İktidar yanlıları düne kadar sanki Norveç’te yaşıyordu.. İktidar mensupları da sanki Danimarka’da..
Uçağa atladılar, aralık ayının ortasında Türkiye’ye geldiler..
Ülkelerine baktılar..
Uuu ne hale gelmiş..
Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik diz boyu..
Kolları sıvadılar, ekranlara kuruldular anlattıkça anlatıyorlar.. İçlerinden biri dedi ki; ‘Tuncay Özkan suçunu hâlâ bilmiyor..’
Yapma ya!..
Tuncay beş yıldır suçum ne diye bağırıyor, yeni mi duydun..
Dedim ya, Norveç’ten dün gelmiş gibi davranıyorlar!..
Manzara aynen bu..
*
Başbakan dün partisinin grup toplantısında çok ağır konuştu.. Devlet içindeki yapılanmadan bahsetti, vatana millete ihanet ettiklerini söyledi..
Hakim-savcı-polis üçgeninden söz etti.. Üstesinden geleceklerini anlattı..
Yani.. Kendi kurduğu düzeni değiştireceğini.. Kendi atadığı insanları görevden aldığını, almaya da devam edeceğini ilan etti..
Alkışlandı..
Türkiye’de bir ilk yaşandı.. Kendi kurduğu düzeni yıkmak için harekete geçen, kendi atadığı kişileri görevden alan bir Başbakan ‘demokrasi kahramanı’ ilan edildi..
Manzara aynen bu..
*
Bir de keşke diyenler var.. Keşke kısık sesle konuşmasaydık, itirazımızı yüksek sesle dile getirseydik diyenler..
Pişmanlık dalgası esiyor..
Pişman olanlardan biri de Adalet Bakanı.. Demiş ki; ‘biz de hata yaptık. Soruşturma ve kovuşturmanın muhatapları farklı olduğunda sesimizi biraz daha gür çıkarmalıydık..’
Bakan keşke sesimizi biraz daha gür çıkarsaydık diyor ama ben o günlerde sesinin çıktığını duymadım..
Siz duydunuz mu?
Ah vah çekenler, yanlış yaptık, yanıldık diyenler, elimiz kırılsaydı da referandumda ‘evet’ demeseydik diyenler.. Ekranlar onlarla dolu..
Manzara aynen bu..
Danışmanın fantezisi iktidarı sardı..
Başbakan’ın ekonomi danışmanı her taşın altında Almanları arıyor..
Gezi eylemlerini başlatanlar da onlarmış.. Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun düğmesine basanlar da onlarmış..
Niye yapmışlar?
İstanbul’a yeni havaalanı yapılıyor ya; Frankfurt’tan daha büyük olacağı için Almanlar kıskanmış.. Dağıtım merkezinin İstanbul’a kayacağından ürkmüşler..
Hükümeti devirmek için her türlü tezgahı yapmaya başlamışlar.. Gezi’yi denemişler olmamış.. Hatta Lufthansa Gezicilere sandviç dağıtarak darbeye katkı yapmış!..
Aynı tezgahı yine deniyorlarmış..
Bu tezi sadece danışman savunsa fantezisi der geçersin.. Zaten bugüne kadar öyle yaptık..
Ama gördük ki; bu fikir iktidar partisinin tepelerini sarmış..
‘Bakan vesayeti’ni alkışlayanlar!
Yargıya neşter vurulup yürütmeye bağlama hamlesi başlayınca.. Daha doğrusu ‘Bakan Vesayeti’ Meclis onayına sunulunca..
İktidarcı yazarlar hemen hizalandı.. Bunun demokratik bir adım olduğunu yazmaya başladılar..
Bu sayede milli irade yargıyı denetleyecekmiş..
Nasıl olacak!..
Yargı bakana bağlanınca Meclis, bakan vasıtasıyla hesap sorabilecekmiş.. Meclis sormazsa seçmen sorarmış..
Yersen.. İnanırsan..
O zaman sadece HSYK değil.. Yargıtay da.. Danıştay da.. Anayasa Mahkemesi de bir bakana bağlansın olsun bitsin..
Onları da milli irade(!) denetlesin!...
*
Merak ettiğim şu.. İktidar muhalefetle anlaşıp teklifini geri çekip, başka yola girerse.. Veya ısrarcı olup da Anayasa Mahkemesi engeline takılırsa..
Yargının bakana bağlanmasının demokrasinin ileri aşaması olduğunu iddia edenler bakalım o gün ne diyecek..
Ne yazıp çizecekler..
