Ağırlıklı soru şu; ee ne olacak?
Ne olacağı belli.. Bir yıl, iki yıl muhalefetsiz bir dönem yaşanacak.. İktidar partisi Meclis’te zorlanmayacak.. İstediği yasayı istediği gibi çıkaracak...
Geçen dönem olduğu gibi..
Ondan önceki dönem olduğu gibi..
Ondan daha önceki dönem olduğu gibi..
***
AKP, bu açıdan şanslı.. 2002’den beri karşısına güçlü bir muhalefet çıkmadı.. Meclis’teki sayısal üstünlüğü muhalefete imkân tanımadı.. Bu dönem de benzeri yaşanacak..
MHP kendi ayağına ateş etti; sesi çıkacak hali kalmadı..
HDP’yi PKK arkadan bıçakladı; can çekişiyor..
CHP yerinde saydığı için muhasebe yapacak, bir süre kendi içiyle meşgul olacak..
***
Nerden biliyorsun derseniz; yaşadık..
İlki 2007 yılındaydı..
Muhalefet, cumhuriyet mitingleriyle uzun bir aradan sonra sahneye çıkmıştı.. Kafasını kaldırmış, sesini yükseltmeye başlamıştı..
Sandığa bu ortamda gidildi.. Sandıktan yüzde 46.5’le AKP çıktı..
Muhalefet sessizliğe büründü..
***
2009 yerel seçimleri muhalefetin gözünü açtı.. 2010 Anayasa referandumu siyaseti iyice ısındırdı.. Muhalefet meydanları doldurmaya başladı.. İnsanlar yeniden politize oldu..
2011’de sandığa bu ortamda gidildi.. Sandıktan yüzde 49.9 ile AKP çıktı.. Muhalefet sessizliğe büründü..
Sessizliği 2013’teki Gezi protestoları bozdu..
***
2015’e böyle geldik.. Haziran seçiminde AKP iktidardan inince muhalefet heveslendi.. Kendine güveni geldi.. Biraz daha silkelersek düşecekler derken..
Sandığa bu ortamda gidilmişken.. Sandıktan yüzde 49.5 ile AKP çıktı..
Muhalefet yine sessizliğe bürünecektir..
***
Bu sessizlik ne kadar sürer derseniz; normal şartlarda bir buçuk, iki yıl sürüyor.. Ama bu kez farklı bir durum var..
AKP, ‘başkanlık sistemini’ Meclis’e getirirse, referandum yolunu açarsa, siyaset çabuk ısınır..
Çözüm süreci ne olur?
Cevabı merakla beklenen soruların başında bu geliyor..
Barış..Çatışmasızlık ortamı geri gelecek mi?
Silahlar susacak mı? Altı ay öncesine dönecek miyiz?
Güneydoğu’ya yeniden bahar gelecek mi?
Şunu hemen söyleyeyim..
Maalesef biraz zor!..
Daha dün iki şehit haberi geldi..
***
Eskiden de şehit haberleri geliyordu ama masa kuruldu, silahlar sustu denilecektir..
Ama durum eskisi gibi değil..
İktidar kendini aldatılmış hissediyor.. PKK’nın temmuz ayında şehir savaşı ilan etmesini ihanet olarak görüyor..
Hendekler kazılmasını, barikatlar kurulmasını, doğrudan iktidarın varlığına yönelik saldırı olarak görüyor..
Haklı !..
***
Bu sebeple çatışma ortamı biraz daha sürecek.. Süreç biraz daha bekleyecek..
İktidar, PKK’nın süreci üçüncü kez sabote ettiğini söylüyor..
Doğru!..
Açıkça güvenmiyor..
Endişesi şu; PKK’nın yeniden başlayacak süreci toparlanma, silah depolama sürecine çevirirse..
Demem şu..
Ülkenin böyle sorunları da var!..
Memleketin temel meselelerine ağır ağır girelim..
Üniversiteler dökülüyor..
Her kente üniversite, her ilçeye fakülte sistemi çöktü.. Özel üniversite, vakıf üniversitesi furyası iflas etti..
Tıp fakülteleri doktor yetiştiremez..
Hukuk fakülteleri hukukçu çıkaramaz..
Mühendislik fakülteleri mühendis yetiştiremez hale geldi...
Kim söylüyor? YÖK..
Adam üç kuruşluk puanla tıp fakültesine, iki kuruşluk puanla hukuk fakültesine giriyordu.. Parayı basıp okuyordu.. Bi şekilde mezun oluyordu..
Doktor ama doktor değil!..
YÖK baktı ki durum kötüye gidiyor.. Baraj koydu..
***
Sorun sadece doktorluk mesleğinde değildi.. Hukuk fakültelerine de baraj geldi..
Mezun çoktu ama hukuktan anlayan yoktu..
Mühendisliğe de baraj konuldu, sıra da mimarlık var.. Yakında işletme, ekonomi, sosyoloji, edebiyat gibi alanlara da baraj gelirse şaşırmam..
Çünkü ihtiyaçtan fazla fakülte var..Çoğunluğu lise düzeyinde eğitim veriyor..