İktidarın 10 yıl önce kurduğu düzen sonunda kendini çarpmaya başlayınca bir yandan demokratikleşme hamlesine sarıldı..
Daha doğrusu sarılıyormuş gibi gözüktü..
Gözüktü diyorum çünkü iktidar bu kez MİT üzerinden ülkeyi kontrol etmeye yöneldi..
Yapmak istediği şu..
Polis devletinden MİT devletine geçmek..
İstihbarat devleti kurmak..
*
Önce olumlu adımlara bakalım..
-Özel yetkili mahkemeler kaldırıldı.. İki başlı hukuk sistemine son verildi..
-10 yıldır özellikle 2007’den sonra gözaltı sıradan bir olay haline gelmişti.. Önce tutukla sonra delil topla anlayışı yerleşmişti.. İtirazlara klişe yanıt veriliyordu..
Kuvvetli suç şüphesi.. Çoğu zaman gizlilik kararıyla şüpheliye suçu bile söylenmiyordu..
Bu kalktı artık somut delil istenecek.
-İletişim tespiti ve dinlemelerde de somut delil aranacak.. Dinlemelere ağır ceza mahkemeleri oy birliğiyle karar verecek.. Yani bir hakimin kararıyla telefonların içine polis giremeyecek..
-Örgüt suçlarında sınırsız olan dinleme sekiz haftayla sınırlandırılacak..
-Ev ve işyeri aramalarında şüphenin yerini somut delil alıyor..
-Devlete karşı suçlarda 10 yıl olan tutukluluk süresi 5 yıla indiriliyor.. Bu bile çok makul süre iki veya üç yıldır.. Bu sayede tutuklama cezasına çarptırılan yüzlerce kişi tahliye olacak..
*
Bu değişiklikleri Meclis’ten geçiren iktidar yıllar sonra muhalefetle aynı çizgiye gelmiş oldu..
Özellikle CHP ile..
İktidar, CHP’nin bu taleplerine, aydınların bu çağrılarına kulaklarını tıkıyordu..
Hatta bunları talep edenleri Ergenekoncu, askerci, darbeci diye yaftalıyorlardı..
Şimdi pişmanlar tabii..
*
Birden iyimserlik rüzgarına kapılmayın.. Meselenin öteki yüzü de var..
Polisin, savcının, hakimin etki alanını kısıtlayan, istihbaratçı polislerin istediği gibi at koşturmasını engelleyen iktidar partisi bu yetkileri MİT’e devretmeye çalışıyor..
Yasa komisyonda..
Mesela, MİT hakim kararı olmadan telefon dinleyecek..
Mesela, MİT kamu kuruluşlarından, meslek kuruluşlarından, bankalardan, her yerden istediği bilgiyi alacak.. Arşivlerine girebilecek..
Mesela, MİT bazı suçlar için başlatılan soruşturmalarda savcının elindeki bilgi ve belgeleri, ifade tutanaklarını alabilecek.. Soruşturma sürerken..
Mesela, MİT dinleme verilerini toplayabilecek..
*
Şimdi diyeceksiniz ki bu nasıl demokratikleşme.. Bazı yönleriyle göstermelik demokratikleşme.. Ama özü itibariyle yetki devri..
Polisten, MİT’e..
Polis devletinden, MİT devletine..
Kredi kartı harcamanızdan, çalıştığınız kurumda yaptığınız işlere, derneklerdeki faaliyetinizden, STK’lardaki etkinliğinize, sağlık durumunuzdan, kiminle ne konuştuğunuza kadar takip eden istihbarat teşkilatı isteniyor..
Bu yasayla MİT, hükümete karşı eylem, hükümete karşı suç sayarak bütün muhalefeti izleyebilir, dinleyebilir.. Bütün muhalif toplantıları takip edebilir..
O toplantıya katılanları fişleyebilir..
Yasa buna imkan tanıyor..
Bu haklara sahip olan MİT’e üstüne üstlük dokunulmazlık zırhı da giydiriliyor..
*
Yağmurdan kaçarken doluya mı tutuluyoruz..
İyi pazarlar!..
Kandırılmış milletvekili
Bugünkü yargı düzeni 12 Eylül 2010 referandumuyla kuruldu.. Amaç iktidarın kendi HSYK’sını kurarak savcı ve hakimleri yönetmekti..
Rahat hareket etmelerini sağlamaktı..
Şimdi; pişmanız diyor..
Hakim ve savcıları yaptıkları işlerden dolayı tazminat ödemekten bu iktidar kurtardı..
Haksız, hukuksuz uygulamalarıyla başları belaya girmesin diye..
Şimdi pişmanlar..
*
AKP milletvekili Metiner bir adım ötesine geçti.. Kandırıldıklarını açıkladı.. Ergenekon davası için; ‘yok hükmündedir’ dedi..
Son beş yıldır yazdıkları, TV’lerde söyledikleri ortada.. Suç işlenmişse suça ortak oldu..
Bugün çıkıp; kandırılmışız demesi kurtarır mı?
Temize çıkartır mı?
Silivri’de yatan, davaları izlemek için Silivri’ye giden insanlara ettikleri hakaretleri geri alır mı?
Bir kere değil..
Bin kere özür dilemesi gerekir..
Yine de itiraf itiraftır.. Umarım, geç de olsa aklının başına gelmesi hayırlara vesiledir..
*
Bundan böyle..
Kandırılmış köşe yazarı, kandırılmış vekil sıfatıyla dolaşmaya mahkûmdur..