İktidar cephesinde üç farklı grup var..
Başkanlık sistemine geçilmesini isteyenler..
Davut-oğlu’nun başbakanlığında yola devam edilmesini isteyenler..
Şaşkınlar..
Birinci grupta yer alanlar, vakit kaybedilmeden içinde başkanlık sisteminin olduğu yeni anayasanın Meclis’e getirilmesini istiyor..
İstikrar için şartmış..
İkinci grupta yer alanlar, seçmene bir yığın vaadimiz var.. Yüzde 49.5’le iktidar olduk.. Yolumuza devam edelim görüşünde..
İstikrar içinmiş..
Üçüncü grupta yer alanlar, ise bu duruma şaşkın..
İstikrar için ne isteyeceklerini bilmiyorlar..
Daha bir hafta önce..
Seçmen istikrara oy verdi diyenler..
Sandıktan istikrar çıktı diye manşet atanlar..
İstikrar için başkanlık sistemini nasıl savunacaklarını bilemiyor..
Bu sebeple şaşkınlar..
Seçmen sanki el bombasının pimini çekti; AKP’nin içine attı..
Niye mi?
Öyle bir oy verdi ki; başkanlık sistemini isteyenlerin ağzını tıkadı..
Öyle bir oy verdi ki; başkanlık sistemini isteyenleri heveslendirdi..
Yakında istikrar kavgası çıkarsa şaşırmam..
Kimle kim arasında mı?
Hâlâ istikrar arayanlarla (başkanlık sistemini isteyenler)
İstikrara kavuştuk diyenler arasında.. (hükümeti kuralım, işimize bakalımcılar)
Ekranlara çıkıp, başkanlığı savunmak da zor!.. Ne diyecekler?
İstikrar için şart..
İstikrar yok mu?
AKP istikrar için oy istemedi mi? Seçmen istikrara oy vermedi mi?
Eee..
Dert koalisyonsa, dert koalisyon hükümetleriyle yönetilmekse Türkiye’nin dört yıl daha böyle bir derdi yok..
13 yıldır tek parti iktidarı var.. 4 yıl daha kalacak..
Fakat, başkanlık isteyenlere göre yeterli değil.. Onlara göre, istikrar gelmemiş!.
Başkanlık isteyenlere 1 Kasım yaramadı
7 Haziran seçim sonuçları başkanlık sistemi isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüştü..
Hele koalisyon kurulamaması..
Muhalefetin anlaşamaması halkı hazırlamaya başlamıştı..
O günlerde istikrar için başkanlık talebinin karşılığı vardı..
O günlerde istikrar için rejim değişikliği isteği taraftar bulurdu..
1 Kasım seçimi.. AKP’nin yüzde 49.5 oy alması.. 317 milletvekiline ulaşması işleri değiştirdi..
*
Hükümet kuruluyor mu?
Tabii.. Bu ay içinde kurulacak, güvenoyu derdi yok..
İktidar partisi istediği yasayı çıkarabilir mi?
Evet.. Sorun değil..
O zaman?
Ah 1 Kasım, vah 1 Kasım!..
Quaresma ile Gökhan yan yana olmuyor
Beşiktaş’ın karakterini bozuyor..
Beşiktaş’ın kimliğini, kişiliğini değiştiriyor..
Şenol Güneş, Bursa maçında da denedi.. Yine olmadı..
Bursa, Rize maçında yaşadıklarımızın tekrarıydı..
Takım başka havada..
Quaresma ve Gökhan başka havada.. Kaleci Tolga’yı bir kenara koyarsak.. Sekiz futbolcu farklı top oynama derdinde, ikisi farklı..
Sanki iki ayrı takım var..
Biri; kısa, hızlı, çabuk toplarla rakibini şaşırtarak hücum eden takım..
Öteki; çalımlarla rakip defansı delik deşik etmeyi deneyen takım..
Beşiktaş’ın Teknik Patronu..
Olcay’a, Oğuzhan’a, Sosa’ya, Gomez’e, Atiba’ya ayağınızda top tutmayın, birbirinize yakın oynayın, rakibin zaafını görünceye kadar topu çevirin, rakibin boşluğunu yakaladınız an kaleye vurun diyor da..
Quaresma ve Gökhan’a rakibi çalımlarla eksiltin, iki, üç adam geçmeden topu ayağınızdan çıkarmayın demiyordur herhalde..
*
Queresma ve Gökhan kötü oyuncu mu?
Asla.. İkisi de süper yetenek..
Ama ikisi bir arada başka havaya bürünüyor.. Halı saha futboluna dönüyorlar.. Beşiktaş’ın karakterini bozuyorlar..
*
İspatı.. Bursa maçında Q7 çıktı, Gökhan’ın oyunu değişti.. Arkadaşlarına anında uydu.. Onlar gibi oynamaya başladı..
Gol pozisyonuna bakın.. Kısa alanda altı pas, bir şut.. Topu ayağında tutan yok, içlerinde Gökhan da var..
