Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Haber, önemli..
Haber, 1980’lerin başına dönüş hazırlığının işaret fişeği..
Ne vardı; 80’lerin başında.. İşkence vardı, kötü muamele vardı..
Daha da kötüsü, bunu yapan askere, polise hesap sorulamazdı.. İşkence ve kötü muamele terörle mücadelenin parçası sayılırdı..
Milli Savunma Bakanlığı’nın hazırladığı yasa tasarısı anlayışı hortlatıyor..
İşkence yapanı, kötü muamelede bulunanı koruyup kollama amacı taşıyor..
-
Tasarı; askere terörle mücadele sırasında işkence ve kötü muamele iddiasıyla soruşturma açılmasını Milli Savunma Bakanı’nın iznine ve Başbakan’ın onayına bağlanmasını öngörüyormuş..
-
Bu ne demek? İzin ve onay olmadan savcılar harekete geçemeyecek demek..
İddiaların doğru olup olmadığını anlamak için soruşturma açılamayacak..
Olur böyle şey!..
Bakan ne güne duruyor, başbakan ne güne duruyor, basarlar imzayı, soruşturma da yapılır, dava da açılır denilebilir.. Öyle olmuyor.. Terörle mücadele kalkanı soruşturmaya engel oluyor..
Böyle dönemleri yaşadık.. Bir zamanlar işkence yapan, kötü muamele yapan değil, işkenceye uğradığını iddia edene suçlu gözüyle bakılıyordu..
Kötü muamele iddiasına terörist ağzı deniyordu.. Terörist propagandası sayılıyordu..
-
Askere böyle bir koruma kalkanı verilince polis de isteyecek!.
Ben de terörle mücadele ediyorum diyecek.. Koruma kalkanı genişleyecek..
Eski günlere döneceğiz..
-
Şimdi denilecek ki!..
O günler geride kaldı.. Türkiye eski Türkiye değil.. İşkence ve kötü muameleye son verildi.. O anlayışın kökü kazıldı.. Zihniyet değişti.. O defter kapatıldı..
Kabul.. O zaman bu yasaya ne gerek var?

Kamu düzeni tesis edilmiş

Sur’da küçük bir bölge kaldı..
İdil’de şiddetli çatışmalar sürüyor..
Cizre’de sokağa çıkma yasağı kaldırıldı.. İnsanlar evlerine dönmeye başladı..
Cizre’nin dört mahallesinde durum feci.. Özellikle Cudi ve Nur mahalleleri enkaz!.. Evlerin çoğu yerle bir.. Ayakta kalanlar ise oturulmayacak halde.. Duvarlar delik deşik..
Evine dönen evini bulamıyor, moloz yığınıyla karşılaşıyor..
-
Nasıl bu hale geldiği belli.. PKK militanları her sokağa, her eve bombalı tuzak kurmuştu.. İmha ettikçe binalar da çöktü.. Sokaklar barikatlarla doluydu.. Üç aydır çatışma sürüyordu.. Az buz değil, 660 PKK’lı öldürüldü..
-
Sokağa çıkma yasağı kalkıp Cizre’ye geri dönüş başlayınca Şırnak Valisi demeç vermiş..
Demiş ki; Kamu düzeni tesis edilmiştir..
Kamu düzeni öyle bozulmuş ki; yeniden sağlanması için mahalleler yerle bir oldu.. Taş üstünde taş kalmadı.. Kamu düzeni moloz yığınıyla sağlandı!..
Sormadan edemeyeceğim; kamu düzeni bozulurken neredeydiniz?

Gezi olayları nasıl başladı?

İçişleri Bakanı Meclis’te demiş ki; ‘PKK çekiliyordu, Gezi olayları çıkınca vazgeçti.’
Gezi olmasaydı..
PKK silahını bırakacak, militanları dağdan inecek, yönetim kadrosu gelip teslim mi olacaktı?
Gezi olmasaydı..
Güneydoğu’da ilçeler silah deposu, bomba deposu haline gelmeyecek miydi?
Gezi olmasaydı..
PKK özerklik ilan edip, hendek açmayacak, barikat kurmayacak mıydı?
Gezi olmasaydı..
PKK’lılar silahları bırakıp, benim gibi sizin gibi yaşamaya mı başlayacaktı?
-
Bakan’ın yaptığı, savaş alanına dönen Güneydoğu’nun sorumluluğundan kaçma çabası.. Faturayı başkasına kesme girişimi..
Ama biz yine de bir an için Gezi olmasaydı, PKK silah bırakacaktı söylemini kabul edelim..
-
Peki, Gezi olaylarını kim başlattı?
Sabahın köründe çevrecilerin üzerine kim gaz bombası attı, kim çadırlarını yaktı? Polise orantısız güç kullanma emrini kim verdi? Kırmızı elbiseli kadının suratına kim biber gazı sıktırdı?
-
Hatırlatırım.. Dönemin Cumhurbaşkanı da dönemin Başbakan Yardımcısı da polisin aşırıya kaçtığını kabul etmişti..