Gözden kaçtı desem kaçmadı.. Kaçmadı ama üzerine çok fazla giden olmadı..
Başbakan’a soran, Ekonomi Bakanı’nı sıkıştıran çıkmadı..
Oysa Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları çok önemliydi.. Aynen şöyle demişti;
“Şu anda inanın patinaj yapıyoruz. Belki bazıları farkında değil ama rakamlar bunu gösteriyor. Son 3 senedir ekonomik olarak bir patinajın içerisindeyiz.”
AKP bundan dört yıl önce yüzde 49.9 oranında oy alarak iktidar olmuştu..
Demek ki; iktidar olduktan bir yıl sonra patinaj yapmaya başlamışlar..
Demek ki; üç yıldır olduğumuz yerde debeleniyoruz!..
*
Cumhurbaşkanı bunu başkanlık sistemini istemesinin gerekçesi olarak söyledi ama başarısızlığı da itiraf etmiş oldu..
Başbakan meydanlara çıkıp; 2011’de bize oy verdiniz, şunu yaptık, bunu yaptık, yine oy verirseniz şunları da bunları da yapacağız nasıl diyecek..
Üç yıldır patinaj yapıyoruz, bize oy verin, dört yıl daha patinaj yapalım diyemez ya..
*
Cumhurbaşkanı, patinajdan kurtulmak için artık tek parti iktidarının da yeterli olmadığını savunuyormuş.. Tek parti iktidarıyla orta gelir tuzağından çıkamazmışız..
Halimiz harap desenize..
O zaman biraz da koalisyon denesek.. Toplumsal uzlaşmayla patinajdan kurtuluruz..
Haa ne dersiniz?
Yok, yok.. Cumhurbaşkanı’nın kastettiği o değil; başkanlık..
Onu anladım da anlamadığım kısım şu.. İktidar ne istedi de yapamadı.. Hangi yasayı çıkaramadı.. Hangi kararnameyi yayımlayamadı.. İstediği hangi değişikliği yapamadı?
Üç yıldır başkanlıkla yönetilseydik farklı ne yapılacaktı?
Ne olacaktı da patinaj yapmayacaktık..
*
Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu bizim Başbakan’ın Obama’dan daha güçlü olduğunu söylemişti..
Patinaj yaptığımız son üç yılın ikisinde Erdoğan vardı.. Çok güçlü Başbakan’dı..
Bir dediği iki olmadı..
Eeee…
*
Yoksa Başbakan Yardımcısı Arınç’ın işaret ettiği gibi israf nedeniyle mi patinaj yapmaya başladık? Toplanan vergiler çarçur edildiği için mi ekonomi alarm veriyor?
Cevap veren çıkar mı?
Yoksul millet sözüne itiraz gelmedi
CHP yapacaklarını açıkladığı ilk gün; ‘Yapamazsın, edemezsin’ sesleri yükseldi..
Daha sonra ‘Kaynağını açıkla’ temposu tutuldu..
Ardından ‘Kaynak yok, o parayı bulamaz’ kampanyası başladı..
En sonunda Başbakan; ‘Onlar zaten bizim daha önce yaptıklarımız. Özellikle sosyal yardımlar. Bizden kopyalamışlar’ diyerek uçuk vaatler olmadığını kabul etmiş oldu..
*
İktidarcı kesim, CHP ne dediyse itiraz etti ama biri hariç..
Kılıçdaroğlu’nun 17 milyon yoksul var demesine seslerini çıkarmadılar.
‘Yok canım abartıyorsun, 12 yılda yoksulluğu sıfırladık, Türkiye ‘ye refah ülkesi yaptık’ diyen olmadı..
Niye mi?
Devletin resmi rakamı da ondan..
Devletin resmi rakamlarına göre Türkiye yoksul ülke.. Millet fakir..
İspatı mı? Girin Aile Bakanlığı’nın sitesine, yardıma muhtaçların sayısına bakın..
Tek bir örnek vereyim yeter.. Gelir seviyesi brüt asgari ücretin üçte birinden az olan 9 milyon 200 bin kişinin sağlık primleri Aile Bakanlığı tarafından ödenmiş..
Demek ki 9 milyondan fazla insanın eline 375 liradan az para geçiyor..
Siz söyleyin, ülke fakir mi değil mi?
Sonunda akıl başa geldi..
İktidarın başarısız olduğu alanların başında eğitim geliyor.. Fatih projesi çöktü.. Akıllı tahta her öğrenciye tablet gazoz oldu..
4+4+4 sistemine geçildi.. İşler daha da kötü oldu.. Çünkü amaç kaliteli eğitim vermek değil, beyinleri formatlamaktı.. Ölçüleri çizilmiş, elbisesi biçilmiş nesil yetiştirmekti.. İmam hatipleri ilkokuldan sonra zorunlu adres haline getirmekti..
Bakanlık imam hatip liselerine yüklenince diğerleri ikinci plana atıldı.. Atıldı ama milyonlarca öğrenciye yazık oluyordu..
*
Sonunda bakanlığın aklı başına gelmiş olmalı ki, müfredatı değiştirme kararı aldılar.. 5. sınıflarda haftada 4 saat olan İngilizce dersi 16-20 saate çıkarılacakmış..
Yapılması gereken buydu.. İnternet çağında çocuğuna yabancı dil öğretemeyen devlet; devlet değildir..
Sıra geldi 4+4+4 inadından vazgeçmeye..