Sağa sola sataşan, muhalefet partisi liderlerine koçum diye seslenen köşeci dün yine sallamış..
Öyle laflar etmiş ki; cehalettendir desem değil.. Allah var; birikimlidir.. Çoğu kişiyi cebinde çıkarır..
Devletin zirvesine hoşluk olsun diye yazmıştır desem, bunca yılık hizmetten sonra artık ihtiyacı kalmaması lazım..
Olsa olsa muhalefeti gıcık etmek içindir diyeceği ama!..
*
Şöyle yazmış:
“ Cumhurbaşkanı ancak ve ancak ‘vatana ihanetten’ yargılanabilir. Cinayet işlese, çekip adam vursa kılını dokunamazsınız.” Demiş ve eklemiş..
“Vatana ihanet suçlamasından başka hiçbir suçlamayı, görev süresi bittikten sonra ‘geriye dönük’ olarak da gündeme getiremezsiniz.”
*
Eğer hal buysa, diktatörlük rejimine mi geçiyoruz diye endişe etmemize gerek yok..
Diktatörlük kurulmuş demektir..
Diktatörlük düzeni var demektir..
Cumhurbaşkanı çekip adam vuracak kimse ses çıkaramayacak.. Cumhurbaşkanı kendisine kafa tutanları öldürecek.. Bir dizi siyasi cinayet işleyecek yasa böyleymiş deyip kimsenin kılı kıpırdamayacak..
Yok ya, daha neler?
Böyle ülke mi olur, böyle devlet mi olur?
Bu düzen Afrika’da bile kalmadı!..
*
Anlaşılan o ki; iktidarcı yazarın hayal ettiği yönetim yapısı şekli bu olsa gerek..
Seçimle gelen Cumhurbaşkanı’nın astığı astık kestiği kestik olacak..
Bırakın ülkeyi keyfine göre yönetmeyi.. Bırakın aklına geleni yapmayı.. Cinayet bile işlese, adam bile vursa kılına dokunulmayacak..
Vay anam vay!..
Kavga nedeni bu!
Cumhurbaşkanı seçim kampanyasını tam gaz sürdürüyor.. Her gün muhalefet partilerini veriyor veriştiriyor.. Adını koymadan iktidar partisi için oy istiyor..
Muhalefet itiraz etti, YSK’nın kapısını çaldı.. Sonuç alamadı.. Yüksek Seçim Kurulu ‘Ben karışamam’ diyor..
Demokrasi adına..
Eşitlik ilkesi adına sağlıklı bir durum yok.. Orantısız güç kullanma söz konusu..
*
İktidar yanlıları bu durumdan rahatsızlık duymuyor.. Duymadıkları gibi Cumhurbaşkanı’na arka çıkan yazılar döşeniyorlar..
Efendim, Cumhurbaşkanı seçim döneminde şunu bunu konuşamaz diye bir yasa yokmuş..
Yok tabii..
Efendim, Cumhurbaşkanı seçime katılmıyormuş, bu sebeple istediğini söylermiş..
Katılmıyor tabii..
Katılmıyor da katılıyormuş gibi çalışıyor, katılıyormuş gibi muhalefetle polemiğe giriyor..
Efendim, Cumhurbaşkanı’nın hükümete karşı, Meclis’e karşı, muhalefete karşı pozisyonu belirlenmeliymiş.. ‘İcra’daki sorumluluğu ortaya konulmalıymış..
Muhalefet yanaşmamış..
*
İyi de.. Zaten kavga nedeni bu değil mi?
Cumhurbaşkanı meydan meydan gezerek bunun için oy istemiyor mu?