Kalkan toz bulutu içinde öyle sesler yükseliyor, öyle demeçler veriliyor ki, çoğu zaman ne olup bittiği anlaşılmaz hale geliyor..
Son günlerde çok ileri laflar da edildi.. Mesele Başbakan yargıyı vatan haini olmakla suçladı.. Üçüncü köprü ve yeni havaalanının yapımını engelleme girişimiyle de..
Ben bu kısmı anlamadım.. Hâkim ve savcılar yeni havaalanını durdurmak için niye harekete geçsin ki.. Üçüncü köprünün yapılmaması hâkim ve savcılara ne kazandırır ki..
Neyse, bu meseleyi bir kenara bırakalım..
Bırakalım ki; karışan kafalar daha da karışmasın..
*
İktidar HSYK’ya ne zaman kızdı?
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra iktidar acilen yönetmelik değiştirdi ya..
HSYK, yeni yönetmeliğin hem yasaya hem Anayasa’ya aykırı olduğunu ilan edince kızdı; günah keçisi ilan etti..
O güne kadar kızgın değildi..
Diyelim ki; o açıklama cemaatçi yapının etkisiyle yapıldı..
Bakmamız gereken şudur; söylenenler doğru mu, değil mi?
Yönetmeliğin yasaya aykırı olduğunu görmek için hukukçu olmaya bile gerek yoktu..
*
İktidar ikinci hamle olarak Meclis’e HSYK değişikliğini getirdi.. HSYK’nın bazı üyeleri bu konuda da görüş açıkladı; Anayasa’ya aykırı dediler..
Haklılardı; Anayasa’ya aykırı..
*
Şu soruluyor; HSYK yönetmelik değişikliği hakkında bildiri yayımlamasaydı.. Sessiz kalsaydı, iktidar yasa değişikliğine gider miydi?
Bakan’ı tek ve mutlak yetkili kılmaya çalışır mıydı?
Evet..
Mesele HSYK değil, mesele kontrolü ele geçiren Bakan’ın hâkim ve savcılar operasyonu başlatabilmesi..
Polis’te olduğu gibi, Adli Tıp Kurumu’nda olduğu gibi, Eğitim Bakanlığı’nda, Maliye Bakanlığı’nda olduğu gibi tasfiye sürecine girebilmesi..
*
İktidarın kendi sözünü dinleyen, kendileriyle uyumlu HSYK’dan şikâyeti yoktu.. Anayasa uzlaşma komisyonuna verdikleri teklif ortada..
Hâkimler, savcılar ve disiplin dairesi adlı üç daire kurulması.. Kurulun kendi içinden hâkimler ve disiplin dairelerinin başkanlarını seçmesini öngörmüşlerdi!..
Bakan’ın tek yetkili olması değil..
Türkiye’de deliksiz uyku çok zor!
Türkiye’de öyle işlere, öyle tedbirlere, öyle kararlara imza atılıyor ki; siyasetçiler birbirlerine akşamları rahat uyuyor musun diye sormadan edemiyor..
Başını yastığa koyunca uyuyabiliyor musun, diye laf atıyorlar..
Aklıma uzun yaşam konusunda etkili çalışmalar yapan Prof. Sultanov’un deliksiz uyku için yaptığı öneriler geldi.. (Ertuğrul Akbay, Yaş 75 Yolun Yarısı, s. 46)
1- Yatmadan yarım saat önce bir bardak melisa, rezene çayı gibi bitki çayı için. Ya açık havada 10 dakika yürüyün ya da evde jimnastik yapın.
2- Yatağa girmeden yarım saat önceden başlayarak hiçbir şey düşünmemeye başlayın.
3- Yatağa girince aklınıza işinizle, günlük yaşamınızla ilgili hiçbir şey getirmemeye çalışın..
4- Mümkün olduğu kadar çabuk uyumaya bakın. Ne kadar çabuk uyursanız uyku o kadar yararlı olur..
*
Gerisini okumaya gerek yok.. Birinci maddeyi anladık da diğerlerini Türkiye gibi bir ülkede yapmak mümkün mü?
Her gün her an yeni bir olayın patladığı Türkiye’de hiçbir şey düşünmeden yatağa girmek mümkün mü? Olası çalkantılar işimi nasıl etkiler diye düşünmeden derin bir uykuya dalmak mucize gibi bir şey..
Bunları yapabilmek için ya Türkiye’yi terk etmek ya da yaylaya yerleşip başka bir hayata geçmek gerekiyor..
İnternetsiz, gazetesiz, televizyonsuz!..
Siyasetçiler başka sebepten, biz başka sebepten uykusuzuz..
Çin’in uçağı MİT’in TIR’ı
Uçak, Pakistan uçağı..
Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’ten havalanmış, rotası Şam..
Çin’e ait insani yardım taşıdığını deklare etmiş..
Karışık bir durum, Çin’e ait mallar, Pakistan uçağı, Kırgızistan’dan kalkıyor.. Uçak hava sahamıza girince Ankara uçağın Esenboğa’ya zorunlu iniş yapmasını istemiş.. Yük insanı yardım mı değil mi? İnsani yardım adı altında Esad’a silah yollanıyor mu yollanmıyor mu?
Bilmek istemiş.. Uçak temiz çıkmış.. Yük sadece battaniyeymiş..
*
Bir süre önce TIR vakası yaşadık.. Savcılara ihbar gitti, içinde silah var dediler.. TIR durduruldu, polis ve Jandarma devreye girdi ama TIR’ın yüküne bakamadılar..
TIR’daki MİT görevlileri yükün devlet sırrı olduğunu iddia etti.. Sonra gürültü koptu, iktidar arama isteğini hükümete karşı komplo olarak niteledi, cemaat çatışmasına bağladı..