Bugün pazar, nispeten daha rahat gün, en azından koşuşturma yok..
Gelin biraz fikir jimnastiği yapalım..
Olasılıklara göz atalım..
BİR: HDP barajı geçemez.. İktidar partisi derin bir nefes alır.. Bu durumda hükümeti rahat kurar ama 330’u yakalar mı, 367’ye ulaşır mı, yoksa Anayasa’yı değiştirecek sayının altında mı kalır; kestirmek zor..
Ama şu gerçek HDP baraj altında kalırsa, iktidar partisinin fazladan 50’ye yakın milletvekili olur..
İktidar partisi 330’a ulaşırsa Anayasa’yı değiştirir.. 2019’da veya daha önce Türkiye’yi başkanlık rejimine geçirir..
*
İKİ: HDP barajı geçer, iktidar partisi güvenoyu alacak milletvekili çıkarır.. Bu durum, bugünkü durum demektir.. Bugün olduğu gibi Cumhurbaşkanı, anayasal olmasa bile fiilen başkanlık yapmaya devam eder..
*
ÜÇ: AKP’nin oy oranında dramatik düşüş yaşanır.. CHP veya MHP tek başına iktidar olacak güce ulaşır..
Veya CHP-MHP koalisyon kurar..
Her iki durum da, siyasetin daha doğrusu Türkiye’nin bütün kurumlarıyla yeniden şekillenmesi demektir.. Beştepe için zorlu günler başlar.. Rahat hareket edemez.. Örtülü ödeneği kullanamaz, bütçesini dilediği gibi artıramaz.. Bakanlar Kurulu’na başkanlık edemez..
*
DÖRT: Bu olasılık biraz karışık.. AKP, 276’nın altında kalır.. CHP ile MHP’nin vekil sayısı hükümet kurmaya yetmez..
AKP’siz veya HDP’siz koalisyon kurulamaz..
Şöyle ki..
Ya AKP-CHP, AKP-MHP, AKP-HDP koalisyonu kurulacaktır..
Ya da CHP-MHP-HDP koalisyonu..
MHP ile HDP’nin aynı hükümette yer alması imkânsız.. Bu olasılık yok hükmünde..
*
O zaman geriye AKP’nin bir partiyle evlilik yapmasına kalıyor..
Soru şu; AKP koalisyon yapar mı?
Zannetmiyorum; yapmaz..
Cumhurbaşkanı her konuşmasında koalisyonları lanetlemişken ne yapalım, sandıktan koalisyon çıktı, başka çare yok demez..
AKP’nin koalisyonla hükümette kalmasını istemez..
Çünkü koalisyon demek; Cumhur- başkanı’nın bugünkü gibi davranamaması demek.. Bakanlar Kurulu’nu istediği gibi toplayamaması, istediği yasayı, yönetmeliği çıkartamaması demek..
Kısaca, elinin ayağının bağlanması demek..
Koalisyonun küçük ortağına mahkum olması demek.. Kaprisini çekmesi demek..
Demek, demek, demek..
*
O zaman bu olasılıkta her yol AKP azınlık hükümetine çıkar..
İşte buraya bir noktalı virgül koyalım..
Azınlık hükümeti Beştepe’nin ne ölçüde işine gelir?
Soru işareti..
AKP azınlık hükümetiyle istediklerinin ne kadarını yapar? Her an yıkılma olasılığı olan hükümetle bürokrasiye ne kadar hâkim olur? Dört yılı böyle geçirebilir mi?
Zor..
Tabii muhalefet boyutu var.. Azınlık hükümetini kabul ederler mi? Destek veren parti çıkar mı?
Çıksa bile şartlı destek olur.. Çerçevesi çizilmiş, oyun alanı belirlenmiş hükümet olur..
*
Şimdi diyeceksiniz ki; o olmaz bu olmaz, onun zorluğu bu, bunun engeli şu..
Peki, ne olacak?
Bir olasılık daha var..
Beşinci şık diyelim, anlatalım..
BEŞ: Seçim seçimi doğurur.. AKP 276’yı bulamazsa hiçbir partiyle koalisyon kurmaz.. Anayasa’nın 116. maddesi devreye girer..
Meclis Başkanlık Divanı oluştuktan sonra 45 gün içinde güvenoyu olan bir hükümet çıkmayacağı için Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar verir..
*
Kasım ayının ortasında yine sandık konulur.. Cumhurbaşkanı meydanlara çıkar, bu sefer koalisyonların kötülüğünü anlatır, ‘gönlündeki partiye’ oy ister.. Koalisyonsuz Türkiye kozunu oynar..
Seçmeni zorlar..
Sonuç: Birinci, ikinci üçüncü olasılıklar olmazsa..
Sandıktan dördüncü maddedeki durum çıkarsa..
Bana göre, beşinci madde en güçlü olasılıktır..
İyi pazarlar!..