Avustralyalı ve Yeni Zelandalılar, her yıl olduğu yine
"dünyanın bir ucundan" kalkıp Gelibolu'ya geldiler. Yurtlarından çok uzakta toprağa düşmüş dedelerini anmak için... Anzak çıkartmasının 85'inci yıldönümü dolayısıyla gelen kafilede Yeni Zelanda Başbakanı
Helen Clark da yer alıyor. Hep birlikte pırıl pırıl Anzak Şehitliği'ne gidecek, yatanların baş ucuna birer demet çiçek bırakacaklar...
      Okurumuz
Esen Yazgan, Anzaklarla ilgili haberleri gezi için gittiği Afyon'da okumuş... Telefonda diyor ki:
      - Bu haberleri okuyunca içim sızladı. Dün burada şehitliklerimizi ziyaret etmek istedik. Bu amaçla Turizm Müdürlüğü'nden aldığımız harita şehitliklere giden yolları göstermemiş... İnsanlara sorduk, kimse bilmiyor.
"Tepeyi alamadım" diye intihar eden onurlu kurtuluş savaşı kahramanı
Reşat Çiğiltepe'nin yattığı şehitliği soracak olduk. Esamesi okunmuyor...
"Çiğiltepe Şehitliği" tabelasını saatlerce aradıktan sonra bulduk. Ama gidemedik. Çünkü yolu patikadan farksız, traktör zor gider... Şehitlik 10 km ötedeymiş.. Çamura saplanırız korkusuyla geri döndük..
"Sıcak sular ve camiler şehri" diye tanınan Afyon, aynı zamanda ülkeyi esenliğe çıkaran büyük kurtuluş savaşımızın verildiği coğrafyada yer alıyor. Ama acıyla gördüm ki, kimsenin umurunda değil bu.. Turizm Müdürlüğü'nün bile.. Hazırladıkları broşürde
Atatürk ve arkadaşlarının Büyük Zafer'i planlandığı Zafer Müzesi'ne de yer vermemişler. Müze şehir dışında, unutulacak bir köşede de değil, Vilayet binasının yanıbaşında!..
      Anzak'ların torunları her yıl onları anmak için binlerce kilometre uzaktan gelirken.. Bizim cumhuriyeti kanlarıyla kurmuş ulusal kahramanlarımızı böylesine unutmuş olmamız acı değil.. Acıdan öte birşey...
Ata'nın çiçekleri
      "Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Herkesin kendine göre bir zevki vardır. Kimi bahçe ile meşgul olmak, güzel çiçekler yetiştirmek ister. Bazı insanlar da adam yetiştirmekten hoşlanır. Bahçesinde çiçek yetiştiren adam, çiçekten birşey bekler mi? Adam yetiştiren adam da, çiçek yetiştirendeki hislerle hareket edebilmelidir..."
     Â
Atatürk / 17 Mart 1937
      ***
      Futbolda Kopenhag kriterlerini yakaladık. Darısı siyasetin başına.
     Â
Haldun Ertem      ***
Yeter ki
      Felsefeci
Ömer Naci Soykan Televole Cumhuriyeti'ni iki satırla pek güzel tanımlıyor:
      "Türkiye'de yeter ki ünlü ol... Ünlü bir darbukacı da olsan politika, kültür gibi konularda da sana danışırlar."
      ***
      "Kaçmak, yüzleşmekten daha fazla zaman harcamanızı gerektirir"
      Tennick Yasası
      ***
Öylesine anılar
      Şu günlerde
"MİT mensubu gazeteciler" konusu gündemde. Bilvesile bir anımızı nakledelim...
      Yıl 1978 - 79 olmalı. Bendeniz Günaydın'da siyasi haberler şefiyim. O günlerde Hürriyet gazetesi MİT'ten sağlanmış haber ve fotoğraflar yayımlıyor. Bizi atlatıyor. Sabah toplantısında söz alan gazetenin eskisi bir arkadaşımız alenen şu teklifi yapıyor:
     Â
- Bizde de üç MİT elemanı var. Ama bizimkiler böyle haberler getirmiyor. Kendileriyle konuşalım, daha aktif olsunlar.      Toplantıdan sonra merakla o ağabeyimizin yanına gidip soruyorum:
     Â
- Abi kim bizdeki bu üç MİT elemanı? Merak ettim...      Abimiz dik dik bakıyor. Sonra homurdanıyor:
     Â
- Hayatım sen bugüne kadar onların kim olduğunu öğrenemediysen bundan sonra da öğrenmene gerek yok...      Yanıt harika... Söz orada noktalanıyor.
Çocuk ve kitap
      Uluslararası Kütüphanecilik Kongresi 1995 yılında İstanbul'da 138 ülkeden 3000'e yakın uzmanın katılımıyla yapıldı. Kapanış oturumunda alınan üç karardan biri, o toplantıya katılan kütüphanecilerimizden
Selma Aslan'ın önerdiği bir
"Dünya Bilgi Günü" ihdas edilmesi idi. Birkaç ay sonra bu öneriyi de dikkate alan UNESCO 23 Nisan'ı
"Dünya Kitap ve Telif Hakları Günü" olarak ilan etti. Karar Türkiye'ye bildirildiği halde sonradan unutuldu.
      Bu bilgiyi bize ileten
Selma Aslan şu satırları ekliyor:
      "İngiltere'de bugünlerde yeni bir kampanya başlıyor. 8 aylık olan her bebeğe bir kitap armağan edilecek. Bazı yörelerde bu bebekler 3 ve 5 yaşlarına ulaştıklarında yine birer kitap armağanı ile karşılaşacak. İngiltere'de 377 milyon kişi kütüphaneleri ziyaret ederken ancak 33 milyon kişi maçlara gidiyor. Daha konuşmadan kitapla tanışacak olan bebeklerin çoğu tabii ki okul yıllarında ve sonrasında kütüphane müdavimi olacak. Böylece hem kültürel olarak zenginleşecek hem de sürekli olarak bilgilerini yenileyecekler...
      Okurumuz ekliyor:
     Â
- 23 Nisan çocuklarımıza ve Dünya Kitap Günü'nü kutlayanlara kutlu olsun. Keşke biz de çifte bayram yapsaydık...      Keşke..
Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr