Referandumdan önce yoğun tartışıldı.. Sonra duruldu.. İttifak yasasının şekillenip Meclis’e sunulmasıyla yeniden alevlendi..
Çeşitli platformlarda yeni rejimin siyasi hayatı nasıl değiştireceği tartışılıyor..
***
Rejim değişikliğine karşı olanlar karamsar tablo çiziyor..
n Kuvvetler ayrılığının tamamen ortadan kalkacağını..
n Yargının emir alan duruma geleceğini, yürütmenin (başkanın) HSK kanalıyla yargıyı kontrol edeceğini..
n Yasamanın etkisizleşeceğini, denetleme mekanizmasının ortadan kalkacağını..
n Yürütmenin hesap vermeyen, hesap sorulmayan zırhla sarıldığını..
n Meclis’in bütçede bile söz sahibi olamayacağını..
n Yasamanın iddia eden gibi yasa yapan değil, yasa onaylayan konuma düşeceğini savunuyorlar..
***
Rejim değişikliğini savunanlar ise, eleştirilen konuların yürürlükteki rejimde (parlamenter) fiilen var olduğunu söylüyor..
n Yürütmeden bugün de hesap sorulamıyor.. Gensoru müessesesi göstermelik olarak var.. Ama çalışmıyor.. İktidardaki partinin oylarıyla reddediliyor..
n Soru önergesi var ama muhatap bakan istediği zaman yanıt veriyor.. Altı ay sonra da cevap verebilir..
n Meclis bugün de yasa yapan değil, onaylayan durumda..
n Yasaları bürokratlar hazırlıyor ve genellikle aynen yasallaşıyor.. Çünkü yürütmenin başı, yasama organındaki çoğunluk partisinin de başı olduğu için itiraz edilemiyor..
n Başbakan ne derse o oluyor..
n Meclis bütçeyi tartışıyormuş gibi yapıyor ama rakamlar üzerinde oynayıp kısıtlama veya arttırma yoluna gidemiyor..
***
Şimdi denilecek ki; rejimi değiştirmek yerine parlamenter rejimin işlemeyen mekanizmalarını işler hale getirselerdi.. Bu yola gidilmedi, tam tersi yok edildi..
Örneğin; gensoru müessesesi işlemiyor diye işler hale getirileceğine; kaldırıldı..
Neyse bu tartıma geride kaldı.. Çünkü ilk seçimle yeni rejim yürürlüğe girecek..
***
Tamam anladık da sorun nasıl çözülür diyeceksiniz?
İster başkanlık olsun, ister parlamenter sistem olsun; çözüm belli..
Yasamanın yürütmeden bağımsız hareket edebilmesini sağlamak.. Yasama ve yürütmeyi iki ayrı zamanda, iki ayrı seçimle belirlemek.. Vekilleri genel başkanlarına değil, seçmene hesap verir hale getirmek..
Hal böyle olursa yargı da kendini daha rahat hisseder.. Daha bağımsız kararlar alır.. Siyasi havayı koklamak zorunda kalmaz..
TÜİK siyasallaştı!
Bir süredir kuşkuyla bakıyorum.. TÜİK’in iktidarın menfaatlerini korumak kaygısıyla hareket ettiğini düşünüyorum.. Yaşam Memnuniyeti Araştırması kuşkumu güçlendirdi..
Şöyle ki..
CHP Genel Başkan Yardımcısı, TÜİK’in ekonomik durumun vatandaşlar üzerindeki etkisini gösteren tabloyu yayınlamadığını belirtti..
‘Hayat pahalılığı, borçlar, gelir, işsizlik, ev ve araba sahibi olma’ durumuyla ilgili durum tespiti yapan bölüm bu yıl yok..
Ama geçtiğimiz yıllarda vardı..
***
Öztrak soru önergesiyle Kalkınma Bakanı’na sormuş:
Yüzde 7 büyüdüğümüz dönemde bireyler üzerinde ekonomik etkiyi neden ölçmediniz? Ölçtünüzse neden kamuoyuyla paylaşmadınız?
Bi cevap verirler herhalde..