PKK militanlarına komuta eden Bayık, Nusaybin’de çarpışan dağ kadrosuna kırsala çekilin mesajını göndermiş..
İlçeleri gençlik kadrosuna bırakın demiş..
Çekilirken binaları tahrip edin talimatı vermiş..
Telsiz konuşmalarına yansımış.. Haber ne kadar doğru bilmiyorum.. Önemi de yok!.
Baştan beri iddia ediyorum.. Kaç defa yazdım..
PKK’nın hedefi belliydi..
Yıkık dökük Güneydoğu.. Oturulamaz, yaşanamaz ilçeler.. İnsansız mahalleler..
- Onca silahı niye depoladı..
- Onca patlayıcıyı niye yığdı..
- Onca hendeği niye kazdı..
- Onca barikatı niye kurdu..
- Onca bubi tuzağını neden hazırladı..
Güneydoğu bu hale gelsin diye.. Harabeleşsin diye..
*
Devletin, Cizre’ye iyi yığınak yaptılar, çok şehit veririz, uğraşmayalım, onlara bırakalım diyecek hali yoktu..
PKK barikatlar kurup savaş ilan ederken yenileceğini biliyordu..
Yığınak yaptığı mahallelerin yerle bir olacağı, binlerce militanının öleceği baştan belliydi..
Çünkü devlete savaş ilan edersen devlet de savaş eder..
PKK da başa çıkamayacağını biliyordu..
Yenileceğini bile bile şehir savaşını başlattı..
Bedeli ağır oldu tabii.. Sadece mahalleler yerle bir olmadı.. Son açıklanan resmi rakama göre, 5 bin 832 PKK’lı öldürüldü, 393 şehit verildi.. (Savaş daha ne kadar sürer belli değil..)
*
Tabii ki devlet de masum değil.. Silah yığınağına göz yumarak, barikatlara, hendeklere anında müdahale etmeyerek savaş koşullarının oluşmasına müsaade etti..
*
Artık mesele PKK’nın ağır darbe alması..
Artık mesele PKK’nın çekilmesi değil..
Mesele Güneydoğu’da hayatın bundan sonra nasıl akıp gideceğidir.. Evlerini terk eden insanları, bebeleri, çocukları, gençleri nasıl bir hayatın beklediğidir..
Devletin onarım planıdır..
Onarım derken inşaattan söz etmiyorum..
Anayasa’yı boşuna arama bulamazsın!
AKP’li İyimaya televizyona çıkıp demiş ki..
‘Anayasa değişikliği oylamasında göstere göstere oy kullanabilir. Hiç engel yok, anayasa ihlal edilir ama değişikliği etkilemez, anayasa değişikliğini malul, sakat kılmaz. Oylamanın geçerliliğini etkilemez.’
Bunu söyleyen kim?
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı..
Altını çiziyorum.
Adalet Komisyonu Başkanı..
*
Bu ülkede adalet niye yok diye soruyorsanız; bundan yok..
Anayasa ihlal edilse ne olur..
Yasalar çiğnense ne olur..
Yasalar uygulanmasa ne olur..
Mahkeme kararları dinlenmese ne olur..
Anlayışı geçerli olduğu için adalet yok..
Adaleti düşünen olmadığı için adalet yok..
Adil olma kavramını benimsemediğimiz için adalet yok..
*
Adalet Komisyonu Başkanı bir süre önce de ‘Beş yıl, üç yıl, iki yıl anayasasız kalabiliriz’ iması yapmıştı..
Anayasa resmen var, fiilen yok durumda zaten..
Onu da buzdolabına kaldırdık zaten..
Hadi hayırlısı!.
Tekne satışında Mustafa Koç faktörü
Hafta sonu önce Alaçatı’ya gittim, oradan Didim’e geçtim.. Ne oluyor ne bitiyor diye sorarken öğrendim ki; beklenenin aksine tekne satışları bu yıl çok iyiymiş..
İkinci el fiyatları geçen yıla oranla biraz yüksekmiş..
Neden diye sordum?
Ekonomi altın yılını yaşamıyor, dolar hâlâ üç lira, kişi başına gelir on beş bin dolara çıkmadı, büyümede yüzde 7-8 seviyesini yakalamadık.. Siyaseten önümüzü göremiyoruz..
Hal buyken nedendir dedim..
*
Mustafa Koç faktörü dediler.. Mustafa Koç’un genç yaşta ani ölümü şok yaratmış..
Üç beş kuruş parası olan, ölümlü dünya kaç günümüz kaldı, keyfini sürelim mantığıyla tekne peşine düşmüş.. Fiyatlar yukarıya doğru oynamış..
*
2004 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Piriştina’nın ölümünden sonra da aynı hava esmiş..
O yıl da tekne satışları artmış..