Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Arkadaşımız Özgen Acar, Bodrum’un adıyla ilgili etimolojik bilgi göndermiş... Tatlı tatlı okuyalım...
...Kent, ilk kez, bugün Bodrum Kalesi’nin bulunduğu noktada kurulduğunda adı "rüzgârlı" anlamına gelen "Zephyra"’dır. Daha sonraki yüzyıllarda kent büyüyünce "Halikarnassus" olur. Bodrum Kalesi, Haçlıların yaptığı son kale olup Aziz Petros’a adanmıştır. Bu kalenin yapımına katkıda bulunanlara "cennete gitme" vaat edilmiştir. Dolayısıyla kale adını Aziz Petros’tan aldığı için "Aziz Petrum (Saint Petrum)" olarak tanımlanmıştır. Türkçe’de "Pönin geleneksel olarak "B"’ye dönüşmesi gibi "Petrum" da zamanla "Bodrum" olur.
Bodrum’un ünlü "çökertme"sine konu olan Bitez Yalısı da bu yöre ile Bodrum arasındaki "Pedessa" antik kentinden adını alır. Burada da "P" zamanla "B" olduğu için "Pedessa", "Bitez"e dönüşmüştür. Hangi akla hizmet ise bu köyün adı "Ağaçlı Köyü" olarak değiştirilmiştir. Çökertme türküsündeki "Burası Aspat değil Halilim Bitez Yalısı" sözlerini acaba kim "Burası Aspat değil Halilim Ağaçlı Yalısı" diye söylüyor?
Anadolu’nun köklerini tarihten kopartma yanılgısı son 40 yılda İçişleri Bakanlığı’nda moda oldu; binlerce yıllık binlerce köy, dağ, ova, nehir adı değiştirildi, yine de değiştirilmek isteniyor! Bütün renkleri kireçle boyayıp tek renge dönüştürme tutkusu sürüyor...

Kemal Derviş genç işadamlarını CHP’ye götürecekmiş.
İşsiz gençleri getirebilse parti o zaman oy patlaması yapar...



Cumhuriyet tarihinin en başarısız hükümeti hangisidir? Güvenilir bir kuruluş olan "www.ekohaber.net"e göre, halen görevde olan Ecevit - Bahçeli - Yılmaz Hükümeti...
İkinci Dünya Savaşı dönemini de kapsayan İnönü Hükümeti, 1938 - 50 arasında ortalama yüzde 1.2 büyüme sağlamıştı.
Üçlü koalisyon yılda ortalama yüzde 3 küçülme kaydetti.
Şu anda dünyanın en hızlı küçülen 4 ülkesinden biriyiz.
Vitrine sosyal demokrat lider koyarsanız halk ona aldanıyor, ülke daha kolay soyuluyor. IMF bunun tadını aldı. Yeni sosyal demokrat oluşum arıyor...

Gözümüze raftaki bir dosya ilişiyor.. TÜSİAD’ın "Yeni bir seçim ve siyasi partiler yasası" üzerine geçen yıl yaptırdığı inceleme... Son 3 yılda pek çok kuruluş bu konuda araştırma yaptırdı... Rapor hazırladılar. Televizyonda tartışmalar izledik. Bütün partiler bu iki yasanın değiştirilmesinde hemfikirdi. Tabii görünüşte... İş bu yasaları çıkartmaya gelince yan çizdiler. Çeteleşmiş siyaset sınıfı, bir kez daha halktan kopuk, her türlü vurguna, soyguna koltuk karşılığı göz yumacak bir parlamento oluşturacak...

Amerika’nın Irak’a saldırı planları üzerinde tartışmalar hatta kavgalar yoğunlaşıyor. En başta Amerika’da sayısız yazar ve düşünür W. Bush’u yolundan çevirmeye çalışıyor. Bush’un Irak’a saldırması için inandırıcı bir gerekçe hâlâ bulunamadı. Ancak savaşı durdurmaya çalışanlar yığınla mantıklı sebep ortaya koyuyorlar...
• Irak’ın El Kaide ve terörle bağlantısı saptanmamıştır.
• Irak ne komşularına ne ABD’ye bir tehdit oluşturmaktadır.
• Tehdit oluştursa bile savaş kararını verecek olan BM Güvenlik Konseyi’dir...
• Bush’un elinde bir Güvenlik Konseyi kararı yoktur. Hatta ABD Kongresi onayı bile yoktur.
• Irak’ta Saddam’ın devrilmesinden sonrası belirsizdir. Yerine oturtulacak kimse yoktur. Saddam sonrası karmaşık durum iç savaşa yol açabilir. Kürtlerin bağımsız devlet kurmaları sonucu Türkiye ve İran karmaşanın içine çekilir...
• Saddam eğer biyolojik silaha sahipse bunu kolayca saklayabilir, savaşta her şeyden umudunu kestiği anda da kullanır.
• Irak’a yönelik haksız bir saldırı Arap dünyasını da karşısına alacağı için bir medeniyetler çatışmasına ilerleyecektir.
• Uluslararası teröristler Batı’ya saldırmak için kendilerince geçerli bir neden bulmuş olacaklardır...vs..vs...
Batı Dünyası bu görüşleri derinliğine tartışıyor. Öte yandan Ürdün ve Suudi Arabistan’dan sonra Bahreyn de topraklarını ABD’ye kullandırmayacağını açıkladı. Bu savaşta Irak’tan sonra ilk okka altına gidecek Türkiyemizin kamuoyu ise oralı değil... Washington ile görünmez bağlar ve derin muhabbet içindeki medyamız ve siyasetimiz ABD’ye saygısızlık etmenin derin endişesi içinde kendi çocuklarını bekleyen tehlikeleri gündeme getirmiyor.
Artık her şey olup bittikten, bir tokat da İkinci Körfez savaşından yedikten sonra tartışırız... Arada bir "Yurtta sulh, cihanda sulh" demeyi de ihmal etmeyiz...

Gelişmiş ülkeler, bazı Afrika ülkelerine "Muz Cumhuriyeti" diyorlar...
Bize ve Latin Amerika ülkelerine de "Kriz Cumhuriyeti" diyorlardır herhalde...