Partiler vekil listelerini verdiler.. Yeni vitrinlerini seçmenin beğenisine sundular..
Üzerinde çok kalem oynatılacak, çok konuşulacak, çok tartışılacak bi mesele.. İyi tetkik etmeden yalapşap bilgilerle ayrıntıya girmek istemiyorum..
İlk gözlemim şu; CHP’nin 14 ilde birinci sıraya kadın aday koyması alkışlanacak bi durum.. Gençlerin deyimiyle, on numara..
*
İstanbul birinci bölgede yarış zorlu geçeceğe benziyor.. HDP Selahattin Demirtaş’la seküler kesimi, Hüda Kaya’yla İslami kesimi hedef almış..
Görünen o ki; İstanbul’da CHP de HDP de aynı tabana oynuyor..
CHP, HDP tehlikesine karşı Alevi oylarına yönelmiş ama bu yönelme ne kadar doğru, ne kadar gerçekçi, ne kadar seçmeni kavrayıcı 7 Haziran akşamı göreceğiz..
Şunu da belirteyim.. Büyük kentlerde, özellikle oy deposu olan İstanbul’da HDP listesi ‘Vay be’ dedirtecek halde değil..
Yine de seküler Türklerin oyunu alır mı?
Alır.. Niye mi alır?
Yüzde 10 barajı yüzünden.. HDP barajı aşamazsa korkusu yüzünden.. Başkanlık sistemi gelir korkusundan.. Tek adam yönetimine geçeriz korkusundan..
*
İzmir’e bakarsak, liste İzmir’in havasına uygun.. Zekeriya Temizel’in adını görünce bir an durakladım..
Daha doğrusu şaşırdım..
90’lı yılların sonunu hatırladım.. Her gün operasyon yapıldığı yılları.. Oraya baskın, buraya baskın.. Temizel-Tantan ikilisinin neredeyse kelepçe takmadıkları müteşebbis kalmayacaktı..
Onların anlayışına göre, iş dünyasında yer alan herkes potansiyel ‘hırsız’dı..
İzmirli işadamları eyvah demesin!..
*
Hadi laf gelmişken İlhan Kesici meselesine de gireyim.. Kendisini çok severim ama!.. 2007’de milletvekili oldu, 2010’da CHP’ye kodları uyuşmadı ki istifa etti.. Bir yıla yakın bağımsız milletvekilliği yaptı..
Beş yıl sonra, 2015’te umut olarak, CHP’nin ağır topu olarak, değişimin isimlerinden biri olarak sunulmasının altı çizilmeli.. Umarım bu kez küsmez!..
*
İlk bakışta iktidar partisi listesine ‘sadakat’ hakim olmuş.. Danışmanlar kendilerine yer bulmuş.. Siyaset koridorlarının tecrübeli isimler üç dönem engeli nedeniyle ağır toplardan boşalan yerlere yerleştirilmiş.. ‘Liyakat mı, sadakat mı ağır bastı’ sorusuna yanıt vermek için listeler üzerinde sıkı bi çalışma yapmak lazım..
Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak ile türbanı Türkiye’nin gündemine getiren Leyla Şahin’in banko denilecek yerlere yerleştirilmesi önemli mesaj.. İlk tespit şu; AKP içine kapanmış muhafazakâr damarına yüklenmiş.. İthal ettiği liberal, sosyal demokrat, sol bagajını üzerinden atmış..
İktidar partisinde ‘başkanlık sistemine’ itiraz etmeyecek kişilerden oluşan yapı kurulmuş gibi duruyor..
Bayrampaşa işkencesi
Balyoz mağdurlarından emekli tuğgeneral Süha Tanyeri televizyonda anlattı..
Tutukladığı, cezaevine konulduğu ilk gece Bayrampaşa: Ben Fazla Kalmayacağım adlı film izlettirilmiş.. Meğer, cezaevlerinde bu film sık sık gösterilirmiş..
Nedir, nasıldır diye internet vasıtasıyla filmi buldum izledim..
Birol Güven imzalı bir film.. Yönetmeni Hamdi Alkan..
2008 yılının şubat ayında vizyona girmiş.. Yanlışlıkla tutuklanıp, derdini anlatamadan yıllarca cezaevinde kalan bir kuaförün öyküsü..
Film güzel film.. Türkiye’de herkesin başına her an her şey gelebilir diyen film..
Balyoz’da olduğu gibi, Ergenekon’da, casusluk davasında, amirallere suikastta, Poyraz’da olduğu gibi..
Cezaevinde bu filmin sık sık gösterilmesinin nedeni şu olabilir:
Sadece sizin başınıza gelmedi; burası Türkiye..
Kitaptan mı tutuklandı?
Beş altı gün oluyor.. Masamın üzerine konan (yayınevleri tarafından gönderilen) kitaplardan birinin zamanlaması manidardı..
Kitabı elime aldığımda televizyonda altyazı geçiyordu..
TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz tutuklandı..
Elimdeki kitabın ismi şuydu: Ömrümü Yedin Bay Böcek!.. Böcek raporunda tahribat yapmayan bilim adamının başına ne geldi..
Yazan: Dr. Hasan Palaz..
*
Hızla okudum.. Palaz’ın iddiası özetle şu: Başbakan’ın çalışma ofisine konulan böcek düzeneğinin 4-5 Aralık 2011 tarihinde yapıldığı yönünde rapor vermişler.. İki yıl sonra Başbakanlık Teftiş Kurulu’ndan bir başmüfettiş raporu değiştirmelerini, tarihi 10 gün geriye çekmelerini istemiş.. Tehdit etmiş.. Palaz bu durumu savcıyla paylaşmış..
*
Palaz neden tutuklandı?
Raporu değiştirmediği için mi?
Gerekçe şu; suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmeyle resmi belgelerde sahtecilik..
Çok karışık mesele değil mi?
Savcı evrakta sahtecilik yaptığını söylüyor, Palaz sahtecilik yapmadığı için başına bunların geldiğini iddia ediyor..
Kim haklı kim haksız bilemem.. Enteresan olan, Palaz’ın bu olayları anlatan kitap çıkarmasından sonra tutuklanması..