Dün Türkiye’nin fotoğrafını çekmeye çalıştım, memleketin halini özetledim.. Gelin bugün de Türkiye iyiye mi gider, kötüye mi sorusuna yanıt arayalım..
Ne olursa hayırdır..
Ne olursa şerdir..
*
- 11 yıl süren iktidar-cemaat ittifakı yakıldıysa..
- Devlet içinde otonom yapı olduğu iktidar tarafından açıklanmışsa..
- O yapı ile mücadele kararı alınmışsa..
- O yapı hakkında kitap yazanlar artık hapse atılmayacaksa..
- Büyük davaların kumpas olduğu ortaya çıkıyorsa..
- Mahkumiyet kararlarına neden olan CD’lerle oynandığı, içine saati geri alınmış bilgisayarlarla yükleme yapıldığı yeni yeni raporlanabiliyorsa..
- İnsanların mağdur edildiği, yok yere hapis yatırıldığı iktidar tarafından da kabul edilmişse..
- Polis fezlekeleri artık savcı iddianamesi olmayacaksa..
- Savcı iddianameleri mahkemelerin gerekçeli kararına dönüşmeyecekse..
- Polis veya MİT bundan böyle sahte isimle insanları dinlemeyecekse..
- Sahte delil hazırlanmayacaksa..
- Polis suç üretmeyecekse..
- Demokratik haklarını kullanan gençler hapsi boylamayacaksa..
- İtirazı olana, protesto edene, yürüyüş yapana artık terörist gözüyle bakılmayacaksa..
- Eyleme katılan her kişiye örgüt üyesi muamelesi çekilmeyecekse..
- Rektörler, dekanlar bildiri dağıtan üniversiteliye disiplin cezası yağdırmayacaksa.. Fakülteden atmaya kalkmayacaksa..
- Hâkimler savcıdan gelen tutuklama talebini dosyayı bile bakmadan kabul etmeyecekse..
- Yargıtay mahkemelerden gelen kararları gözü kapalı onaylamayacaksa..
- İsimsiz, adressiz ihbar mektuplarına itibar edilmeyecekse..
- Gizli tanıklarla insanların hayatı söndürülmeyecekse..
- Tezgâh kurma dönemi bittiyse..
- Rüşvet ve yolsuzluk örtbas edilmeyecekse..
- Maliye işadamları üzerinde sopa işlevi görmeyecekse..
Bu işte bir hayır var demektir.. Türkiye iyiye gidecek demektir..
*
- Eski düzen başka birileri tarafından aynen sürdürülecekse..
- Vesayetin sadece ismi değişecekse..
- İktidar yargıyı tamamen kontrolü altına alacaksa..
- Adalet Bakanı savcılara emir verecekse, hâkimlere müdahale edecekse..
- İktidarın işine gelmeyen soruşturmalar yapılmayacaksa..
- Deniz Feneri’nde olduğu gibi bazı davalar sumen altı edilecekse..
- İktidar kendine itiraz eden herkesi suçlu ilan etmeye devam edecekse..
- Polis orantısız güç kullanmayı sürdürecekse..
- Protesto ve yürüyüş ‘anayasal hak’ olarak görülmeyecekse..
- Suç ve suçlu üretimi sürecekse..
- İş dünyası baskı altında tutulacaksa..
Türkiye daha da kötüye gidecektir..
İktidar - cemaat
11 yıl süren kutsal ittifakın bozulmasından sonra cemaat için şunlar söyleniyor.. Her önemli olayda cemaat medyası toptan aynı pozisyonu alıyor.. Cemaat üyeleri tek merkezden emir almış gibi davranıyor.. Kimse tepelerde alınan kararın dışına çıkamıyor, itiraz edemiyor..
Birey ortadan kalkıyor.. Özgür düşünce yok oluyor..
Doğru mu, doğru?
*
Doğru da ittifakın iktidar kanadı farksız mı?
Her önemli olayda iktidar medyası toptan aynı pozisyonu almıyor mu? Başbakan kime kızarsa iktidar mensupları da iktidarı destekleyenler de aynı kişiye, aynı kuruluşa öfke saçmıyor mu? Başbakan’ın, Başbakan’ın iç kabinesinin aldığı kararlara itiraz edilebiliyor mu? Herkes Başbakan’ın iki dudağı arasına bakmıyor mu?
Eski ittifakın iktidar cephesinde de özgür düşünce yok.. O cenahta da birey ortadan kalkıyor..
Polis çağrılmasa şiddet olmazdı!..
Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesi tarihi karar verdi.. 2010’da YÖK’ü protesto eden öğrencilerin tümünü beraat ettirmişti.. Beraat gerekçesi de açıklandı..
Mahkeme, polis gelene kadar üniversitede şiddet yoktu sonucuna varmış..
Hadise şu..
Bir grup öğrenci YÖK’e karşı stant açmış, afiş basmış.. Rektörlük polis çağırmış, sonra olanlar olmuş..
Öğrenciler için kamu malına zarar vermekten, cebir ve şiddet kullanarak eğitime engel olmaktan dava açıldı..
Mahkeme asıl zararı polisin verdiğini tespit etmiş.. Olay yeri, eylem yeri ile dersliklerin birinden çok uzakta olduğuna dikkat çekmiş..
*
Düşünün.. Öğrenciler barışçıl, masum bir protesto yapmaya kalkıyor.. Polis geliyor, orantısız güç kullanıyor, camı çerçeveyi döküyor..
Polis üniversiteden uzak durmalı demekte haksız mıymışız? Bazı rektörler, dekanlar öğrencilerini sevmiyor, potansiyel suçlu gözüyle bakıyor derken haksızlık mı yapmışız?
Mahkeme kararı ortada..
Tek el ‘backhand’ın muhteşem dönüşü
Tenis’te şöyle bir söylem var.. Tek el backhand vuruşunun devri kapandı..
Tek elle oynayandan sittin sene şampiyon çıkmaz..
Dün Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nın finali vardı.. Tek el backhand oynayan Wawrinka dünya bir numarası Nadal’ı 3-1 yenerek şampiyon oldu..
Hem de tek el ‘backhand’in en iyi örneklerini vererek.. Şimdi denilecek ki; Nadal sakatlandı.. Bir ara ayakta zor duruyordu..
Doğru..
O zaman birinci ve dördüncü sete bakalım.. Veya sadece birinci sete bakalım..
Wawrinka zaferi tek el ‘backhand’a iade-i itibardır..