KİMSE YARIŞ ‘EŞİT VE ADİL’ DİYEMİYOR

Yarış başlamadan önce eşit ve adil bir yarış olacak diyorlardı.. Obama’yı örnek gösteriyorlardı.. Obama da seçime başkan olarak girdi;ne var...
Başbakan neden başbakanlığı bıraksın.. Neden AKP Genel Başkanlığını bıraksın ki..
İyi de diyorduk.. ABD’de sistem oturmuş.. Başkanlar seçim süresince başkanlık gücünü kullanamıyor..
Televizyonlar iki başkan adayını canlı yayında defalarca karşı karşıya getirerek eşit şartlar sağlıyor..
Bunları duyunca kem küm ediyorlardı..
Bu bir ilk, Türkiye bu deneyimi ilk defa yaşıyor. Aksaklılıkları yaşayarak göreceğiz, bir sonrakine düzeltilir..
Biz de diyorduk ki; zeytinyağlı yapmıyoruz ki.. Tuzunu şekerini tutturamazsak dökelim yenisini yapalım..
Ülkeye cumhurbaşkanı seçiyoruz.. En küçük bir şaibenin en küçük bir itirazın olmaması lazım..
Dinlemediler..
Yarış başladı, gördük ki iki aday üçüncü adayla yarışmıyor.. İki aday resmen devletle yarışıyor.. Devletin tüm imkanlarıyla yarışıyor.. Devletin tüm imkanlarını aşarak sesini duyurmaya çalışıyor..
*
İktidar yanlıları olan biteni perdelemeye çalıştılar ama olmadı..
Maksat çok açıktı.. Bir tarafta devasa organizasyonlar, öteki tarafta kısıtlı imkanlar..
Bir tarafın uyması gereken yasa vardı.. Nasıl para toplanacağı, nasıl harcama yapacağı orada yazılıydı..
Öteki taraf için böyle bir yasa yoktu.. O yasa Başbakan’ı bağlamıyordu sanki!..
AGİT gözlemci heyeti de durumu fark etti.. ‘Seçimlerin adil ve eşit şartlarda yapılmadığını’ belirten raporunu yolladı..
Eee, ne yapalım.. Kim takar AGİT’i diyorsanız; o başka..
Yarın, öbür gün Avrupa Birliği’ni de kim takar da diyebilirsiniz..
*
Başbakan’ın İstanbul Maltepe’de dün yaptığı mitingine bakın.. Binlerce otobüs tutuldu, gemilerle ring seferleri düzenlendi.. AKP il teşkilatı günler önce hangi ilçenin Maltepe’ye nasıl ulaşacağını açıkladı..
Organizasyon devasaydı..
Parayı kim harcadı?
Başbakan cumhurbaşkanı adayı ama hâlâ AKP Genel Başkanı değil mi?
Evet..
Sormaya gerek var mı?
*
Tek gelişme şu.. İktidar yanlıları da ‘yarış adil ve eşit şartlarda oldu’ diyemiyor artık..
Biraz utanıyorlar..

Al birini vur ötekine yayını

İktidarcı medya ile cemaat medyası tam kapıştı..
Birbirlerine manşet haberlerle cevap veriyorlar.. Haber diyorum ama haber dememek lazım.. Çünkü ne kadarı doğru ne kadar üretilme belli değil..
Birinin ak dediğine öteki kara diyor..
İki taraf da, belirlediği isimleri hedef tahtasına koyup vurdukça vuruyor..
İki taraf da, belge üzerine belge yayınlıyor..
*
İkisine de itibar etmiyorum.. Bu filmi daha önce gördüm.. Bu senaryoyu daha önce okudum.. Eskiden (zaman zaman ortak yayın yaparak) laikçi diye alay ettikleri kesimi itibarsızlaştırmak adına benzer yayınlar yapıyorlardı.. Özellikle askerleri dize getirmek için..
Şimdi birbirlerine karşı yapıyorlar..
Bugünkü manşetlerinin kumpas olmadığını nereden bileyim? Dünküler kumpas çıktı!..

Su kesintisi seçimden sonra

Barajlar, S.O.S veriyor diyeceğim ama hal daha da vahim.. Çoğu yüzde 20’nin altına indi..
Su kalmadı..
Kalmadı da su kesintisi yapılıyor mu?
Hayır.. Zaman zaman arıza ayağına çaktırmadan yapıyorlar..
Bırakın resmi kesintiyi belediye ‘su azalıyor şöyle idareli kullanın böyle idareli kullanın, israf etmeyin’ insanları uyarmıyor bile..
İstanbul’da susuzluk tehlikesini kabul etmiyorlar..
Niye mi?
Cumhurbaşkanı seçimi var..
Cumhurbaşkanı adayı Başbakan yıllarca ‘İstanbul’a suyu ben getirdim ben’ demedi mi? Yıllarca ‘devraldığımız da İstanbul susuzdu bereket bizle geldi’ demedi mi?
Şimdi birisi çıkıp; su bitiyor arkadaşlar diyebilir mi?
Diyemiyorlar..
*
Su kesintisi mi? Seçimden sonra başlar..