Avrupa Parlamentosu bugün Türkiye ile üyelik sürecini dondurma kararı alacak. AB üyesi tüm partiler bu konuda anlaşıyor. Karar bağlayıcı olmasa da etkileri büyük olacak ve Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırıp biraz daha Ortadoğu’ya itecek.
Onur Öymen geçen yıllar içinde AB’nin hatalarını anlatıyor...
“Türkiye’den başka bu kadar uzun süre bekleme odasında tutulan ülke yok. Terörizmle mücadele dahil hiçbir milli meselemizde AB’yi yanımızda göremedik. Ergenekon davasında AB komplocuların yanında yer aldı. Basın özgürlüğündeki tutumları da seçici oldu. Bugün gösterdikleri tepkileri İlhan Selçuk, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan tutuklandığında göstermediler.”
Peki ya Türkiye’nin kabahatleri?
Yıllar yılı bir türlü Batı standartlarını yakalayamadık. Ne hukuku ne demokrasi ilkelerini AB düzeyine yükseltebildik. 15 Temmuz sonrasında darbeye önlem adı altında hukuka ve insan haklarına taban tabana zıt uygulamalara girişildi. Gazeteciler, yazarlar kasıtlı olarak hapse atıldı. İdam cezası en azından lafta hortlatıldı.
SONUÇ: Batı ile köprüleri atmamız Türkiye’nin 200 yıllık yürüyüşünde bir kırılma noktası olacaktır. Muasır (çağdaş) medeniyetler seviyesine ulaşmayı hedefleyen ve bu çabasıyla Müslüman dünyanın fersah fersah önüne geçen Türkiye, giderek uygar dünyanın gerisine düşecektir.
Oysa bunu hak etmedik...
Bebek Merkezi...
Yayımlanan 11 ve 12’inci KHK’lerle 16 bine yakın devlet görevlisi ihraç edildi. 375 dernek kapatıldı. Bu arada... Daha önce ihraç edilen 154 kişi göreve iade edilirken 9 vakıf ve 174 dernek yeniden açıldı. Daha önce el konulan Tüp Bebek Merkezi de 3 ay sonra açıldı.
Operatör Doktor Aret Kamar’ın sahibi olduğu İstanbul Tüp Bebek Merkezi 26 Temmuz’da kapatılmıştı. Kendisinin Ermeni ve Hıristiyan olduğunu, Fetullah Gülen’le hiçbir alakasının olmadığını söyleyen Aret Kamar o zaman kimseye dert anlatamamış gazetecilere şöyle konuşmuştu:
“Sadece istihbarattan alınan bir bilgiyle, sorgusuz sualsiz bize bir şey sormadan merkezimiz kapatıldı. İçindeki malı mülkü, tıbbi aletler her şey yağmalanıp hazineye aktarıldı. Geride hiçbir şey kalmadı. Kasadaki parayı da aldılar.”
Kliniğin 11 yıldır faal olduğunu ve günde ortalama 200 hastanın tedavi gördüğünü belirten Kamar, “Bizi en çok üzen de hastaların mahrem dosyalarına el koymaları oldu. 40 bin hastanın dosyasına el konuldu, paketleyip gittiler. Ayrıca hastaların embriyolarını da Koç Üniversitesi’ne naklettiler” demişti...
Olay ihraç ve kapatmalarda büyük yanlışlıkların olabildiğini, sonuçta karşılanması imkânsız zararlar doğduğunu gösteriyor.
OHAL gereği, zarar görene tazminat ödenmiyor, zarara yol açan devlet görevlilerine de ceza verilemiyor. Devletin vatandaşı bu kadar güç durumda bırakması ne hukuk, ne vicdanla bağdaşıyor.
HOCA
Bugün Öğretmenler Günü... Tüm öğretmenlerin ellerini saygıyla öpüyoruz... Eğitim-İş Sendikası’nın 43 ilde yaptığı ankete göre bugün...
- Öğretmenlerin yüzde 83’ü aldığı ücreti yetersiz buluyor.
- Yüzde 75’i borçları nedeniyle mesleki veriminin düştüğünü...
- Yüzde 71’i çocuklarının dengeli beslenemediğini...
- Yüzde 52’si gelirlerindeki yetersizlik nedeniyle psikolojik sorunlar yaşadığını...
- Yüzde 79’u öğrencilerine örnek olabilecek şekilde giyinemediğini.
- Yüzde 52’si görevden alınma korkusu yaşadığını söylüyor... Atatürk:
“Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” diyordu. Öğretmenlerde yeni nesil yetiştirecek hal kaldı mı diye sormak gerekiyor!
Meclis TV Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını kesti...
İnsaf yahu!
Televizyonlar
15 Temmuz’da FETÖ darbesini bile
kesmeden yayınlamıştı...
***
Barajlardaki
su tükenmiş!
Sonunda yağmur bile gelmekten korkar
oldu...
Akif Kökçe
SÖĞÜT
Mine Söğüt Cumhuriyet’te yazıyor:
“Dün türban meselesini tartışıyorduk.
...Kadınları günah duygusuyla örtünmesi gereken bir cins olarak kodlayan ve bu kod üzerinden siyaset yürüten bir akla hep birlikte geçit verdik.
Kapanmakla özgürlüğü aynı cümle içinde rahatça kullananlar, bu ülkedeki kadınları ve kız çocuklarını bekleyen büyük tehlikeleri inatla görmezden geldiler.
Kıyafet özgürlüğünden bahseden ama iktidara dini referanslarla gelen bir ideolojinin demokrat ve özgürlükçü olduğuna kananlar, şimdi kız çocuklarının küçük yaşta evliliğinin, hem de tecavüzcüsüyle evliliğinin yolunu açanlara ateş püskürüyorlar.”