Büyük kavgada ortada duranları, taraf olmayanları günah keçisi yapmak istiyorlar..
Ortada durmak ne demek?
Devlet içindeki çeteler, paralel yapılar da ortaya çıkarılsın, yolsuzluk ve rüşvetin üstüne gidilsin demek..
Ekrana çıkıp diyorlar ki; çete ile yolsuzluk aynı anda söylenince kafa karışıyormuş..
Kimin kafası karışıyor?
Bu ülke iki önemli meselenin de üzerine gidecek kabiliyette değil mi?
Klişe lafları: Yolsuzlukların üzerine gidelim ama hangi yargıyla!.. Yargıya güvenmiyoruz!..
Bu sözün tercümesi şu..
Yargıyı yeniden şekillendirene kadar yolsuzluk ve rüşvet iddialarını askıya alalım..
Anayasa Mahkemesi’nden Yargıtay’a, Danıştay’dan HSYK’ya kadar yargıyı yeniden yapılandıran bu iktidar değil mi?
Bir önceki yüksek yargıya güvenmiyorlardı..
Güvenmediklerini her fırsatta söylüyorlardı: Yargının bağımsız olması yetmez, tarafsız da olmalı..
Yargıyı tarafsız hale getirmek için Anayasa’yı değiştirdiler, referanduma gittiler..
Şimdi bu yargıyı da taraflı ilan ediyorlar..
Eski yargı için söyledikleriyle 15 gündür bu yargı için söyledikleri birebir aynı..
Kopyası!..
*
Bir de iktidar-cemaat çatışmasını durdurmaya çalışanlar var.. Arayı bulmaya gayret gösterenler..
Gerekçeleri şu; iki tarafa da zararı oluyormuş!..
Zararı oluyordur da memlekete faydası oluyorsa.. İki tarafın da iddiaları müthiş, çarpıcı..
Yolsuzlukların da ortaya çıkması..
Devletteki paralel yapının da temizlenmesi..
Memleketin hayrına değil mi?
Ne sulhu..
Ne anlaşması..
Sulh istemek; çeteleşmenin de yolsuzluğun da üstü örtülsün demektir..
*
Bu sebeple ortada duranlara, iki meselenin de üzerine gidilmesini isteyenlere fena halde bozuluyorlar.. Kavgayı alevlendirmekle suçluyorlar..
Kavga büyürse ülke zarar görür diyerek günah keçisi yaratmaya çalışıyorlar..
Tam tersi o iki yapı da yerli yerinde durursa ülke zarar görür..
Bırakalım; yolsuzluk var mı yok mu görelim..
Bırakalım; devlet içinde devlet var mı anlayalım..
Hani ülke menfaati her şeyin üstündeydi!
Hani!
Faiz lobisi bulunamıyor
Türkiye haziran ayından beri faiz lobisini arıyor; bulamıyor..
Bütün kurumlar devrede, sonuç yok.. Lobi kayıp!..
Biliyorsunuz; Gezi eylemleri faiz lobisine bağlanmıştı.. Faiz lobisinin tezgahı olarak görülmüştü..
SPK mercek altına aldı.. BDDK devreye girdi.. Maliye müfettiş görevlendirdi..
Icığına cıcığına kadar bakıldı.. Para hareketleri tek tek incelendi..
Borsada, dövizde, faizde örgütlü bir harekete rastlanmadı..
Lobi iddiası boş çıktı..
*
Benzer bir iddia yolsuzluk ve rüşvet operasyonu için yapıldı.. Aynı lobinin, faiz lobisinin işi olduğu söylendi..
Hatta İçişleri Bakanı ‘operasyon öncesi dolar alanları biliyoruz. Elimde belge var’ dedi..
Merkez Bankası’nın verilerine göre durum hiç de öyle değilmiş..
Operasyonu önceden haber alıp dövize geçen yatırımcı yokmuş..
Hatta operasyondan bir gün önce talep olmadığı için dolar düşmüş..
Yani lobi bulunamıyor; gazeteye ilan mı verseler acaba!..
Yeni hatırladılar soruşturma gizliymiş
Yeni hatırlayanlar hukukçular.. Profesör titriyle ekranlara çıkıyorlar.. Söyledikleri doğru...
Ne mi söylüyorlar?
Soruşturma gizli olmalıymış..
Belgeler, ifadeler ortalığa saçılmamalıymış..
Telefon tapeleri, ifadeler medyaya yansımamalıymış..
Bunun gibi daha bir yığın söz sarf ediyorlar.. Söylesinler söylemesine de dün neredeydiler.. 17 Aralık’tan sonra yaşananlarla Türkiye ilk defa karşılaşmıyor ki..
Onlarca davada aynı durumlar yaşandı.. O profesörler ortada yoktu.. İktidara yakın duran kanallara kurulup bu yapılan yanlıştır, hukuksuzluktur diyeni duymadım.. Tam tersi diyenleri susturmaya çalışan kendileriydi..
*
Şu söze ne demeli.. Delilden şüpheliye gidilmeliymiş, şüpheliden delile değil..
Yok ya.. Yeni mi öğrendiler, yeni mi akılları başına geldi.. Türkiye beş yıldır, altı yıldır önce tutukla, içeri at, sonra delil ara yöntemini izliyor..
Bazı hukukçular yeni yeni görüyor galiba.. Gözleri yeni açıldı herhalde!..