Otoriter rejimin yasal yapısı hazırlanıyor da diyebiliriz..
Önce internet yasası geldi.. Sonra HSYK yasası Meclis’ten geçti.. Sırada MİT yasası var..
Olan bitene biraz tepeden bakalım..
*
TİB Başkanı internet dünyasının patronu oldu.. Tek yetkili.. Hoşuna gitmeyen yayına anında müdahale edecek.. Erişimi kesecek, kısaca sansürleyecek..
Sosyal medyayı kontrol edecek..
Adalet Bakanı yargının başına geçiyor.. HSYK’daki daireleri o şekillendirecek, kurulun gündemini belirleyecek, tayin ve terfilerde karar verici olacak, teftiş kuruluna başkanlık yapacak..
*
Gelelim MİT yasasına..
Başbakan resmen istihbarat ağının başına oturacak.. Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’na artık MİT Müsteşarı değil, Başbakan başkanlık edecek..
Bu değişiklik olurken MİT’e olağanüstü yetkiler de veriliyor..
n Müsteşar onayıyla telefon dinlemesi yapılabilecek.. Hakim kararı gerekmeyecek.. MİT Müsteşarı kendi elemanlarını bile dinletebilecek.. (Herhalde cemaat yapılanmasına karşı önlem)
-MİT, kamu kuruluşlarından, meslek kuruluşlarından, bankalardan istediği bilgiyi alacak.. Arşivlerinden yararlanacak..
- MİT, devlete karşı suçlarda, hükümete karşı suçlarda, devlet hizmetlerinde sadakatsizlik gibi çeşitli suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturmalarda, ifade tutanaklarına, her türlü bilgi ve belgeye erişebilecek..
- MİT, dinleme verilerini toplayabilecek..
- Savcılar herhangi bir ihbar karşısında MİT’le temasa geçip izin almadan adli yönden işlem yapamayacak..
Bizim hayatımızı ilgilendiren önemli maddeleri aşağı yukarı bunlar..
*
Bunun anlamı şu..
İktidar, daha doğrusu Başbakan MİT üzerinden özelimize ulaşacak.. Her türlü bilgiye sahip olacak.. Aklınıza ne gelirse..
Şöyle bi örnek vereyim..
Savcı rüşvet ve yolsuzluk konusunda ihbar aldı.. Soruşturma açtı, bilgi belge topluyor, ifade alıyor..
MİT soruşturma sürerken bütün bilgilere ulaşabilecek.. İfadelere de..
MİT’in de bağlı olduğu Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu Başkanı olan Başbakan da..
İktidar, işine gelmezse o savcıyı soruşturma tamamlanmadan görevden alabilir.. Soruşturmayı kapatabilir..
Kimsenin ruhu bile duymaz..
Yasa değişiklikleri buna imkan tanıyor..
*
Veya herhangi bir kişinin banka kayıtlarına, para hareketine MİT anında ulaşacak.. Tabii Başbakan da..
Kişiler hakkında bunun gibi birçok bilgiye..
*
Şöyle bir yapı düşünün..
Başbakan, MİT kanalıyla her türlü bilgi ve belgeye anında sahip oluyor.. Hükümeti veya bürokratlarını ilgilendiren soruşturma dosyaları hakimin önüne gitmeden kendi önüne geliyor..
Adalet Bakanı, Başsavcı veya HSYK üzerinden savcıya müdahale edebiliyor.. Görevden alabiliyor, başka göreve atayabiliyor..
TİB Başkanı, sosyal medyayı kontrol ederek sızmaların önünü kesiyor..
Planlanan yeni devlet düzeni bu..
İstihbarata dayalı, müdahaleci, otoriter bir devlet.. İçimizi dışımızı kontrol edebilen devlet..
Etikten söz eden Medya Derneği!
İktidar yanlısı yazar çizerlerle, cemaatten olanlar el ele kol kola gezdiği günlerde bir dernek kurmuşlardı..
Medya Derneği..
Seminerler düzenliyorlar, genç gazetecileri eğitiyorlar, etik kurallarından söz ediyorlardı..
Kurmak istedikleri yeni medya düzeninin temellerini atmaya çalışıyorlardı..
Onlardan olmayanlar ‘ahlaksızdı’.. Ahlaksız yayınlar yapmışlardı.. İktidarlarla içli dışlı olmuşlardı.. Kişileri hedef alan üretilmiş haberlere imza atmışlardı..
Bu devir sona ermeliydi..
Medya Derneği’nin görevi buydu..
*
İktidar ile cemaat arasındaki ittifak bozulunca medya da çatladı.. Medya Derneği bölündü.. Kimi iktidarın yanında durdu, kimi cemaati savundu..
Birbirleri için söylediklerine, yazdıklarına çizdiklerine bakıyorum..
Birbirleri için ağza alınmayacak sözler sarf ediyorlar.. Ne etik tanıyorlar ne başka bir şey..
Belden aşağı vuruşlardan kaçınmıyorlar..
Ortalık üretilmiş haberden geçilmiyor..
*
Oysa iki ay öncesine kadar aynı dernekte aynı çatı altında millete medya ahlakı dersi veriyorlardı..
Şimdi nerdeler..
Dernek ne yapıyor?. Etik derslerine devam ediyor mu? Medyaya çeki düzen verme seminerleri düzenliyor mu?