Seçimin üzerinden bir hafta geçti, hâlâ konuşuyoruz..
Galiba daha uzun süre konuşacağız..
Konuşmalıyız!.
Çünkü, dünya siyaset tarihine geçen seçim oldu.. Şöyle düşünün, seçmen 13 yıl iktidarda olan partiyi iktidardan indiriyor; muhalefete yeşil ışık yakıyor..
Öyle veya böyle muhalefet bir araya gelip hükümet çıkaramıyor..
Beş ay sonra yapılan erken seçimi beş ay önce iktidardan indirilen parti açık ara kazanıyor..
Acayip bir durum değil mi?
Bir partinin oyunu beş ayda 4.5 milyon oy artırması incelenmeye gereken bir durum değil mi?
Yüzde 41’den yüzde 49’a çıkarması..
Bana göre muhalefet iki önemli kararla kırıldı..
Tersinden bakarsak, iktidardan düşen parti, o iki önemli kararla kendine geldi..
Moral buldu..
Önüne koşu alanı açıldı..
Oyun planını kurma imkânı buldu..
Nedir onlar?
BİR: Kılıçdaroğlu’nun koalisyon kuralım önerisini Bahçeli’nin elinin tersiyle itmesi..
Böyle bir ihtimal var mıydı?
Hükümet olmaları gibi?
Vardı; Bahçeli ‘he’ dese olmuştu.. Çünkü koşullu ve süreli hükümete HDP destek vereceğini açıklamıştı..
Daha da ötesi.. Bahçeli’nin Kılıçdaroğlu’ndan gelen ‘Başbakan sen ol’ önerisini ‘Rüşvet mi teklif ediyorsun’ diyerek aşağılayıcı üslupla geri geçirmesi birinci kırılma anıdır..
İKİ: MHP’nin Meclis Bakanlığı’nı AKP’ye teslim etmesi siyasetin akışını değiştirdi.. MHP Baykal’a oy vermeyerek AKP’ye moral verdi..
Güç verdi.. Koşu alanı açtı..
Oyun kurucu hale getirdi..
Baykal Meclis başkanı olsaydı, siyasetin gidişatı çok farklı olurdu..
Tersi olduğunu düşünün..
Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun koalisyon kuralım önerisine evet demese bile..
Sıra size geldiğinde, görev size verildiğinde konuşuruz deseydi..
Meclis başkanlığı 13 yıl sonra muhalefet adayına geçmesi adına Baykal’a oy verseydi..
Siyasetin akışı değişirdi..
AKP kasım seçimini zorlayamazdı..
Göze alamazdı..
1 Kasım seçimi nasıl oluştu diye sorunlara cevabım budur..
1 Kasım’ı AKP nasıl kazandı sorusuna bir haftadır yanıt veriyorum..
Tekrara gerek yok..
Bağlantısı var mı derseniz, var..