Cumhur-başkanı ortalık çalkalanacak demişti..
Çalkalandı..
Çarşı karıştı..
Muhalefet ayağa kalktı.. Cumhur-başkanı’nın ‘Anayasa Mahkemesi kararına uymuyorum’ sözü fırtına kopardı..
İki yıl önce de AYM’yi yine eleştirmişti.. Ama o zaman ‘Saygı duymuyorum ama uymak zorundayım’ demişti..
Şimdi uymak zorunda değilim diyor; uymayacağını söylüyor..
Fırtına koparan bu..
Şunu da belirtelim.. Bu açıklamanın hukuki sonucu yok, siyaseten tartışılacak..
-
Cumhurbaşkanı sadece Anayasa Mahkemesi’nin yayının ifade özgürlüğü olduğunu açıklamasına kızmadı..
Tahliye kararına da sinirlendi..
Hatta yerel mahkeme direnmeliydi dedi..
Yani tahliye etmeseydi!..
-
Bu çıkış iktidar partisini zora soktu..
İktidara yakın duran yazarları şakır şakır terletti..
Niye mi?
Çünkü; AKP Grup Başkanvekili, Meclis’te partisinin görüşünü açıklarken; ‘Kararı sevinçle karşıladığımız ifade etmek istiyorum. Asıl olan tutuksuz yargılanmaktır’ demişti..
Bakalım iktidar partisi bu görüşünden çark edecek mi?
Edecekse nasıl edecek?
Can ve Gül’ün tahliyesini doğru bulan iktidara yakın yazarlar, rotayı kıracak mı?
Beştepe’nin arkasında hizalanacak mı?
-
Anayasa Mahkemesi’ni topa tutacakları belli.. Onlar şöyleydi, böyleydi yaftalamasıyla itibarsızlaştırma ayinine başlayacaklar..
Bunu tahmin etmek kolay da; tahliye kararına ne diyecekler? Nasıl kıvıracaklar?
Mahkeme kararını sevinçle karşılayan iktidar partisi ne yapacak!..
CHP’yi Bahçeli ikna etsin!..
CHP Anayasa Komisyonu’nu terk etti.. Masadan kalktı.. Masaya yeniden oturmamakta kararlı görünüyor..
Masada iktidar partisinin dışında MHP ve HDP de var..
Var da... Bahçeli ‘Ana muhalefet partisi olmadan anayasa yapılmaz’ diyor..
CHP’siz olmazmış..
CHP’nin ikna edilip masaya geri getirilmesini savunuyor..
İyi de CHP’yi kim ikna edecek?
Davutoğlu mu?
Demirtaş mı?
AKP, CHP’siz olmaz demiyor.. Gerekirse kendi önerimizi getiririz havasında..
HDP’nin illa CHP de olmalı ısrarı yok..
Israrcı olan MHP..
-
O halde CHP’yi ikna etme görevi Bahçeli’ye düşüyor..
Kılıçdaroğlu’nun kapısını çalması gereken o..
Ateşkesten memnun halleri yok
Ankara kenarda köşede kaldı ondan mı?.
Ortadoğu’da oyun kurucu olmaya soyunan Ankara oyuncu bile olamadı, bu nedenle mi?.
Ateşkes sürecinin dışında bırakıldı bu yüzden mi?
Bir zamanlar Suriye’yi iç işi, Osmanlı’dan kalma miras ilan eden Ankara seyirci oldu, bunun burukluğu mu?
Bilemiyorum..
İktidara yakın duranları takip ediyorum.. Memnun olmuş halleri yok.. ‘Bu iş yürümez, çatışmalar başlar; zaten ihlaller oluyor. Ateşkes yürüse bile IŞİD’e yarar’ yazılarından geçilmiyor..
Durum tespitinin biraz ötesinde..
Sanki ‘Biz demiştik, barış olamaz, olmadı’ diye kalem oynatmayı bekliyorlar..
-
Ben ise..
Keşke, geçici ateşkes kalıcıya dönüşse..
Keşke, kalıcı ateşkes barışı getirse..
Keşke, Suriye’nin imar çalışması en kısa sürede başlasa..
Keşke, evini toprağını, kaybedenler yeni imkânlarla vatanına dönse..
Diyorum..
Suriye’yi heyecanla takip ediyorum..