İstanbul Erkek Lisesi bir yıl önce proje okulu seçildi.. Müdürü de bizzat Bakan tarafından atandı..
İddiaya göre, yeni müdür baskıcıydı..
Öğrencilere nefes aldırmadı..
Okulda her yıl düzenlen geleneksel etkinliklere izin vermedi..
Buna karşı öğrenciler ne yaptı?
Cam, çerçeve mi indirdi? Okulu yakıp, yıktı mı?
Yoo..
Mezuniyet töreninde müdür konuşurken sırtlarını döndüler ..
Yaptıkları protesto bu..
Aslında asil, İstanbul Erkek Lisesi’nin şanına yakışan, sessiz sedasız, bağırışsız çağırışsız..
Ama çok anlamlı.. Ciğerine oturur derler ya, o cinsten..
***
Ama buna bile tahammül edilmedi..
Vay sen misin arkanı dönen!
İktidarcı gazete Gezi provası ilan etmiş.. Öğrencilerin dışarıdan bazı gruplarca manipüle edildiklerini yazmış.. (Hayret!. Üst akıl denmemiş..)
Koordineli kalkışma olduğunu iddia etmiş..
Demek ki artık sırtını dönmek bile kalkışma oluyor..
Ucu hükümeti devirmeye teşebbüse kadar gider mi? Götürürler mi?.
***
Gitmez tabii de.. Amaç başka.. Protesto hakkının bu kadarını bile kalkışma diye yaftalayarak korku salıyorlar..
Suskun, pısırık, içine kapalı, kabulcü, kaderci bir nesil isteniyor anlaşılan..
Yaygaranın nedeni bu..
Öyle bir hava yaratıyorlar ki; Bir kararı protesto eden, yürüyüş yapan, gösteri yapan hak arayan herkes sanki iktidarı devirmek istiyor..
Sanki bütün dernekleri, bütün vakıfları, bütün STK’ları üst akıl yönetiyor..
Üst akıl iktidara karşı kışkırtıyor..
***
İçeriye bakış böyle, dışarıya da farklı mı?
Sanki üst akıldan emir alan bütün ülkeler Türkiye’nin altını oymaya, bölmeye, parçalamaya, hata yutmaya çalışıyor..
***
Bu hali geçen gün Yeni Şafak’ta Ali Bayramoğlu şöyle anlattı..
***
“Çevremiz düşmanlarla mı çevrili? Herkes bize düşman mı? Herkes siyasi iktidarı devirme peşinde mi koşuyor? Türkiye’ye yönelik büyük operasyonun parçası rolünü mü oynuyor?
Bunlara evet denebilir mi?
Böyle bir şey olabilir mi?
Bizim bizzat bu ülkede birçok kez tanık olduğumuz gibi, bu tür bir söylemler içine kapalı ve gergin düzenlerin söylemidir.”
(4 Haziran-Yeni Şafak)
***
Bayramoğlu siyaset bilimcidir.. ‘İçine kapalı’yı anladık da şu ‘gergin düzen’ tanımını biraz açsa..
Altını doldursa..
‘Gergin düzen’den neyi kastettiğini açıklasa!.
Etkimiz sıfır havamız eksi bir
Somali’nin başkenti Mogadişu’ya dillere destek büyükelçilik yapmışız..
60 dönüm üzerine..
Gidenler, görenler yazdı.. Bina değil külliyeymiş.. 7 bloktan oluşuyormuş.. Helikopter pistinden tenis kortuna, halı sahadan benzin istasyonuna kadar külliyede ne ararsan varmış..
65 milyon dolar harcamışız..
Somali Cumhurbaşkanı’nın binası bizim külliyenin yanında solda sıfır kalırmış!
***
Somali ile ticaret hacmimiz ne?
Devasa büyükelçilik yaptırdığımıza göre yüklü miktarda olmalı..
5 milyar dolar, 10 milyar dolar, 50 milyar dolar, 100 milyar dolar!..
Hiçbiri değil..
Sadece 75 milyon dolarmış!..
***
Sormak lazım, hangi ihtiyaçtan külliye yaptırmışız?
Hava olsun diye mi?
Büyük ülke olduğumuzu göstermek için mi?
(Somali’yle de yakında papaz olmayalım, elçiyi çekip binayı, külliyeyi boşaltmayalım..)
***
Benim bildiğim, bina dikerek büyük ülke olunmuyor.. Büyük ülke olmanın yolu etkin olmaktan geçiyor..
Örnek Almanya..
Bırakın binayı, 3.5 milyon Türk orada yaşıyor..
Etkimiz sıfır..
Havamız eksi bir..