Birkaç trolün söyle- diklerini dikkate almazsak, Enis Berberoğlu’nun 25 yıl hapse mahkûm edilerek tutuklanması kimsenin içine sinmedi..
İktidar partisinin de sinmedi..
Bakanların da, milletvekillerinin de.. Bu satırları kaleme alana kadar hak etti, hak yerini buldu diyene rastlamadım..
Dedim ya; birkaç trol hariç!.
***
Ortak kaygı şu..
Bu tür kararlarla;
Adalete inanç örseleniyor..
Adalete güven zedeleniyor..
Çığlığın sesi bu..
***
Yargı bu kadar önemli mi?
Evet..
Çünkü bir ülkede adaleti sağlayan mekanizma orası..
Savcıların, hâkimlerin herkese eşit davranması..
Herkesin adil yargılanması..
Hukukun tek kriter kabul edilmesi..
Haksızlığa uğradığına inananların sığınacak limanı olması..
Hak arama kapısı olması..
Adalet olmazsa, demokrasi de olmuyor, temel hak ve özgürlükler de olmuyor, insanca yaşama kavramı da kalmıyor..
Bu nedenle adalet önemli..
Adaleti sağlayacak yargı kıymetli..
***
Peki, neden böyle oluyor.. Neden mahkemelerden vicdanları yaralayan kararlar çıkıyor?
Maalesef, hâkim ve savcılar siyasi iklimden çok etkileniyorlar..
Dün de etkileniyorlardı, bugün de etkileniyorlar.. Kararlarını hukuka göre değil, siyaset kurumunun tavrına göre şekillen- diriyorlar..
Zaman zaman siyasetin girdabına kapılıyorlar..
Meselenin özü bu!..
***
Bu da iyi hâkim, iyi savcı yetiştiremiyor muyuz sorusunu gündeme getiriyor..
Hukuka inanan, hukukun dışındaki bütün etkilere kapalı hâkimler yetişmiyor mu?
Yetişiyor yetişmesine de maalesef az..
Hem de çok az..
***
Yaptığı işin felsefesini bilen çok az hâkim var..
Yasaları evrensel hukuk kurallarına göre yorumlayan çok az hâkim var..
Kararlarıyla aslında bir toplumun geleceğini inşa ettiklerinin farkında olan çok az hâkim var..
***
Nietzcshe’nin bir sözünü hatırlatırım..
Der ki; yaptığınız işin felsefesini bilmezseniz, teknisyen olarak kalırsınız..
Maalesef yargıda teknisyen hâkim sayısı bir hayli fazla..
Sorun da burada..
Yargının sık sık gündeme gelmesinin nedeni bu..
***
Dilerim; Berberoğlu’na verilen ceza milat olur..
Dilerim; Kılıçdaroğlu’nun başladığı uzun yürüyüş yargıyı son protesto eylemi olur..
Dilerim; hukukun üstünlüğü Türkiye semalarına da gelir..
Donald Trump tam bir işadamı
Katar krizinden bir şey anladınız mı?
Neler olup bittiğini çözebildiniz mi?
Çok derin yorumlar yapıldı, çok derin manalar yüklendi..
Hepsi boş çıktı..
***
Bakın neler oldu?
ABD Başkanı Trump Riyad’a gitti.. Suudilere 100 milyar dolarlık silah sattı.. Anlaşma on yıl içinde 300 milyar dolarlık silah satışını kapsıyor..
Trump o keyifle kılıç dansı bile yaptı.
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Suudi Kral Salman’la kol kola pozlar verdi..
***
Suudi Arabistan da, Mısır da, BAE de Katar’dan hazzetmiyordu..
Fırsat bu fırsat dediler, Katar’a ambargo başlattılar.. Havadan, karadan bütün yolları kestiler.. Katar’ı tecrit ettiler..
Sebep?
Müslüman Kardeşler’e yardım.. Terör örgütlerine destek..
***
Katar’a uygulanan ambargoya Trump destek verdi.. Katar’ı terörü finans etmekle suçladı..
Sözleri çok ağırdı!.
Üzerinden iki hafta geçti, geçmedi..
Ajanslara haber düştü..
Katar, ABD’den 12 milyar dolar karşılığında 36 F-15 uçağı satın alıyor.. Anlaşma imzalandı..
Bununla da kalınmadı..
ABD ile Katar Basra Körfezi’nde ortak tatbikat yapacak.. İki ABD savaş gemisi Katar’a gitti..
***
Vallahi Trump tam bir işadamı..
Belediyenin parası mı bitti?
Gelenek olmuştu.. Ramazan ve Kurban bayramlarında köprü geçişlerinden, toplu taşıma araçlarından ücret alınmazdı..
Ramazan Bayramı’nda üç..
Kurban Bayramı’nda dört gün İstanbul’da ulaşım bedavaydı..
İnsanlar da İstanbul’u doya doya gezerdi..
***
Bu bayram ücretsiz değil.. Yüzde 50 indirimli..
Demek ki; belediye acayip zararda..
Demek ki; belediyede para kalmadı..
Demek ki; belediyenin ücretsiz taşıma gücü kalmadı..