Mehmet Yalçın

Mehmet Yalçın

Tüm Yazıları

“Tadı ve kokusu olmayan içki” votkanın tahtı sallanıyor mu? İngiliz aristokrasisinin yaz içkisi cin, sahil barlarında hak ettiği yere yeniden kavuşacak mı? Votka ile cinin rekabeti, bir başka “beyaz içki” romu da yeniden hatırlatacak mı?..

Başrolünde Meryl Streep’in rol aldığı “Out of Africa” filmini izlemeyen neredeyse yoktur. Sıcak yaz günlerinde başından zarif şapkasını, üzerinden tiril tiril keten giysilerini eksik etmeyen bu zarif leydi, verandadaki hasır sandalyelerde serinlemek için sık sık cin-tonik içer. Tıpkı kolonilerinde yarattıkları bu tür kibar ortamlarda, oraların sıcağına direnmeye çalışan diğer Batılılar gibi...
Gerçekten de bundan çok değil bir asır öncesine kadar kokteyllerde cin ve rom kullanılırdı, votka pek kimsenin yüzüne bakmadığı bir Doğu Avrupa içkisiydi. Votkayı kaba saba Ruslar içer, fakir Polonyalılar en ucuz içki patates votkası olduğu için ancak onu yudumlayabilir, bu beyaz içki ABD’de de “kokusu ve tadı olmayan viski” diye satılırdı. Votkayı popülerleştiren Bloody Mary kokteyli bile 1920’lerde icat edildi. Parisli barmen Fernand Petiot arkadaşlarını bir Rus restoranında ağırlamış, ardından barına götürmüştü. “Yemekteki içkimizi değiştirmeyelim tamam da bu meret tek başına içilmiyor!” diyen barmen barda eline geçen domates suyu sürahisine votkayı boca etmeseydi, votka kokteyllerde akla bile gelmeyecekti.
Günümüzde ise votka, baş içki durumunda... Dünyanın en çok satan içkisi votka; rom ve viski arkadan geliyor. Sebebi de votkanın her türlü hammaddeden çok ucuza, hızlı üretilmesi ve içki sanayiine iyi kârlar bırakması. Bu yüzden “ilahlar” votka içmemizi istiyor, votkadan çok daha karakterli olan cin ve rom gibi diğer beyaz içkiler geri plana atılıyor.

Votka düz, cin ise daha “kompleks” bir içki
Gerçi votkalar da son yıllarda ahudududan kuşburnuna, açai meyvesinden mangoya bir dolu çeşniyle renklendirildi ama bu aromalar her zaman alkolün içinde sırıttı, votkanın tahıllardan damıtılan düz ve nötr bir alkol olduğunu gizleyemedi. Votka içine girdiği karışıma kendinden bir renk katmıyordu.
Cin üreticilerinin son yıllardaki atakları, bu boşluğu doldurmaya yönelik. En sıradanı bile ilginç ve kendine özgü bir içki olan cinin daha özel yeni çeşitleri,
bu klasik içkinin yeniden eski günlerine dönebilmesi için çıkarılıyor.
Cin, aslında ilaç kökenli. 1600’lerde Hollanda’nın Leyden Üniversitesi’nde böbrek ilacı geliştirmeye çalışan bir profesör, alkolde damıtılan ardıç tohumlarının böbreklere iyi geldiğini bulmuş. Bu yeni ilaç, kaygan kıvamı ve hoş tadıyla sevilmiş ve içki olarak içilmeye başlanmış. Ardıç tohumuna Felemenkçe’de “Genever” dendiğinden önce bu adla, giderek de “Gin” kısaltmasıyla anılmaya başlanmış. İngilizler bu yeni içkiye bayılmışlar, onu Londra’da kendi damak tadlarına uyarlayıp geliştirmişler. Ardıçın yanında kişniş, melis otu, portakal ve limon kabuğu gibi lezzet vericilerle tadı daha da iyileştirmiş ve bir dünya içkisi yapmışlar.
Son yıllarda parlayan cinler, bu klasik tarifleri de aşıyor. Dünyadaki ilk “lüks cin” Bombay Sapphire’de 11 çeşit tad verici kullanıyor mesela. Türkiye’ye yakında gelmesi beklenen Tanqueray Ten ise tüm lezzet vericilerin kurutulmuşlarını değil, zahmetli de olsa tazelerini kullanıyor ve yılda sadece birkaç kez damıtılıyor. İskoç cini Hendrick’s, dünyada salatalığın kullanıldığı ilk cin. Salatalık kabuğundaki aromatik yağlar, farklı bir içim sağlıyor. Gül yapraklarından da egzotik bir hava geliyor. Berry Bros. No. 1. de fiyatı yüksekçe, iddialı bir yeni cin.

Mis kokulu satsumalar cinli karışımlarda
Bodrum, Çeşme, Alaçatı gibi gözde tatil bölgelerinde bu yıl cin daha bir ön planda. İsteyen yine votkalı kokteyller ısmarlamaya devam ediyor ama
daha sofistike görünmek isteyenler salatalıklı cin kokteyllerine yöneliyor. Bodrum’un mis kokulu satsumalarını cinli karışımlarda deneyenler de var. Kendisinden daha çok şey beklenen rom ise tatilcilerin mojito aşkının gölgesinden kurtulamıyor, sevgili Teoman Hünal’ın hep özlediği gibi “Planter’s Punch” tarzı daha zengin karışımlarda rol alamıyor.
Son söz olarak, yerli cinlerimizin de hiç fena olmadığını, fantezi cinlerin yanında uygun fiyatlarıyla Amerikalı bir barmenin “beyaz saten” dediği bu kaygan içkiyi iyi temsil ettiğini de ekleyelim... n