Olanı biteni tekrarlamaya gerek yok..
PKK, Sur’da, Cizre’de, Silopi’de hendekler kazdı, barikatlar kurdu, bubi tuzakları hazırladı, silah depoladı, yiyecek depoladı; özerklik ilan etti..
Sonrası malum..
Binlerce insan evini barkını terk etti, dükkânına kilit vurdu; kaçtı..
Kimi, ilçesini terk etti..
Kimi, yan mahalleye geçti, ev tuttu..
Kimi, akrabasının yanına sığındı..
Çoğu, haftalardır iki göz odada on kişi, on beş kişi dip dibe yaşıyor.. Ne cepte para var ne dolapta yiyecek..
Başbakan diyor ki; Sur yıkılıp yeniden inşa edilecek.. İspanya’nın Toledo’su gibi olacak..
Cizre de yeniden inşa edilecekmiş..
İyi de o vakte kadar terör mağduru insanlar ne yapacak? Evinden, yurdundan, işinden gücünden olanlar..
İktidar, Esad teröründen kaçanlara sahip çıktı..
İktidar, IŞİD teröründen kaçanlara kucak açtı..
Kamplar kurdu, yerleştirdi..
Üç öğün yemek verdi..
İhtiyaçlarını karşıladı.. Mağdur etmedi..
İktidar, PKK teröründen kaçanlara da sahip çıkmalı..
Sur’dan, Cizre’den kaçanlar için de kamplar kurulmalı.. Suriye’den gelenlerden ne farkları var?
Onların da evi barkı yıkıldı..
Onların da parası pulu yok..
İktidar başınızın çaresine bakın dememeli.. Devlet, yanına çekmek için şefkatini göstermeli..
Yaralarını sarmalı..
Sayıları az buz değil, 200 bin kişinin göç ettiğinden söz ediliyor..
Barikatlar kurup, askerle, polisle çarpışanlarla kan bağları olabilir..
Sokaklara barikatlar kurulup hendekler kazılırken seslerini çıkarmamış , çıkaramamış olabilirler.. Evler silah deposu yapılırken gözlerini kapatmış olabilirler.. (O süreçte, vali de, kaymakam da, polis de sesini çıkarmamıştı)
Ama onlar da bu ülkenin vatandaşı..
Onlar da terör mağduru..
Diyanet’in IŞİD araştırması