İlk günden beri yazıyorum.. İktidar-cemaat kavgası hayırlara vesile olacak diyorum..
Olmaya başladı..
Yargı, iktidara yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla abanınca eski defterler yeniden açıldı.. Eski soruşturmalar, eski uygulamalar akıllara geldi..
Yapılan haksızlıklar, hukuksuzluklar, hoyratlıklar.. Kırılan kalpler, yıkılan yuvalar hatırlandı..
Boş yere, yok yere hapis yatan insanlar hatırlandı..
İtiraflar peş peşe geldi..
Kimi, ‘ben zaten o zaman da yazmıştım, söylemiştim; hukuksuzluklara dikkat çekmiştim’ dedi..
Aradık, taradık çoğunun yazdığını bulamadık..
Nerede kim için ne söyledikleri kayıtlardan çıkmadı..
*
Kimi, itiraz ettiğini ama itirazının gür çıkmadığını itiraf etti.. Mırıldanarak yani, ‘aman kimseler duymasın’ kıvamında.. Ne olur ne olmaz tedirginliğiyle!..
Kimi, soruşturmayı yürütenlerin kendilerini aldattığını açıkladı.. Pişmanlık dolu satırlar döktürdü..
Umarım..
Yıllardır yaptıkları itibarsızlaştırma yayınlarından da..
Polisten sızan her belgenin, her bilginin üzerine atlayıp tefrika etmelerinden de..
Masumiyet karinesini görmezden geldikleri için de..
Polisin sorguya aldığı, gözaltına aldığı insanları suçlu gibi göstermelerinden de ..
Pişmandırlar..
*
Ama en büyük pişmanlıkları referandumda ‘evet’ demeleri olsa gerek.. Anayasa değişikliği araya bir yığın havuç madde sıkıştırarak yüksek yargıyı dizayn etmeyi amaçlamıştı..
İktidar ‘yanlış yaptığını’ söylüyor..
Pişmanlık duyuyor..
Yarın, öbür gün aynı merkezde kalem oynatmaya başlarlar..
*
Görünen o ki, 2014 ‘keşke’ ile başlayan itiraflar yılı olacak.. 2014 pişmanlıkları açıklama yılı olacak..
Tehlikeli madde: Ayakkabı kutusu
Halk Bankası Genel Müdürü’nün evindeki ayakkabı kutularının içinde 4.5 milyon dolar çıkmasıyla kutulu protestolar başladı..
Ayakkabı kutuları eylemlerin baş köşesine oturdu..
Bir numaralı simge oldu..
*
Oldu ama karşı atak da anında geldi..
Akhisar’da evinin penceresinden ayakkabı kutusu gösteren kadına Başbakanlık korumaları müdahale etti.. Polis, kadını gözaltına aldı, karakola götürdü..
İfadesini aldı ama suçunun adını koyamadı.. O kısmı boş bıraktı.. Çünkü, ceza yasasında ayakkabı kutusu gösterme gibi bir suç yoktu..
Ayakkabı kutusu göstermek suretiyle hükümeti yıpratmak, iktidarı devirmeye teşebbüs etmek gibi bir suç icat edilemezdi..
*
Bir soruşturma haberi de Antalya’dan geldi.. Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nın konserinde, vokalist grup sahneye ayakkabı kutularıyla çıkınca soruşturma açıldı..
Vokalistler devlet memuru olmadığı için soruşturma sonuçsuz kalmış.. Bir daha konsere çağırmama cezası verilmiş..
*
Ayakkabı kutuları, deniz gözlüğü, doktor maskesi, sirke gibi tehlikeli madde olma yolunda..
Yakında ayakkabı kutusu taşıdığı için gözaltılar yaygınlaşırsa..
Savcılar iddianamelerinde ayakkabı kutusunu silah diye tanımlarsa..
Evde yapılan aramada beş adet ayakkabı kutusu bulundu haberleri yapılırsa şaşırmam..
Sirke, deniz gözlüğü silah sayıldığına göre..
Ayakkabı kutusu neden sayılmasın..
H
Ayakkabı satıcıları ne yapacak çok merak ediyorum.. Sattıkları ayakkabıyı kutusuyla vermek suretiyle suçu teşvik etmiş sayılırlar mı? Suç aletini vermekle suçlanırlar mı?
Ayakkabı alan ne yapar..
Kutusuyla alanın yolda başı belaya girer mi? Kutuyu ne yapacağı, ne amaçla aldığı sorgulanır mı?
Dikkat..
Ayakkabı kutusu para kutusu olmuştu ya, şimdi tehlikeli madde oluyor..
Vali’nin ne işi var?
İşin endazesi kaçtı.. Yeni Spor Bakanı memleketi Samsun’a gitmiş.. Havaalanı ana baba günü.. Apronda uzun bir karşılama kuyruğu oluşturulmuş..
Olabilir diyelim.. Sevenleri, yakınları, partilileri karşılamaya gelmiştir..
İyi de apronda ne işleri var diyebilirsiniz; her isteyen aprona çıkabilir mi, uçağın kapısına kadar gidebilir mi diye sorabilirsiniz?
Ama daha da önemli bir mesele var..
Uçağın kapısına kadar kuyruk oluşturan kişilerin en önünde vali duruyor..
Vali, Spor Bakanı’nı uçağın kapısında karşılamış!..
Valilerin görevleri arasında ‘bakan karşılama, bakan uğurlama, bakanın elini sıkma kuyruğu oluşturmak’ da var mı?
Eskiden yoktu, yeni konulmuş olabilir mi?
