Bir televizyon kanalında Kara Murat filmi oynuyormuş. İzleyen okuyucumuz aktarıyor.
“Şarap” sözcüğü geçen yerleri ‘bip’lemişler ancak meyhane sözcüğünü ‘bip’lemeyi herhalde unutmuşlar. Konuşmalar şu hale dönmüş.
- Barba’nın meyhanesine ‘biiip’ götürüyorum.
- Susamışsınızdır, size bir ‘biiip’ ikram edeyim.
- Bizans’ın en güzel ‘biiip’ini ben üretirim.
Ekranlarda içki görüntüleri ve sözlerine yönelik duyarlık aşırı düzeyde!
Neden? Çünkü içki bütün kötülüklerin anasıdır!
Fakat silah içki kadar tehlikeli sayılmıyor. Ekranlarda silahın her türlüsü adıyla, fotoğrafıyla yayınlanıyor, o silahların tetiğe bir basışta onlarca kişiyi öldürdüğünü görüyoruz. Yerli dizilerde sorunlar hukukla değil silahla çözümleniyor. Çoluk çocuk silahlı çözümün daha fiyakalı ve daha adil olduğuna inandırılıyor. Ancak silaha sansür yok. Şaraba sansür var. Nasıl bir mantıksa...
KIRIKKALE’DEN
Erdoğan Karakaya, Kırıkkale Sanayi Mahallesi’ndeki evine akşama doğru geliyor. Canı sıkkın. Yüzü gülmüyor. Bir ara karısıyla tartışıyor. 37 yaşındaki genç adamın hiçbir işi rast gitmemektedir. Psikolojisi bozulmuştur. Derken, yerinden kalkıyor:
- Ben bu hayata artık dayanamayacağım, diyor, yaşamak istemiyorum, vuracağım kendimi, diyerek yan odaya geçiyor, kapıyı kilitliyor.
12 yaşındaki kızı Hazal telaş içinde kapıya koşuyor. Açamıyor. “Yapma baba ne olursun yapma” diye hıçkırıklar içinde kapıyı yumrukluyor. Her kız çocuğu gibi o da babasını dünyalar kadar seviyor belli ki. Erdoğan ise hiçbir şey düşünecek halde değildir. Çekmeceden tabancasını çıkarıyor. Emniyeti açarken elleri titriyor. O arada tabancayı nasıl tuttuğunu bile hatırlamıyor. İşte o anda tabanca ateş alıyor. Çıkan kurşun Erdoğan’ın omuzunun bir yanından girip öte yanından çıkıyor. Ve kapının hemen arkasında durup babasına yalvaran küçük kızın göğsüne saplanıyor. Anne çığlık çığlığa. Baba ve kız ayrı ayrı hastaneye kaldırılıyor. Kız çok yaşamıyor, hastanede can veriyor. Adam ameliyata alınıyor. Kendisine kızını vurduğu söylenmiyor. İki hafta hastanede yattıktan sonra üç gün önce taburcu ediliyor. Kızını öldürdüğü kendisine taburcu olduğu gün söyleniyor. Adam bir kez daha yıkılıyor. Aynı gün mahkemeye çıkarılıyor. Kısa bir sorgudan sonra tutuklanıyor.
Anne kızını ve kocasını kaybetmiş.
Kız mezarda.
Kızının acısını da yüklenen baba şu an hapishanede.
Gazetelere bir iki sütun haber oldu bu dram. Sadece o kadar...
ÜTÜ
AKP’li Kayseri Belediye Başkanı Mustafa Çelik, kendilerine 2015 yılında görevi devreden AKP’li Mehmet Özhaseki’yle ilgili olarak:
- Bize devrettiğinde belediyenin kasası boştu, diyor.
- Peki, neden bugüne kadar açıklamadınız?
- Ütüsü bozulsun istemedik.
Karizması çizilmesin anlamında: Ütüsü bozulmasın. Güzel deyim.
MELER
UEFA, milli hakem Halil Umut Meler’i de Cüneyt Çakır’la birlikte hakemlikteki en üst kategori olan “elit gurubu”na yükseltti. Avrupa’da bu kategoride sadece 32 hakem varmış.
Kimdir Halil Umut Meler? Son Galatasaray-Fenerbahçe maçında kurala aykırı davranışları nedeniyle Fatih Terim’e kırmızı kart gösteren hakem. Terim, hakeme hakaret ettiği için cezalı olarak maçları tribünden izliyor. Halil Umut Meler ise UEFA’ya göre Türkiye’nin en iyi iki hakeminden biri.
Galatasaray mı? Ligin 17. haftasında lider Trabzon’un 18 puan gerisinde olup puan cetvelinde 11. sırada.
UEFA ve rakamlar bir şeyler söylemiyor mu?
KADIKÖY
CHP lideri Kılıçdaroğlu geçenlerde Kadıköy Belediyesi’ni ziyaret etti. Kendisine brifing verildi. Bizden de CHP’li belediyeye bir kısa brifing olsun...
1. Kadıköy’ün dar kaldırımları çoğunlukla işgalde olduğu gibi gelişigüzel park eden scooter’lar tarafından da kapatılmaktadır. Bu scooter sayısının en azından azaltılması ilgili şirketlerden istenemez mi?
2. Moda çocuk parkı yıllardır bakımsız haldedir. Kum zemin kedi ve köpeklerin tuvaleti olmuştur. Kenara bir kum havuzu açılması, zeminin ise yumuşak bir maddeyle kaplanması mümkün değil midir?
3. 4 ana caddenin, Moda, Yeldeğirmeni, Bağdat ve Cemil Topuzlu’nun kaldırımları ne zaman gözden geçirilecektir?