İktidar az caka yapmadı..
Az kalem oynatılmadı..
- Türkiye’nin kaderi değişiyor dediler..
- Davutoğlu Avrupa’nın kapısını açacak övgüleri yağdırdılar..
- Vizeyi kaldıran başbakan olacak yazıları döşendiler..
- 36 yıllık duvar yıkılıyor diye manşet çektiler..
- Schengen vizesine yılda 300 milyon euro ödüyorduk, bu para cebimizde kalacak diye haber yaptılar..
- Haziranda vizesiz Avrupa başlıkları attılar..
*
Bugün 1 Haziran..
Çıt yok!.
*
Aslında 2013’te yapılan anlaşmaya göre vize ekim ayında kalkacaktı.. Dönemin Başbakan’ı üç ay önceye çekmeye çalıştı..
Kriterlerin mayıs ayına yetişmesi için partisine talimat verdi.. Muhalefeti yardıma çağırdı..
El birliğiyle bu işi bitirelim dedi..
Bugün 1 Haziran..
Çıt yok!..
*
Biliyorum, Davutoğlu artık başbakan değil, koltuğu kaybetti..
AB Bakanı da artık AB Bakanı değil, o da koltuğu kaybetti..
Ama iktidardaki parti aynı parti..
Kabinedeki bakanların çoğu Davutoğlu döneminden kalma..
Hani devlette devamlılık esastı?
Bugün 1 Haziran
Çıt yok..
*
İktidarcı yazarlardan da ses yok.. Girin arşive; şubatta, martta yazdıklarına bakın..
Bugün..
Çıt yok!.
*
Bu iş hazirana yetişmedi mi?
Ekim ayına yetişecek mi?
Vizesiz Avrupa tamamen hayal mi oldu?
AB kendi yoluna, biz kendi yolumuza mı gidiyoruz?
Taze Başbakan’dan ses yok..
Taze AB Bakanı’ndan çıt yok..
Bugün 1 Haziran!..
Gezi’ye iade-i itibar başladı
Dün Gezi eylemlerinin üçüncü yılıydı..
Hâlâ konuşuluyor, hâlâ tartışılıyor.. Çünkü Türkiye’nin gördüğü en büyük örgütsüz eylemdi..
Ne Türkiye’si, dünyada eşi benzeri görülmemiş protestoydu..
Bu sebeple yankısı büyük olmuştu.. Bu sebeple hayranlıkla izlenmişti..
*
Bu konuda onlarca yazı kaleme aldım..
Hep dedim ki..
‘İktidar da, iktidar yanlıları da ne olduğunu biliyor ama ‘12 ağaçtı’ falan diyerek meseleyi saptırmaya çalışıyorlar..
Kışla görünümlü AVM, otel, rezidans yapacaklarını unutturmak istiyorlar.
Katılıyorum.. Mesele sadece ağaç değildi.. Sadece AVM de değildi..
Polisin ağaç nöbeti tutan gençlere orantısız güçle saldırmasıydı.. İktidarın siz de kim oluyorsunuz tavrına isyandı.. Yetti artık haykırışıdır..
İktidarın her alanda toplum üzerinde baskı kurma çabasına.. Toplumu tek tipleştirmeye, yaşam biçimi dayatmaya tepkiydi..
Bu sebeple büyük bir patlama yaşandı..’ (30 Mayıs 2014)
*
Gezi nasıl başlamıştı?
Polis sabahın beşinde parkta çadır kuran çevrecileri basmıştı.. Orantısız güç kullanarak, parkı biber gazına boğmuştu.. Gençleri söküp atmıştı..
Zabıta da çadırları ateşe vermişti..
İnfialin nedeni buydu.. Bu kadarı da fazla diyen, polisin şiddetine tepki gösteren binlerce genç sokaklara döküldü..
Peşlerinden milyonlar aktı..
*
İktidara yakın yazarlar şimdi diyor ki; Çadırları yak emrini veren polis müdürü paralelciydi.. Halkı isyan ettirmek için kurulan tezgâhtı..
Bu yaklaşım yeni değil.. Gezicilerin çapulcu olmadığını, polis terörü nedeniyle olayların kontrolden çıktığını çoktan kabul etmişlerdi..
Kırmızı elbiseli kadına gaz sıkan polisi de..
İstiklal’de sağa sola ateş açan polisleri de..
Kalabalıkları tahrik edip, polisle karşı karşıya getiren sivil polisleri de paralelci ilan etmişlerdi..
Faturayı paralele çoktan kesmişlerdi..
*
Tamam da sonuçta sorumlu iktidar değil mi?
Tamam da iktidar orantısız güç kullanan polise sahip çıkmadı mı?
Tamam da dönemin başbakanı ‘Polis destan yazdı’ demedi mi?
*
Üç yıl sonra gelinen mesafe önemli.. Gezi’nin altıncı yılında parka anıt dikilirse şaşırmam!.
Bu arada 15 yaşında öldürülen Berkİn Elvan’ı vuran polis bulunamadı!.
Bu arada Ahmet Atakan cinayeti faili meçhul oldu..