Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen pazar İslam’ın ahlaki boyutu üzerinde durmuştum.. Türkiye muhafazakârlaşıyor ama ahlaki değerler yücelmiyor demiştim..
Nedenini de şu cümlelerle açıklamıştım; Dinin ibadet boyutuyla ilgilenilmiş.. Dinin ibadet boyutu öğretilmiş, ahlaki boyutu görmezden gelinmiş.. Din, oruç tutma, namaz kılma, zekât verme hacca gitmeyle sınırlandırılmış.. Adil olma, dürüst olma, kibirli olmama, insanların hakkını yememe, haram yememe kısmına hiç girilmemiş.. O ahlak verilmemiş demiş ve eklemiştim; Oysa ibadet; ahlaklı, dürüst, adil insan olmanın aracıdır, yol gösterenidir..
*
Geçen haftanın özetini verdikten sonra gelelim bugüne..
Konuya devam edelim; hem ahlaki boyutuyla hem haram yeme boyutuyla.. Ahlaktan başlayalım..
*
İslam’ın ahlaki boyutunu ele almaya çalıştığım yazının yayımlandığı gün Hürriyet’e Ahmet Hakan’ın bir zaman Gülen Cemaati’nin etkili kişisi olan Hüseyin Gülerce ile yaptığı söyleşi yayımlandı..
Ahmet Hakan 17 Aralık yolsuzluk operasyonunu sormuş.. Gülerce; ‘İlk 10 yılda Türkiye’de hiç yolsuzluk olmamış, ihalelerde hiç kayırma olmamış da son iki senede rüşvet almış yürümüş.. Buna inanmam’ cevabını vermiş..
Ahmet Hakan ısrar etmiş, hükümet rüşvete göz yumdu meselesi var demiş..
Gülerce çok sorunlu, çok vahim bir cevap vermiş; ‘Yüzde kaç diyor bunu Ahmet Bey? Siyaset hesap işi.. Siyasetin ahlakı bu.’
Araya gireyim..
Yerel seçimden sonra iktidar da iktidara yakın muhafazakâr yazarlar da sandığın yolsuzluk iddiasını akladığını söylediler.. Demek ki, onlara göre siyasetin ahlakı bu..
Demek ki, muhafazakâr kesimde siyasi hesaplar, siyasi kaygılar genel ahlakın, İslam ahlakının önüne geçebiliyor.. Gülerce’nin söylediklerinden anladığım bu..
*
Gerçi, Gülerce konunun üzerine giden Yurt gazetesi yazarı Cüneyt Ülsever’i arayıp bazı düzeltmeler yaptı.. Yaptı ama kendini kurtarma adına yaptı..
Özetle; Ben öyle düşünmüyorum ama muhafazakâr kesimin büyük çoğunluğu böyle düşünüyor demiş..
‘Siyaset içindeki müminlerin yorumunun farklı olduğunu’ belirterek; yeni bir ahlak anlayışına işaret etmiş ..
Adı; Muhafazakâr siyasetin ahlak anlayışı.
*
Gelelim haram meselesine..
Başbakan şahane bi tarif yapmıştı.. Demişti ki; ‘Adam bir yerden imar geçeceğini öğreniyor. Gidip orada arsa alıyor ve zenginleşiyor. Bu haram kazançtır. Ahlaksızlıktır.’
Şöyle bir ek yapayım; arsayı aldıktan kısa bir süre sonra imar planlarının değişmesi de haram kazançtır, ahlaksızlıktır..
*
Geçelim Soma’ya.. Yırca köyüne termik santral yapılmak isteniyor, köylüler direniyordu..
Konu yargıya gitti..
Önceki gün sabaha karşı ilgili firma özel güvenlik ordusuyla araziyi basmış.. Altı bin zeytin ağacını kısa sürede kesip zeytinliği arazi haline getirmiş..
Dikkatinizi çekerim, altı bin zeytin ağacını kesiyor..
(Bu arada olayın başka boyutu da var: Direnenlere özel güvenlikçiler müdahale ediyor, jandarma seyrediyor. Jandarmaya seyret talimatını kim verdi?..)
Akşam saatlerinde Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı açıklanıyor.. Şirket kararı önceden öğrenmiş olacak ki sabaha karşı baskınla altı bin ağacı kesti..
Nitekim, Danıştay 28 Ekim’de karar almış, yargı ağı sistemine önceki gün girmiş.. Bu olan biten Başbakan’ın haram kazanç tarifine..
Ahlaksızlık tanımına uyuyor mu, uymuyor mu?
*
Bence cuk oturuyor..
İyi pazarlar!..