. Sigorta Mevduat Fonu, Etibank'ı yöneten
Dinç Bilgin ve ekibinin banka kaynaklarını tehlikeli biçimde Medya Holding'e aktardığını bildiriyor.
Dinç Bilgin bugün bu parayı bankaya ödeyeceğini bildirerek hatasını kabul ediyor.
      Gündemdeki konu "Bankacılığı ve gazeteciliği kuralına uygun yürütüp yürütmemek"tir...
Tabip maaşı
      İstanbul Tabip Odası hekim ücretlerine ilişkin bir dosya göndermiş...
      Kaç para maaş alıyormuş bir hekim biliyor musunuz?
      10 yıllık pratisyen hekimin ortalama maaşı 300 milyon lira.
      10 yıllık uzman hekimin maaşı 390 milyon...
      1978'de 10 yıllık uzman hekim 1200 dolar maaş alırmış...
      Bugün aldığı aylık 573 dolar...
      Son 10 yılda hekim ücretleri yüzde 55 oranında azalmış...
      Atılan parlak nutuklar birer palavradan öte anlam taşımıyor...
      Toplumun bir kesimi giderek fakirleşiyor...
      Üstelik de doktor, öğretmen, bilim adamı, yargıç gibi toplumun okumuş yazmış ve nitelikli kesimidir bu fakirleşen... Ülkenin geleceğini, sağlığını, eğitimini emanet ettiğimiz kesim...
      Yarınlarımız bugünden daha az mı önemli? Öyle düşünüyorsak toplumsal iflasa adaylığımızı koymuşuz demektir.
Suç ne?
      Vakıflar Bankası'ndan sorumlu Devlet Bakanı
Yüksel Yalova önceki sabah gazetecilere söz vermişti:
     Â
- Vakıfbank'tan kimlere ne kadar kredi verildiğini bu akşam açıklayacağım. Akşam olduğunda aynı
Yalova'nın ağzından şu sözlerin döküldü:
     Â
- Bir bankanın kimlere ne kredi verdiğini açıklamak Bankalar Yasası'na aykırıdır. O nedenle bu konuda hiçbir bilgi veremem.       Bankacılık mevzuatını iyi bilen bir dostumuza sorduk:
     Â
- Bir bankanın kime ne kredi verdiğini açıklamak suç mu?       - Hayır. Suç olan şu: Diyelim bir müşteri bankaya geldi, kredi istedi. Krediyi ne yapacağını sorduğunuzda da, şöyle bir projem var, şurada şöyle bir iş yapacağım, dedi. Bu sırrı açıklamak suç.. Çünkü onu açıklamakla rakiplerine koz verebilir, projesini sekteye uğratabilirsiniz. Yoksa verilen krediyi açıklamak suç değil. Hele hele resmen bir banka hortumlama söz konusuysa, hortumlanan banka da kamunun, yani halkın bankasıysa, paranın asıl sahibinden bu bilgileri saklamak yasanın asla engellediği bir husus değil.
Serbest dikiz...
      Star gazetesi, haberlerini özgün tekniklerle sunuyor. Fotoğraflara hayali
"söz" balonları koyup haber kahramanlarını
"konuşturmak" da bunlardan biri... Basın Konseyi, dün bu balonlardan biri hakkında şu kararı verdi:
      "Star'ın
`Bakan olacak adam' haberinde, DYP milletvekili
Hüseyin Çelik'in Hollanda - İslam Üniversitesi açılış töreni boyunca Hollandalı bir hanım milletvekilinin bacaklarına baktığı iddia edilmekte; balonlar içinde
`Röntgene yattı', `Serbest dikiz moduna geçti' gibi ifadeler yer almaktadır. Haberdeki nitelemelerle basın meslek ilkelerini ihlal eden gazetenin kınanmasına..."
      Dün gazetede arkadaşlara
"Serbest dikiz modu nedir?" diye sorduk. Kimsenin fikir sahibi olmadığını gördük... Bilenlerin bildirmesi...
     Â
Hey gidi heeey!.. Eskiden western filmlerinde banka soyanlar en azından maske filan takardı!..     Â
Cihan DemirciEFT...
      Egebank'la Etibank arasında ne fark var?
      - Birinde parayı "çuval"la götürdüler, ötekinde EFT'yle...
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr