Putin’in krizi büyütme çabası.. Uluslararası ticaret yasasını tanımayan yaptırımları..
Türk düşmanlığını körüklemesi..
Türklere çalışma yasağı koyarak ırkçı tutum alması..
Türkiye’ye gitme yasağı getirerek (tur operatörleri marifetiyle, charter seferlerini iptal ederek) bireysel özgürlükleri hiçe sayması Putinizm kavramını yeniden gündeme taşıdı..
Evet, Putinizm bir yönetim şekli..
Tek adam yönetimi de, keyfi yönetim de denilebilir..
2000 yılında Rusya Devlet Başkanı seçilen Putin petrol ve doğal gaz gelirine abanarak sistemi değiştirdi..
Önce halkın gözünü boyadı.. Komünizmden çıkan yoksul halk paraya kavuştu.. Kentlerin yüzünü değiştirdi, piyasaya bol para sürdü.. Kuyruklarla büyüyen Ruslar bollukla tanıştı..
Yeni zenginler yarattı..
2004 yılında ikinci kez seçilirken oy oranı yüzde 71’e yükselmişti..
Bu rahatlıkla Putinizm inşasına başlandı..
Sistemin özü şu; her şey sandıktır..
Sandıktan çıkan bütün kurumlara hükmetme hakkına sahiptir..
Yargıya da, yasamaya da..
Önce muhalif sesleri susturdu.. Kendine karşı çıkan ya yurtdışına kaçtı ya da gizemli olaylarda hayatını kaybetti.. Kendi medyasını yaratarak muhalefetin sesini iyice kesti..
Yargı bağımsızlığını kaldırdı..
Kuvvetler ayrımını bitirdi..
Bireysel özgürlükleri hiçe saydı.. Temel hak ve özgürlükleri takmadı..
Petrol ve doğal gaz gelirleriyle ekonomi belini doğrulttu ama demokrasinin beli kırıldı..
Demokrasinin bütün enstrümanları ortadan kalktı..
Efe devlet, saldırgan devlet, kural tanımaz devlet, tek adam devleti böyle doğdu..
Çatı aday Akşener yüzündenmiş!..
Muhalefetin (daha doğrusu, CHP ile MHP’nin) kırılma noktalarından biri de cumhurbaşkanı seçiminde çatı aday çıkarmasıydı..
Kendi adaylarını sahaya sürememeleriydi.. Seçmenlerini konsolide etmemeleriydi..
Erdoğan biraz da bu sayede cumhurbaşkanı seçimini çok rahat kazandı..
*
Çatı aday önerisinin Bahçeli’den geldiğini biliyoruz..
Kılıçdaroğlu’nu nasıl ikna ettiği ayrı bir tartışma konusu.. Veya CHP’nin nasıl oyuna geldiği..
Çatı adayın ismini belirleyen de Bahçeli’ydi..
Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday göstererek Erdoğan’ın ekmeğine katmerli yağ sürdü..
Peki niye yaptı?
Meral Akşener yüzündenmiş!. Hürriyet’te Ahmet Hakan süreci şöyle anlatmış:.
*
‘Bütün kamuoyu araştırmaları cumhurbaşkanlığı için CHP ve MHP’nin ayrı ayrı aday göstermesi ve benim de MHP adayı olmam durumunda kesinlikle ikinci tura kalacağımı gösteriyordu. Eğer böyle bir durum olsaydı. Yüzde 50.5 / yüzde 49.5 gibi bir sonuçla ya benim ya da Sayın Erdoğan’ın seçileceği kanaati oluşmuştu. Araştırmalar bunu söylüyordu. İşte bu durum ortaya çıkınca sayın Bahçeli ‘çatı aday’ formülünü ortaya attı. Ve Ekmeleddin İhsanoğlu iki partinin ortak adayı oldu..‘
Paralelle mücadeleye tam destek
Bazen diyorum ki; bazı bakanlar hakkında iyi ki yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ortaya atılmış...
İyi ki, 17 Aralık operasyonu olmuş..
İyi ki, paralel yapı silahını hükümete çevirmiş..
İyi ki, diyorum çünkü Türkiye polis-savcı-hâkim üçlüsünün insanlara tezgâh kurduğu, tuzak kurduğu ülke olmaya devam edecekmiş..
Savcı tezgâh kurar mı?
Hâkim kumpasın aktörü olur mu?
Polis sahtecilik yaparak insanları içeri attırır mı?
Akıl alır gibi değil..
*
Her gün yeni bir dosya açılıyor.. Her gün tuzun koktuğuna bir kez daha tanık oluyoruz..
En son bilgi.. Meğer, eski İstanbul Jandarma Komutanı Albay Kurtoğlu’na general olmasın diye tezgâh kurulmuş..
Kuran kim?
İddiaya göre savcı..
Vay, vay, vay..
*
Adana’da görev yapan 12 hâkim ile 5 savcı hakkında inceleme başlatılmış..
Neden?
Usulsüz dinleme ve tutuklama kararından..
Usulsüz tutuklama.. İnsanların hayatını nasıl karartmışlar..
Bu iktidarın nesini destekliyorsunuz derseniz.. Paralel yapıyla mücadelesini derim..