Türkiye Avrupa'ya nasıl bakıyor? Türkiye Avrupa'dan nasıl görünüyor?.. Sorularının yanıtını, uzun yıllar Avrupa'da yaşayan gazeteci arkadaşımız Ahmet Sever, Ankara Gazi iletişim Fakültesi'ndeki panelde aktardı:
- Milletvekillerimiz ne zaman yurtdışına çıksa "Acaba bize nereden saldırıcaklar, Türkiye aleyhine yine ne tür bir girişim olacak?" telaşıyla sürekli tetikte bekliyorlar. Gardlarını buna göre alıyorlar. Bulundukları yerde "Türkiye dışında" başka hangi konular tartışılıyor, gündem nedir, ilgilenmiyorlar. İlgilenemiyorlar. Böyle olunca da Avrupa'nın gerçek gündemine bir türlü dahil olamıyoruz... Şu ara Avrupa'da mesela Avrupa Birliği'nin geleceğine dair çok yoğun tartışmalar var: Almanya Başbakanı Schröder ortaya federasyon önerisi attı, Fransa Başbakanı Jospin karşı çıktı. Hararetle tartışıyorlar.. Peki, AB üyeliğine aday olmamıza rağmen bizim ülkemizde bu konuda fikir üreten bir Allahın kulunu gördünüz mü?. Halbuki bu gelişmelerin aday ülkelere de doğrudan yansıması olacak. Öyle olduğu için de tüm aday ülkelerde, Türkiye hariç tabii, konu yakından takip ediliyor ve yoğun olarak tartışılıyor.
Ahmet Sever 'in sözleri üzerinde dikkatle durmalıyız...
Yalnız AB'ye üyelik peşinde koşmak yerine... Avrupa'nın geleceği üzerinde de kafa yormalı, fikir üretmeliyiz. Başka türlü Avrupalı olunabilir mi?
Olay Doğu'da devlet hastanelerinden birinde mecburi hizmetini yapan jinekolog doktorun başından geçer. Bir gün içeri çarşaflı bir kadın ve kocası gelir. Adam "karımın bir şikayeti var" deyip çıkar dışarı. Doktor kadına uzanmasını söyler ve normal muayenesini yapar. Muayene bittikten sonra da hastanın SSK'lı olduğunu düşünerek sevk kağıdının olup olmadığını sorar:
- Sevk aldın mı?
Kadından cevap:
- Acuuk...
En stresli ülke sıralamasında birinciliği korurken, Danimarka'daki okurumuz Serden Özcan konuya ilginç bir katkıda bulunuyor:
- Geçen hafta dünyanın en çok satan ikinci anti depresif ilacı olan ("Cipramil/Celexa/Cipram") üreticisi "Lundbeck" şirketinin üst düzey toplantısına katıldım. Finansman Genel Müdürü Türk olduğumu öğrenince bana: "Türkiye'de geçen sene Avrupa'nın en büyük beşinci birimini kurduk, tahminlerimize göre 5 sene içinde Turkiye Avrupa'da en çok depresyon ilacı sattığımız üç ülkeden birisi olacak" dedi...
Görüldüğü gibi: Eloğlu depresyonumuzu sürekli görüyor ve bu alana yatırım yapıyor... Aklımızı koruyalım.
İMF tütün yasasının 31 Mayıs'a kadar hazırlanmasını şart koşuyor.
Yasayı Kemal Derviş'e bağlı Hazine Müsteşarlığı hazırlıyor. Özelleştirmeden sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova yasanın kimi maddelerine karşı. Özellikle Tütün Üst Kurulu'na itirazı var. Karşı olduğu noktaları önceki gün TZOB'a yaptığı ziyarette seslendirmeye kalkışıyor.
Sen misin İMF'nin iradesine karşı fikir beyan eden.
Birden gök görlüyor, borsa düşüyor, dolar yükseliyor.
Bu demeci biraz da şov niyetiyle verdiği anlaşılan Yüksel Yalova sözlerini geri alıyorsa da kendini kurtaramıyor. İstifaya zorlanıyor.
***
Bu yasa nasıl yasadır? İçinde neler var?
Tütün Eksperleri Derneği Başkanı Faruk Gülpınar' a soruyoruz. Diyor ki:
- Tasarıyla ilgili çalışmalar büyük bir gizlilik içinde ve kapalı kapılar ardında yürütülüyor. Çalışmayı yapanlar, Hazine Müsteşarlığı, yabancı sigara temsilcileri ve birkaç Tekel bürokratı...İlgili sivil toplum örgütleri, bu arada biz tamamen devre dışı bırakıldık. Talep etmemize karşın bize ne tasarı verildi ve de bizden görüş istendi.
Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gürol Ergin' e tasarıyla ilgili düşüncesini soruyoruz:
- Bu yasayla ilgili çalışmalar çok gizli sürdürülüyor. Taslağın son şekli hakkında bilgimiz yok.
Türkiye'nin en büyük kuruluşlarından biri elden çıkarılıyor. Hazırlanan tasarıdan İMF'nin haberi var, Kemal Derviş'in haberi var, Philip Morris gibi firmaların haberi var. Türkiye'deki ziraatçilerin ve halkın haberi yok.
Tasarı önümüzdeki günlerde TBMM'ye inecek.. "Onaylamazsanız para yok" dayatması altında gözü kapalı onaylanacak. Tekel elden çıkacak.
Sömürgeden beter olduk...
Vizyonda yeni bir film: "Mumya Geri Dönüyor" Bizim mumyalardan neyi eksik döner tabi...!
Akif Kökçe