Â
"Yargıtay Başkanı hukuk dersi verdi"      "Zorbalığa isyan!"
      "Demokrasi ateşi"
      "Milenyum deklarasyonu"
      "Demokrasi dersi..."
      Yargıtay Başkanı
Sami Selçuk'un yeni adli yılı açış konuşması soldan sağa, ortadan kenara, FP'den DSP'ye,
Çiller'den
Yılmaz'a, hukukçulardan köşe yazarlarına... Çok çeşitli çevrelerden (kimileri parantez açmakla birlikte) alkış aldı. Konuşmaya tek güçlü eleştiri ise
İşçi Partisi'nden geldi. Bakınız İP bildirisinde neler söylendi:
      - Yargıtay Başkanı, irtica tehlikesini yok saymıştır.
      - 50 yıldır devletin bütün olanaklarıyla beslenip büyütülen tarikatlar gerçeğinden sonra bugün
"Tarikatlar din okulu açabilir" demek,
"Åžeriat iktidara gelebilir" demektir.
      - 1930'ları gündeme getirenler şeriatçılardır.
"1930'lara saplanıp kalmayalım" demek,
"Şeriatçı saldırıya teslim olalım" demektir.
      - Yargıtay Başkanı hukukun katledilmesi demek olan af tasarısı ile ilgili hiçbir şey söylemedi.
      - Bağımsız ulusal yargıyı tamamen devre dışı bırakan Uluslararası Tahkim konusu da Sayın Selçuk'un 55 sayfalık konuşmasında tek satır olarak bile yer almadı.
      - Bütün şeriatçıların, emperyalizmin yeminli işbirlikçilerinin, neo - liberallerin ve tüm İkinci Cumhuriyetçi tayfasının
Selçuk'u alkışlaması, konuşmanın kime hizmet ettiğini gösteriyor.
Siyasette farklı mı?
      Meclis lokantasında sohbet eden beş - altı DSP milletvekili
Hüsamettin Özkan'ı çekiştiriyor:
     Â
- Hüsamettin, Fenerbahçe kongre üyelerinden Aziz Yılmaz'ın çok yakın arkadaşıdır. Sırf Aziz Yılmaz bir oy daha fazla oy alsın diye gitti Fenerbahçe üyesi oldu. Düşünebiliyor musunuz, adam Beşiktaş hastası ama Fenerbahçe azası...      Lafa bir başka DSP'li karışıyor hemen:
     Â
- Siyasette de öyle değil mi sanki?.. Adam, ANAP'ın hastası, DSP azası...Yönetimde 15 "M"
      Tarihin renkli simalarından
Ahmet Vefik Paşa, devlet adamı ve yönetici özelliklerini 15 maddelik bir listede toplamış. Bakınız bir devlet adamı ve yöneticide aranan 15 "M" neler:
      1.
Muteber       (Toplumda saygın)
      2.
Mutedil       (İlimli)
      3.
Murtezim       (Azimli)
      4.
Mutlif       (Affeden)
      5.
Muaffak       (Başarılı)
      6.
Muvakkik       (Zaman yönetici)
      7.
Muzaffer       (Kazanan)
      8.
Müceddid       (Yaratıcı)
      9.
Müeeyid       (Yaptırımcı)
      10.
Müdebbir       (Tedbirli)
      11.
Müteffekkir       (Fikir geliştiren)
      12.
Müferrih       (Ferahlatan)
      13.
Mültefit       (Takdiri bilen)
      14.
Mümeyyiz       (Aydın)
      15.
Mümtaz       (Üstün, seçkin )
      *
Normal hayata döndük...     Â
Yani gazetelerin malum pazar eklerine ve Sibel Can'lı, Seda Sayan'lı, İbo'lu Televole'lere yeniden kavuştuk!..Acilen yardım...
      Afet bölgesinde görevli kamu yetkilileri, yardım akışının başlangıçtaki hızını kaybettiğini bildiriyorlar... Oysa en az iki - üç ay daha afetzedelerin yaşamsal gereksinimlerini karşılayacak yardım malzemesinin düzenli olarak bölgeye aktarılması gerekiyor.
     Â
Sivil Koordinasyon Merkezi'nden ulaşan faks notunda, bölgede başta gıda olmak üzere birçok ihtiyaç maddesinin temininde sıkıntılar yaşandığını anımsatılıyor. Çadırkentlerde
"acilen bol miktarda kuru gıdaya ihtiyaç duyulduğunu" bildiren Sivil Koordinasyon Merkezi, ilgilenenleri, 0212 - 245 56 02 / 249 78 76 numaralardan kendileriyle veya 0262 - 413 52 33'den Çadırkent İrtibat Masası'yla bağlantı kurmaya çağırıyor.
Günah keçisi!..
      Marmara depreminin
"günah keçisi" Veli Göçer sonunda yakayı ele verdi. Halkın linç etmek istediği
Göçer, emniyet güçlerince zırhlı arabayla kaçırılarak cezaevine götürüldü. Bu arada malına mülküne de elkonuldu.
      İyi hoş da... Depremde bir tek
Veli Göçer'in yaptığı evler mi yıkıldı?
      Kocaeli eski milletvekili
Bekir Yurdagül'ün kafasına da bu soru takılmış. Telefonda diyor ki:
     Â
- Depremde Yüksel İnşaat, Ceylan İnşaat gibi büyük holdinglerin siteleri de yıkıldı. Ama kimse onlardan söz etmiyor. Kimi milletvekili, kimi televizyon istasyonu sahibi bu kişiler, hala devlet adamlarıyla yanyana görünüyor, hala devletten ihale almaya devam ediyorlar. Depremde bütün faturanın Veli Göçer'e çıkarılıp ötekilerin gözardı edilmesinin sebebi, Veli Göçer'in devletle bütünleşmemiş küçük bir müteahhit olması mıdır? Değilse nedir? Aynı fiile farklı muamelenin sebebi ne olabilir?"
      Bekir Yurdagül'e yanıt olarak
"Hamamın namusu" öyküsünü anlattık.
      Hamamda rezalet diz boyu imiş... Dedikodular ayyuka çıkınca hamam oğlanlarından biri sanki sadece o suçluymuş gibi kapının önüne çıkarılır, iyice pataklanır, böylece diğerleri namusluymuş havası verilirmiş.
     Â
Veli Göçer ile devlet şu sırada belli ki hamamın namusunu kurtarma çabasında.
      Neden öyle?
      Bu sorunun yanıtı da bir başka Kocaeli Milletvekili olan
Hayrettin Uzun'dan:
     Â
- Bu Meclis müteahhitlerin üzerine gitmez. Çünkü üçte biri müteahhitlikten üçte ikisi de müteahhitlerden geçiniyor.Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr