Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu tanım bana ait değil.. Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu’na ait..
Önce o yazıya göz atalım..
*
Durum ne? Gidişat nasıl?
Sık sorulan soru bu. Kısıt,’ iç savaş’a durum tespiti, dengeler ve öngörüler.
Yanıtlayalım.
1. Hükümet 17 Aralık haftasında kuvvetli bir ‘vurgun’ yedi, ancak tedbirler ve karşı hamlelerle durumu kontrol altına aldı, cemaati püskürttü ve devlet içinde temizlik hamlelerine başladı. Çatışmada ibre çok açık şekilde hükümetten yana döndü. Ve çatışmanın fırtınası azalmaya başladı.
2. Buna karşı başka fırtına, otoriterleşme fırtınası çıktı. Hükümetin aldığı tedbirler hukuk sınırlarını zorladıkça demokrasi yara aldı. Örneğin adli kolluğun soruşturma yapması fiilen yürütmenin, vali ve emniyet müdürlerinin iznine bağlı hale geldi. Siyasi iktidarın kutuplaştırıcı sert ihanetvari kelimelerle örtülü ‘savaş söylemi’ başka bir otoriterleşme hali olarak karşımıza çıktı. (5 Şubat, Yeni Şafak)

*
Bir başka soruda şu..
Otoriterleşme fırtınası ne kadar sürecek? Şiddeti artacak mı, düşecek mi?
Göstergeler artacağını söylüyor..
İnternete bürokrat sansürü getiren yasa en açık, en net göstergelerden biri.. Belli ki 30 Mart seçimine kadar zapturapt dönemi yaşayacağız..
30 Mart’tan sonra ne olacak?
AKP parti yüzde 40 dolayında oy alırsa.. 2009 yerel seçimlerde aldığı oy oranını yakalar veya üstüne çıkarsa otoriterleşme fırtınası kasırgaya dönüşebilir..
*
Başbakan Almanya’da söyledi.. Yolsuzluk ve rüşvet iddialarına yanıtı seçmenin vereceğini ima etti..
Yüzde 40 alırsa diyecek ki; milletim yolsuzluk iddiasına inanmadı.. Partimi akladı.. Yaptıklarımı onayladı.. Herkes sussun, herkes otursun oturduğu yerde..
*
İktidar partisi istediği oyu yakalarsa, yumuşama olmaz mı?
Olmaz..
Çünkü dört ay sonra yeni bir seçim var.. Cumhurbaşkanı seçimi var.. En geç Ağustos ayı başında yine sandık konulacak..
Başbakan o tarihe kadar ‘çatlak ses ’ diye tanımladıkları en küçük bir eleştiri dahi istemez.. Yolsuzluk dosyalarının açılmasını , bazı telefon konuşmalarının, bazı belgelerin, fotoğrafların ortaya saçılmasını hiç istemez..
30 Mart’taki sandıktan moralle çıkarsa hukukun sınırları daha da zorlanacaktır..

Haberin Devamı

İnternet sansürünü Gül onaylayacak mı?

Haberin Devamı

İnternete bürokrat sansürü getiren yasa Meclis’ten geçti.. Cumhurbaşkanı Gül‘ün önüne gelecek..
Merak edilen şu..
Cumhurbaşkanı onaylayacak mı?
Özgürlük alanının daraltılmasına izin verecek mi?
İnternet üzerinden fişlemeye imza atacak mı?
Gözler Çankaya’da..
*
Dört beş yıl önceye dönelim.. İktidara yakın duran gazeteleri açın.. Özgürlük alanının genişletildiği iddia ediliyordu.. Bu tür yazılardan geçilmiyordu..
Şimdi, ses soluk çıkmıyor.. Sesi soluğu çıkanlar da susturulmaya çalışılıyor.. Düşünün, servis sağlayıcılar kimin hangi siteye girdiğini kayıt altında tutacak.. İki yıl boyunca saklayacak..
Resmen fişleyecek..
Şu siteye girersem, şu mesajı atarsam ileride başıma bir iş gelir mi kuşkusu hafızalara kazınacak..
Özetle, korku toplumu yaratılacak..
Bakalım Cumhurbaşkanı izin verecek mi?

Haberin Devamı

HSYK şikâyeti!..

Başbakan Almanya dönüşü HSYK’nın yapısını eleştirmiş..
Almanya’yı örnek göstererek bizdeki HSYK’nın yapısını şikâyet etmiş..
Dediği şu..
“Almanya’da Adalet Bakanlığı atıyor savcıları. Onay mercii parlamento. Aynı durum hâkimlerde de aynı. Bizde böyle bir durum var mı? Yargıtay, Danıştay seçiyor, bunun yanında Adalet Akademisi, Cumhurbaşkanı’nın dörtte bir kontenjanı var. Bundan oluşan bir yapı. Hepsi birbirine girmiş.”
*
Peki, bu yapıyı kim kurdu? Bu yapının kurulması için meydan meydan kim dolaştı?
Başbakan..
Hukukun üstünlüğünün sağlanacağını, bu yapı sayesinde yargının hem bağımsız hem tarafsız olacağını söyledi..
Bu yapıyı kurmak için ülkeyi referanduma götürdü..
Bugün şikâyet ettiği yapıya övgüler yağdırdı.. Seçmenlerin yüzde 58’ini doğruluğuna inandırdı..
Şimdi kendisi yanlış diyor..
Hayırcıların safına katıldı..