Diyorlar ki; otonom yapının gücünü gördünüz işte.. Ne işler çevirdikleri ortaya çıktı..
İki binden fazla kişiyi dinlemişler.. Binlerce sayfa tutan tapeleri arşivlemişler.. Belli ki şantaj için kullanacaklardı..
Gördünüz işte gördünüz..
Paralel yapı bu..
*
Biz de diyoruz ki.. Paralel yapı buysa bu yapıyı siz kurdunuz, siz beslediniz, siz büyüttünüz.. Polise bunca yetkiyi siz verdiniz..
Özel mahkeme düzenini siz kurdunuz.. Özel yetkili savcı sistemini siz getirdiniz.. Yargı terörüne göz yumdunuz.. Binlerce insanın dinlenmesi yeni hadise değil ki..
Ergenekon dalgaları sırasında neler yaşandı neler.. Özel hayatlar, özel konuşmalar tefrika oldu, birini bile kınamadınız..
*
Demek ki; bu ülkede bir savcı, hakim arkadaşıyla işbirliği yaparak binlerce kişinin özel hayatına rahatça girebiliyordu..
Demek ki; bu ülkede örgüt kisvesiyle yüzlerce kişi uzun süre dinlenebiliyordu.. Takip edilebiliyordu..
Demek ki; bu işler bu kadar kolaydı..
Hadi iyi niyetle bakalım, bu hali iktidar yeni anladı diyelim.. Aklı başına yeni geldi diyelim..
Geldi de ne yaptı?
Dinlemeleri zorlaştırdı.. Hukuki zemine çekti.. Somut delil şartı getirdi, bir hakimin inisiyatifinden aldı.. Dinleme yetkisini ağır ceza mahkemesine verdi, oybirliği şartı getirdi..
*
Aklınız başınıza gelmiş dedim ama gelmemiş..
Şimdi de savcıdan aldığınız yetkileri MİT mensuplarına veriyorsunuz..
Hakimini bul istediğin kişiyi dinle diyorsunuz..
Banka hesaplarına gir, kamu kuruluşlarına gir, istediğin bilgiyi, belgeyi arşivine at, depola diyorsunuz..
Üstüne üstlük.. Bunları yapacak kişileri dokunulmazlık zırhıyla kaplıyorsunuz..
Farkında mısınız?
Paralel devlet anlayışını yasallaştırıyorsunuz..
*
MİT’in içinde de benzer bir yapının oluşmayacağının..
Eli her yere uzanabilen bir grup MİT’çinin şantaj çetesi kurmayacağının..
Depoladıkları belgelerle iş dünyasını avuçlarına almayacaklarının..
Siyasetçileri tehdit etmeyeceklerinin..
Telefon tapelerini servis etmeyeceklerinin..
Cumhurbaşkanını, başbakanı, bakanları dinlemeyeceklerinin..
Garantisi var mı?
*
Bugün kurduğunuz özel yetkili savcı düzeninden pişmansınız..
Yarın da MİT düzeninden pişman olmayın..
Yok yok MİT Başkanı canımız ciğerimiz.. MİT farklı demeyin..
Dün de istihbaratçı polisler canınız ciğerinizdi.. Şimdi kan davalık oldunuz..
Yarın MİT içindeki bir grupla da benzer duruma düşmeyin..
Gelin, MİT vesayetine izin vermeyin..
Gelin, şu yasayı bir kez daha düşünün..
Neden biat ediyorlar?
Şundan.. Kimse atandığı göreve kendi gücüyle, kendi bilgisiyle, bileğinin hakkıyla geldiğine inanmıyor da ondan..
Milletvekili kendisini listeye koyan genel başkana biat ediyor..
Bakan kendini kabineye alan başbakana..
Gerisini siz düşünün..
Vali, emniyet müdürü, müsteşar, genel müdür, daire başkanı, neredeyse tüm bürokrasi başbakanı velinimeti olarak görüyor..
Başbakan da onlara ‘sayemde o koltuğa oturdunuz bir dediğimi iki etmeyeceksiniz’ gözüyle bakıyor..
İşin kötüsü..
Kimse kimseyi getirildiği göreve layık görmüyor..
Örnek mi?
İktidarın HaberTürk’teki kolu Fatih Saraç Başbakan’ın danışmanı ile konuşurken YÖK Başkanı için şöyle demiş:
‘Hayatında YÖK Başkanlığı mı görmüş eşek herif.’
Bu kalıbı alın içinden YÖK Başkanı’nı çıkarın başka bir görev koyun..
Mesela ‘hayatında valilik mi görmüş eşek herif’ gibi.. ‘Hayatında bakanlık mı görmüş eşek herif’ gibi..
Neden biat ettikleri ortaya çıkıyor..
Dolarlar değil kutusu suç oldu
Evinde ayakkabı kutuları içinde 4.5 milyon dolar bulunan eski Halk Bankası Genel Müdürü tahliye edildi..
Tahliye edilmekle de kalmamış.. 4.5 milyon doları kendisine geri verilmiş.. Bir daha ayakkabı kutusuna koyma diye nasihat ettiler mi bilmiyorum..
Yani dolarlar suç delili olmaktan çıkmış.. Müdür işsiz kaldığına göre ihtiyacı vardır, bozdurup bozdurup harcar..
Dolarlar suç unsuru olmaktan çıktı ama kutusu hala suç..
Geçenlerde İçişleri Bakanı konuşurken ayakkabı kutusu diye bağıran bir kişi gözaltına alınmış..
Küfür yok, hakaret yok.. Polis sormuş mudur?
Ayakkabı kutusu diye bağırarak neyi kastettin..
Ayakkabı kutusunu!!!..