Tezkere muhtemelen yarın Meclis’e gelecek ve geçecek..
Kapsamı geniş olacak..
Hem Suriye’yi hem de Irak’ı kapsayacakmış.. Görünen o ki; kara harekâtına da izin istenecek..
Merak ediyorum.. Böyle kapsamlı tezkere gelirse iktidarcı çevreler bu işe ne diyecek?
Niye mi?
*
1 Mart 2003 tarihli tezkerenin reddedilişini Yeni Türkiye’nin kuruluşu ilan etmişlerdi.. Temel o gün atıldı demişlerdi..
Demokrasinin zaferi yorumu yapmışlardı.. Haksız da değillerdi..
İktidar partisinin hükümeti tezkere yolluyor, iktidar partisinin meclis grubu muhalefetle işbirliği yaparak reddediyor..
Şimdiler de hayal gibi..
Hükümet isteyecek de AKP milletvekilleri hayır diyecek!..
Demek ki; 11 yıl önce demokrasi daha güçlüymüş.. Demek ki; 11 yıl önce kuvvetler ayrılığı varmış..
*
Şunu sormalıyız..
Irak tezkeresinin reddedilişi Yeni Türkiye’nin kuruluşu için atılan ilk harçsa..
Ekim tezkeresi Yeni Türkiye’nin yıkılış fermanı mı olacak?
1 Mart tezkeresinin reddedilmesi demokrasinin zaferiyse..
Ekim tezkeresinin kabulüne teslimiyetin belgesi mi diyeceğiz?
1 Mart tezkeresinin reddini kuvvetler ayrılığının en güzel örneği kabul edersek..
Ekim tezkeresinin kabulü kuvvetler ayrılığının ölüm ilanı notuyla mı kayıtlara geçecek?
*
Bir de şu var..
ABD, gel koalisyona gir, IŞİD’i beraber temizleyelim deyince Ankara rehineler nedeniyle renk vermemişti.. İnsani yardım çerçevesinde varım demişti..
İktidarcı medyanın öncü kalemleri bugünün yarını da var demeden yorumu patlatmıştı:
“İslam dünyasına yönelik operasyonlarda yer almak demek Türkiye’nin Ortadoğu vizyonunun çökmesi demektir.”
Bakalım bu iddialı laftan nasıl dönecekler?
Bakalım ekim tezkeresini nasıl kutsayacaklar?
Torbaya karşı omuz omuza!..
Hükümet sözcüsü ‘torba demeyin’ diyor ama ne diyeceğimizi de söylemiyor..
Aşure desek, aşurede bile uyum var.. Torbada o da yok..
Birbiriyle uzaktan yaşından ilgisi olmayan yasaları tek pakette Meclis’ten geçirmeye çalışmayı nasıl adlandırmalı; bilmiyorum..
Neyse ..
Yeni Başbakan artık yasaları torbalamayalım emri vermişti.. Hükümet sözcüsü torba yasaya karşı olduklarını uzun uzun anlatmıştı..
Torba yasayı kötüleme kervanına Meclis Başkanı da katıldı.. Torba yasa hukuk kalitesi açısından ciddi sıkıntılar yaratıyormuş!..
Meseleyi diplomatik dille ifade etmiş.. Resmen hukuksuzluk yaratıyor.. En son 140’dan fazla yasa değişikliği tek paketmiş gibi Meclis’ten geçti..
Meclis Başkanı’nın gıkı çıkmadı.. Bu ne biçim iş demedi..
Daha doğrusu diyemedi..
Hükümet bu uygulamadan vazgeçtiğini söyleyince, atış serbest vaziyete gelince o da konuşmaya başladı..
*
Zannedersin ki ‘torba yasa’ bu iktidarın icadı değil de geçmiş dönemden kalan bi âdet!.
Veya CHP’nin eseri!..
Sorun büyüklerin kafasında!..
Farklı dünyanın insanı.. Türbanla uzaktan yakından ilgisi yok.. Ne kendi takıyor ne ailesinde türbanlı var.. Yaşam tarzları farklı..
Seküler hayat tarzını benimsemiş insanların oturduğu yerlerde yaşıyor.. Onlarla arkadaşlık ediyor.. Burada geniş bir parantez açalım..
*
Bundan 20 yıl 30 yıl önce yoktu ama artık böyle bir ayrım var..
Muhafazakâr mahallelerle seküler mahalleler ayrıldı.. Gettolar oluştu.. Dokuz yaşına indirilen türban nedeniyle okullar da ayrılacak..
İmam hatiplerin dışında muhafazakâr okullar listesi de çıkacak..
Kız çocuklarının türban taktığı okullar, takmadığı okullar ayrımı olacak..
*
Kapadım parantezi, dönelim konumuza..
Kendi tesettüre girmiyor ama başkalarının girmesini istiyor.. Hatta bunu özgürlük olarak sunuyor.. Dokuz yaşındaki kıza tesettür kararını alkışlıyor..
(Herhalde iktidara hoş görünmek için yapıyorlar!)
*
Muhafazakâr mahalledeki kızın daha çocuk olduğunu, saçlarını rüzgârda uçurmak istemesini, örmek istemesini, taramak istemesini, koşarken iki yana sallanmasından hoşlanabileceğini düşünmüyor..
Öbür mahalledeki.. Dokuz yaşındaki kız örtünecek diye seviniyor..
Ben de buna hayret ediyorum..
Bir önceki Milli Eğitim Bakanı çocuklara tesettür sorulduğunda şöyle demişti: ‘Küçüklerin aklından böyle şeyler geçmez büyüklerin aklından geçer.’