Yılı taşların yerinden oynadığı müthiş bir sarsıntıyla kapattık.. Ortalık toz duman oldu..
Bir adım ötesi görünmez hale geldi..
Hala görünmüyor.. İktidarın Cemaat’e karşı ne tür hamleler yapacağı bilinmiyor.. İktidara yönelik üçüncü bir dalganın gelip gelmeyeceği de meçhul..
Bu bilinmezlikler içinde bilinen bir gerçek var.. Türkiye yerel seçime gidiyor.. Yerel seçimin sadece yerel seçim olmayacağı, genel seçim havasında geçeceği belli..
Başbakan da 30 Mart seçimini girecekleri en önemli seçim ilan etti..
*
Herkesin birbirine sorduğu soru şu.. Toz duman seçimi nasıl etkiler? Etkilemez diyen yok, etkileyeceği belli de merak edilen nasıl etkileyeceği..
Soruyu şöyle soralım..
İktidar partisi için kritik eşik yüzde kaçtır.. Yüzde kaçın altı iktidar partisini sarsar.. Kartların yeniden karılmasına, stratejilerin değiştirilmesine neden olur.. Yüzde kaç oyun planını değiştirir..
11 yıldır iktidar partisi için araştırmalar yapan, seçmenin nabzını tutmaya çalışan İbrahim Uslu çıtayı yüzde 40’a koydu..
Başbakan’ın Başdanışmanı Akdoğan da bir süre önce yazdığı makalede çıtayı aynı yere koymuştu..
Akdoğan 30 Mart sonuçlarının 2009 yerel seçim sonuçlarıyla karşılaştırılması gerektiğini savunmuştu..
Yani 38.8 ile..
*
Bu oranın altında olursa.. Üç, dört puan altı diyelim.. Yüzde 30’lara doğru gerileme yaşanırsa..
Başbakan, Cumhurbaşkanı adayı olmaktan vazgeçer mi?
Zannetmiyorum.. Yerel seçimler farklı, genel seçim farklı diyerek yolundan şaşmaz..
Şaşmaz ama Cumhurbaşkanı sandığının yanına bir sandık daha koyar.. Erken genel seçim sandığını..
*
Uzun bir süre önce, bu kargaşa ortada yokken, memleket süt limanmış gibi görünürken, bu olasılığa dikkat çekmiştim.. 2014’te üç seçim olabilir tezini savunmuştum.. Gerekçesini yazmıştım..
Tekrarlamayayım..
Yerel seçim sonucu ne olursa olsun.. İktidar partisi ilan ettiği kritik eşiğin altında kalsın veya üstüne çıksın.. Ağustosta çifte sandık bekliyorum..
Gazetede okumuş!..
Yılın son günü Akşam gazetesi manşetten verdi.. ‘42 ilde eşzamanlı darbe hazırlığı’ başlığıyla bir haber vardı..
Haberin bir bölümünde Başbakan’a sunulan raporda iki bin rütbeli emniyetçi ile yüzlerce hakim, savcı, bürokrat, akademisyen, işadamı ve basın mensubunun isminin yer aldığı yazılıydı..
Siyasetin o gün karışması gerekirdi.. Ortalığın birbirine girmesi.. Birilerinin neler oluyor diye sorması..
Çünkü iddia acayipti.. İki yönlüydü..
Hem 42 ilde eşzamanlı başlatılacak yolsuzluk, rüşvet merkezli operasyonlardan söz ediliyordu.. Gazete buna darbe adını vermişti..
Hem de 2 bini rütbeli polis binlerce kişiyi kapsayacak bir listenin olduğu iddia ediliyordu..
*
Kurgu kokan habere soğuk duruldu.. Aynı gazete bile ertesi gün haberini devam ettirmedi.. AKP’li Burhan Kuzu benzer bir iddiayı ortaya atana kadar.. Başbakan’a rapor sunulduğunu söyleyene kadar..
Kuzu, Anayasa Komisyonu Başkanı’ydı..
Bir bildiği olmalıydı..
Kuzu’ya soruldu.. Gazetede okudum, tweeti yazdım dedi..
Kaynağı gazeteymiş!.. Başka bir bilgisi yokmuş..
Ne diyelim.. Siyasetçiler attıkları tweetlere dikkat etsin deyip geçelim mi?
Faili meçhul TIR..
Hatay’da ihbar üzerine durdurulan TIR var.. Ama TIR’ın içinde ne olduğunu bilen yok..
Tahmin edilen silah olduğu.. Mühimmat yüklendiği..
Jandarma durdurmuş arama yapacak, içinde MİT mensubu olduğu iddia edilen iki kişi aramayı engellemiş..
Yine iddiaya göre; Hatay Valisi arattırmamış..
Yine iddiaya göre; iki savcı mahkeme kararına rağmen TIR’ın içinde ne olduğuna bakamamış..
TIR nerede diye sorarsanız..
Basmış gitmiş..
Suriye’ye mi geçti, başka bir yere mi gitti, bir yere mi gizlendi bilinmiyor!..
Sır!..
İçişleri Bakanı üstü kapalı sözler sarf etti.. Sır perdesini aralamadı.. ‘Türkmenlere gönderilen yardım’ sözü tatmin etmedi..
Yardımsa neden jandarmaya izin verilmedi sorusu askıda kaldı..
