Aslında Cumhurbaşkanı’nın formülü güzel.. Suriye’nin başka türlü derlenip toparlanacak hali yok..
Geri dönüşü cazip kılacak, teşvik edecek bir şeyler olmalı..
İnsanların geri döneceği..
Cumhurbaşkanı’nın önerisi şu..
Diyor ki ; ‘Suriye’nin kuzeyine biz bir şehir kuralım. Yaklaşık 4 bin 500 kilometrekarelik bir şehir kuralım ve bu şehirde biz altyapısıyla, üstyapısıyla her şeyi uluslararası camia paylaşalım. Suriye’den çıkacak olanları orada iskân edebiliriz, Türkiye’dekileri de aynı şekilde orada iskân etme imkânımız olabilir.’
-
Keşke olsa.. Keşke o kent kurulsa..
Geri dönüş Türkiye’nin de işine gelir Avrupa’nın da..
Avrupa mülteci akınından kurtulur..
Türkiye’nin mülteci yükü azalır.. .
-
(Burada bir parantez açalım.. Onlar bizim misafirimiz diyoruz... Onlar muhacir, biz ensar yakıştırması yapıyoruz.. insanlık budur diyoruz ama..
Bir de işin aması var..
Bu kadar büyük nüfusa sahip mülteciler ilerisi için büyük sorun..
Sosyal tehlike..
Çoğu eğitimsiz.. Gelecekten umutlarını kesmiş.. Çocuklarına yeni bir hayat sunamıyorlar..
Parasızlar -parası olan Avrupa’ya kaçıyor..
Bugün bekliyorlar!.. Ülkelerine dönecek günü bekliyorlar..
Peki yarın!..
O olasılık tamamen kalkarsa!.
Sosyal tehlike dememin nedeni bu.. Parantezi kapatalım)
-
IŞİD’den temizlenecek alana yeni bir kent kurulursa geri dönüşü körükler..
Peki engel ne?
Cumhurbaşkanı ‘Obama ile de konuştuk, hatta koordinatlarını bile belirledik ama uygulamaya gelince hâlâ ses yok’ diye şikâyet ediyor..
Yani ABD Başkanı’na bağlı..
Ama bir dakika.. ABD Suriye’yi Rusya’ya devretmedi mi?
Obama he dese gözler dönüp Putin’e çevrilecek..
Putin he der mi?
-
Ankara’ya, buyurun, sınırınıza yakın bölgede modern bir kent kurun, beş yıldır baktığınız mültecileri buraya yerleştirin der mi?
Demez!..
Uçaktan önce belki derdi.. Esad’ın kalması karşılığında he derdi..
Belki sorulmazdı bile..
Hep söylüyorum, yazıyorum..
17 saniyelik ihlale..
17 saniyelik tuzağa verdiğimiz tepki ağır oldu.. Uçağı düşürmemiz gerekmiyordu.. İhlal var ama uçak dönmüş gidiyordu!..
Tepkimiz sert ama başka türlü olmalıydı..
Moskova ile papaz olacağımızı.. Putin gibi postmodern diktatörün onur meselesi yapacağını hesaplamamız gerekirdi..
Hadi, düşürdük düşürmesine..
Hiç olmazsa Başbakan ertesi gün partisinin milletvekillerine hava atmak için, ’Uçağın vurulması emrini bizzat ben verdim, ben’ demeseymiş..
Belki hava bu kadar sertleşmezdi.. Belki tamir edici başka formüller bulunurdu..
-
Başbakan talimat verirken de.. Emri bizzat ben verdim diye hava atarken de.. Rusya’yla ilişkilerin bozulmasının maliyetini hesaplayacaktı..
-
İhracat çöktü.. Turizm çöktü.. Rusya’da iş yapan firmalar çöktü..
Sebep; uçak..
-
Uçak meselesi Suriye’de de karşımıza çıktı.. Cumhurbaşkanı’nın kent kurma önerisi yerinde.. Suriye’nin hayata dönüş formülü, mültecilerin kendi topraklarında insanca yaşama geçme yolu ama uygulanma şansı yok..
Sebep; uçak..
