Başkanlık zorunluluk haline geldi diyor..
Bu sistem artık yama tutmuyor diyor..
Bu motor bu kasaya küçük geliyor, çekmiyor diyor..
Bu gömlek bu vücuda küçük geliyor diyor..
Parlamenter sistem askıdadır diyor..
Sistemin işlemediğini bu sözlerle anlatıyor..
-
Bu sözleri duyan Türkiye’yi tanımayan biri..
Zanneder ki; Türkiye’de devasa kriz var..
Zanneder ki; sistem kilitlindi..
Zanneder ki; devlet işlemiyor..
Zanneder ki; Meclis yasa çıkaramıyor..
Zanneder ki; hükümet karar alamıyor..
Zanneder ki; kamu düzeni çökmüş, devlet otoritesi bitmiş, anarşi almış başını gitmiş..
-
Diyor ki; daha hızlı kararlar için başkanlık gerekli..
Yanıt veriliyor; Cumhurbaşkanı’na örtülü ödenek verilmesi yasası kaç dakikada çıkarıldı?
Diyor ki; bürokrasi elimizi kolumuzu bağlıyor..
Yanıt veriliyor; AKP’li olmayan bürokrat mı kaldı?
-
Diyorlar ki; çarpık parlamenter sistem darbe üretir.. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat sistemin ürünü..
Yanıt veriliyor; sahte başkanlık sistemiyle yönetilen Güney Amerika ülkelerindeki darbeler neyin ürünü?
-
Demem odur ki; ne derse sağlam yanıtı veriliyor.. Tezi anında çürütülüyor..
Başkanlığı savunanların..
Daha sağlam, daha sarsıcı, daha etkileyici gerekçeler bulması lazım..
Parlamenter sistem eski Türkiye’nin adeti. Kötü, fakir, zavallı Türkiye’yi hatırlatıyor söylemi inandırıcı olmuyor..
Oy vereceksem sormak hakkım
İktidar kanadından biri çıksa..
Veya Cumhurbaşkanı bir konuşmasını bu konuya ayırsa.. Nasıl bir başkanlık istediğini anlatsa..
Kuvvetler ayrılığı mı olacak, kuvvetler birliği mi?
Milletvekili listelerini kim hazırlayacak?
Yasaları kim yapacak?
Nasıl yapacak?
Yargının gücü, etkisi, bağımsızlığı sağlanacak mı?
Polis yeni rejimin teminatı mı olacak, güvenliğin teminatı mı?
Çok mu soru sordum..
Sormakta haksız mıyım?
Oy vereceğim, oy..
Hadi biri bize izah etsin!..
Yine başkanlıktan devam edeceğim.. Başka konu yok mu taktın bu işe diyecekseniz ama demeyin..
Cumhurbaşkanı hemen her gün.. Bazen gün de iki defa sistem tıkandı, başkanlık zorunlu oldu diyorsa..
Türkiye’nin zıplaması için başkalık şart diyorsa..
Milli geliri katlamamız için..
Kişi başına düşen gelirin Avrupa seviyesine çıkması için başkanlıktan başka yol yok diyorsa..
Benim de her gün bu konuda kalem oynatmam normal değil mi?
-
Biri çıkıp izah etmesi lazım..
Gelir; 830 milyar dolar.. Başkanlık sistemine geçince ne olacak da 1.5 trilyon dolar 2 trilyon olacak?
Kişi başına düşen yıllık gelir 10 bin 300 dolar.. (Gerçi bazı hesaplara göre 10 bin doların altına düşmüşüz ama bu ayrı konu )
Başkan ne yapacak ki; 20 bin dolara, 25 bin dolara fırlayacağız.
-
İhracat 158 milyar dolar ya.. Başkan sihirli değneğiyle 300 milyar, 400 milyar, 500 milyar dolara mı sıçratacak?
Ne değişecek, izah edin..
CHP adına hayırlı manzara
CHP adına bu seçimin diğerlerinden bir farkı var.. CHP belki de ilk defa bir seçime kendi arasında kavga etmeden, küskünler ordusu yaratmadan, en büyük darbeyi kendi arkadaşlarından yemeden giriyor..
-
Kartal meydanındaki en güzel manzaralardan biri buydu.. Miting meydanında Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya’yı gördüm.. Listeye girememişti.. ‘Olur böyle şeyler , çalışacağım’ dedi..
Uzaktan Hurşit Güneş’i gördüm, Ali Özgündüz’ü gördüm.. Onlar da listede yer bulamayanlardandı..
Görmediklerim de vardır..
CHP’de bu tablo yeni..
Çünkü eskiden listeye giremeyen bırakın koşturmayı bırakın, sesini kesip oturmayı bile aleyhte çalışırdı..