Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Değerli meslektaşımız, örnek gazeteci Uğur Mumcu’yu, uğursuz merkezlerce katledilmesinin 32. yılında özlem ve saygıyla anıyoruz.

Uğur’un sesi ülkenin semalarından hiç eksik olmadı.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz, derdi.

Doğru bilgiye varmak için sürekli araştırırdı.

Vardığı sonuçları cesurane savunurdu.

Tezlerine inandığı için çok etkili konuşurdu.

Bir konferans çıkışında etkili konuşmasından bahisle:

- Sende teatral yetenek de var, demiştim...

- Bir fikri iyi anlatmak için şart, demişti...

Atatürkçülüğü, laikliği, milliyetçiliği, demokrasiyi, cumhuriyeti bir arada savunurdu. Bu kavramlar entel çevrelerde içerikleri saptırılarak birbiriyle çelişkili gibi gösterilir. Oysa birbirini tamamlayan kavramlardır.

Haberin Devamı

Atatürk’ü benimsemeyen bir sol partinin başarılı olamayacağını savunurdu. Tarih onu doğruladı.

İnsan hakları, demokrasi, özgürlük... Onun mücadele bayraklarıydı:

“Zararlı düşünce, tehlikeli düşünce yoktur, doğru düşünce yanlış düşünce vardır. Düşüncelerin doğruluğu ve yanlışlığı ancak özgür bir ortamda ölçülüp tartışılır” derdi...

Ondan sık sık şunu duyardık:

“Bugün çağdaşlık konusunda elle tutulur ne kalmışsa hepsi Atatürk döneminin eseridir. O’ nun açtığı yoldan gelmiştir...”

Vurdular onu ama...

Adını silemediler. Düşüncelerini yenemediler...

Sesi, soluğu, fikirleri bugüne dek geldi, bugünden sonra da var olacak.

Anısı önünde saygıyla...

LUCESCU

Romen teknik adam Mircea Lucescu’yu Türk futbol seyircisi iyi tanır. Ülkemizde Galatasaray ve milli takımı çalıştırdı. Başarılı oldu. Son yıllarda Ukrayna’da görev yapıyor. Geçen yıl çalıştırdığı Shaktar Donetsk takımıyla birlikte Antalya’da kamptaydı. Bir gazeteci Türkiye’den teklif alıp almadığını, teklif alırsa gelip gelmeyeceğini soruyor. Lucescu’dan cevap:

“Açıkçası Türkiye’de yeniden kaotik ve stresli ortamın içine girmek istemiyorum. Ukrayna’daki savaş ortamı Türkiye’den çok daha stressiz.”

Nasıl bir savaşın içinde yaşadığımızı buradan anlayın.

HARÇLIK

Bu sıkıntılı günlerde buyurun size bir de olumlu haber...

Emekli aylığıma gelen zam belli oldu...

Haberin Devamı

Aylığım 19 bin 500 liradan 22 bin 658 liraya yükseldi.

30 yıl sigortalı çalıştıktan sonra 96 yılında emekli olmuştum...

Aradan geçen 28 yılda da bütün zamlardan yararlandım...

Zam üstüne zam aldım...

Sonuçta 22 bin 658 lirayı buldum.

Aylığım asgari ücret ve açlık sınırıyla eşitlendi.

Apartmanın yakıt yönetim masrafı 6 bin lira. Haftada bir gelen temizlik görevlisi hanıma da her ay 6 bin lira tosluyoruz. Elektrik, su, internet, Digiturk, telefon, doktor, eczane derken tabii ki bize de biraz para kalıyor. Devletimize milletimize dua ederek o kalan parayı koklayarak harcıyoruz. Geleceğe umutla bakıyoruz!

JAPON

2015 yılında İzmit’te yapımı süren Osmangazi Köprüsü’nde ana halat koptu. Kimse ölüp yaralanmadı. Ancak projeyi yürüten firmada görevli Japon mühendis Ryoichi Kishi, kendisini bu kazadan dolayı sorumlu saydı ve intihar etti.

Türkiye’de yıllardır yangınlarda, kazalarda, sellerde, depremlerde binlerce insanımız öldü. Bu Japon dışında tek bir kişi sorumluluğu üstüne almadı. Ne intiharı… Kimse istifa bile etmedi.

Haberin Devamı

Bizde felaketlerden sonra kimsenin aklına istifa etmek gelmiyor.

İlk akla gelen: “Ben bunu kimin üstüne nasıl yıkabilirim...”

Kartalkaya’da da bunun çalışması yapılıyor.

Birçok gazete ve TV, olayı aydınlatıp ülkeyi yeni felaketlerden kurtarmaya değil cinayetin “asli sorumluları”nı kurtarmaya çalışıyor...

Her türlü haber çarpıtma, yalan, dolan serbest.

Yeni felaketlere davetiye nasıl mı çıkarılır. İşte böyle.

RAPOR

78 kişinin ölümüne yol açan Grand Kartal Oteli, 12 Aralık 2024’te Bolu Belediyesi’ne başvurarak, yangın güvenliği raporu talep ediyor.

Böyle bir raporu otelden yıl sonuna kadar Turizm Bakanlığı istemektedir.

Belediye ekipleri 16 Aralık’ta oteli denetliyor.

Sekiz eksiklik tespit ediyor.

Eksiklerin giderilmesi için 15 gün süre tanıyor.

Grand Kartal, 24 Aralık’ta belediyeye bir dilekçe vererek rapor isteğini geri çekiyor.

27 gün sonra otel yanıyor.

Bu arada ne oldu?

Otel muhtemelen bir başka kuruluştan alelacele olumlu rapor temin ediyor. Veya bakanlıktan ek süre alıyor.

Otel, eksikleri gidermeye ciddi olarak niyetli olsa Bolu Belediyesi’nden talebini geri çeker miydi?

Otelin rapor için başvurduğu yeni kuruluş hangisidir?

Verilen rapor hangi yöndedir?

Otelin denetiminden sorumlu olan Turizm Bakanlığı bunlar gibi yığınla soruya açıklama getirmek zorundadır.

Ama o cenahtan hiç ses çıkmıyor!...