Lafı dolandırmaya gerek yok..
Bir ülkede cumhurbaş-kanından sokaktaki vatandaşa kadar hâkim ve savcıları ilgilendiren bir kurula kimin gireceğiyle ilgileniyorsa..
Siyaset, o kurul için yapılacak seçimle alakalıysa.. O seçimle yatıp, o seçimle kalkıyorsa..
O kurul için yapılacak seçime genel seçim kadar önem atfediliyorsa..
O ülkede yargı bitmiştir..
O ülkede adalet ayaklar altındadır..
O ülkede yargı siyasallaşmıştır.. Hukuk kalmamıştır..
Aksi söylenebilir mi?
*
Herkesin dilinden düşürmediği HSYK nedir, ne iş yapar?
Yargıtay ve Danıştay üyelerini seçiyorlar.. Hâkim ve savcılarının mesleğe kabul edilmelerini, atanmalarını, tayinlerini yapıyorlar.. Geçici yetki ve görevlendirme, yükselme, birinci sınıfa ayırma, meslekten çıkarılma, görevden uzaklaştırılma, disiplin cezası verme gibi kararları veriyorlar..
Yani mesleki bir kurul..
Mesleki kurulsa o kurula kimin gireceğinden bize ne? Siyasetçiye ne?
Bilmem ne savcısı Ahmet olsa bana ne, Süleyman olsa size ne..
Bilmem ne hâkimi Hasan olsa bana ne, Fatma olsa sana ne..
Kim olursa olsun rehberi hukuk olmayacak mı? Kim olursa olsun adalet dağıtmak için uğraşmayacak mı?
Hukuk devletlerinde keyfilik olmaz..
Hukukla keyfilik yan yana gelmez değil mi?
Evetse, bu kavga, bu yarış neden?
Yargı iktidarını ele geçirme mücadelesinin anlamı ne?
Demek ki; burası hukuk devleti değil..
Demek ki; hukuk sizlere ömür..
*
Batı’ya bakın.. Almanya’ya, Belçika’ya, İngiltere’ye.. Onlarda da benzer kurumlar var.. O kurularda kimin olduğuyla ne kararlar verdiğiyle ne siyasetçi ilgileniyor ne sokaktaki vatandaş.. Sokaktaki vatandaş böyle bir kurumun varlığından bile habersizdir..
Çünkü orada üstün olan hukuktur..
Biz de değil.. Biz de hukuk ayaklar altında!..
*
Bizi bekleyen şu mu?
HSYK’da kim çoğunluğu sağlarsa önemli noktalara kendi adamlarını yerleştirecek..
O savcılar, o hâkimler hukuka göre değil, kendilerini o göreve getirenlerin direktifleri doğrultusunda karar verecek..
Hayır, hukuk belirleyici olacak diyorsanız; bu yarış neden?
HSYK seçimi neden bu kadar önemli?
*
Şunu biliyorum.. Seçimi iktidar yanlıları kazanırsa başka tür uygulamalar olacak.. Cemaat yanlıları kazanırsa başka tür..
Şunu da biliyorum.. Kim kazanırsa kazansın hukukun üstünlüğü olmayacak..
Yargı bu hale nasıl geldi?
Konu açılmışken devam edelim..
Yargı nasıl siyasallaştı? HSYK nasıl yargıdaki iktidarı savaşının merkez üssü haline geldi?
Eğer belli bir yapı yargıyı ele geçirmişse bu nasıl oldu?
O ortamı, o zemini kim hazırladı?
Bugünkü iktidar..
Bugünkü yapıya savaş açan hükümet.. İktidar partisinin Meclis grubu..
*
Bir önceki HSYK’nın yapısını beğenmiyorlardı.. Haklıydılar, ben de beğenmiyordum..
Kast sistemi var diyorlardı.. HSYK üyeleri Yargıtay, Danıştay üyelerini seçiyor, onlar da dönüp HSYK üyelerini belirliyor..
Doğruydu, koca yargı sistemi üç beş kişinin dudağı arasındaydı..
*
İktidar bu yapıyı değiştirmek için kolları sıvadı ama yargıyı daha da bağımsız ve tarafsız hale getirmek için yapmadı..
Kendine bağlamak istedi.. Anayasa değişikliği bu yüzden yapıldı..
Bugünkü ortamın müsebbibi iktidardır.. Yargıda iktidar savaşını başlatan kendileridir.. Bilerek, bilmeyerek yargıyı ele geçirmeyi meşrulaştırdılar..
Bugünkü savaşın temelleri 2010 yılında atıldı..
Beyaz Saray neyse Çankaya odur..
Cumhurbaşkanı oturur oturmaz.. Kendi bilir, kimse karışamaz.
Ama Çankaya simgedir..
Cumhuriyet’in simgesi.. Cumhurbaşkanı’nın kabul yeri.. Değiştirilemez, değiştirilmemeli..
ABD’de Beyaz Saray neyse..
İngiltere’de Dawning Street 10 numara ne anlatıyorsa..
Fransa Cumhurbaşkanı için Elysee Sarayı ne demekse..
Rusya Devlet Bakanı için Kremlin ne ifade ediyorsa..
Çankaya da odur..
ABD Başkanı başka yere taşınıp Beyaz Saray yardımcısına veriyor mu, verebiliyor mu?
İngiltere Başbakan’ı Dawning Street 10 numarayı terk ediyor mu, edebiliyor mu?
Fransa Cumhurbaşkanı Elysee Sarayı’nı boşaltıyor mu, boşaltabiliyor mu?
Biz de nasıl oluyor..
Cumhurbaşkanı nasıl oluyor da Çankaya Köşk’ünün derecesini bir alta, başbakanlık düzeyine indirebiliyor..
Cumhuriyet’in simgesi olmaktan çıkartabiliyor..
Nasıl oluyor!..
ABD’de , İngiltere’de, Fransa’da, Rusya’da gelenek var da biz de yok mu?
Yeni teamül dedikleri bu mu?
Bütün değerleri yıkmak.. Simgeleri yok etmek..