Medyayı eleş-tirenler veya siyasilerin tartışmalarından memnun olmayanlar.. Yapay, yapmacık bulanlar, o klasik cümleyi yapıştırıverir..
Halkın gündemi başka..
Nedir diye sorarsan..
Cevabı klasiktir.. Genellikle geçim derdi derler, hayat pahalılığı derler..
Ama zaman zaman halkın gündemi enflasyon olur..
Peş peşe gelen zamlar olur..
İşsizlik olur..
*
Dün resmi rakamlar açıklandı; halkın enflasyon gibi, işsizlik gibi devasa sorunları var..
Çok büyük şikâyet, öldük bittik sesleri duymadım.. Mitinglerle, protestolarla iktidarı zorlayıcı hamlelere de tanık olmadık..
Ama kâğıt üstünde var..
Rakamlara baktığın zaman var..
*
İşsizlik yüzde 10.5’e çıkmış.. Bu daha bir şey değil, gençlerde yüzde 19.1.. Kadınlarda yüzde 13.6..
Bu rakamlar bu haliyle yüksek ama gerçek hayattaki işsizlik çok daha fazla..
Şundan fazla..
İşgücüne katılma oranı yüzde 51.1..
Rakamlara göre; 15 yaş üstündekilerin yarısı çalışıyor veya çalışmak istiyor, öteki yarısı yan gelip yatıyor..
Ama gerçekten öyle mi?
Pek değil.. Kayıt dışılık çok fazla.. Herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmadan çalışanların oranı yüzde 35.. Tarımda yüzde 83.. Tarım dışı sektörlerde yüzde 22.5..
*
Kayıt dışılığı kayıt altına alsak Türkiye işsizlik meselesini çözer mi? Türkiye istenen seviyeye gelir mi?
İyi olur ama gelmez..
İşgücüne katılma oranı gelişmiş Avrupa ülkelerinde yüzde 80’ler seviyesinde.. Yani yüz kişiden 80’i çalışıyor veya çalışmak istiyor..
OECD ortalaması yüzde 70..
Bizim de o seviyeye gelmemiz için.. Yani memleketin yarısı çalışıyor yarısı yatıyor görüntüsünden kurtulmamız için kadın meselesini çözmemiz lazım..
Nedir o?
Kadınlarda işgücüne katılma oranı yüzde 31.. Tarım sektöründeki kayıt dışı çalışmadan en büyük payı kadınlara versek yine de üç kadından biri evde oturuyor gerçeğini değiştiremeyiz..
Ya eğitimsiz olduğu için, vasıfsız olduğu için evde oturuyor.. Ya da tercihi o yönde veya aile geleneği bunu işaret ediyor..
*
Halkın gündemi buysa, Türkiye’nin önemli sorunuysa neden kıyamet koparılmıyor..
Onunda nedeni ortada..
Kayıt dışı çalışma da fazla yan gelirler de fazla..
Soruyu başlıkta sordum; halkın gündemi bu mu, değil mi?
Metin-Ali-Feyyaz dönemi başladı..
Bu yazıyı okuyunca ‘Yine ayranın kabardı’ diyeceksiniz..
Ne yalan söyleyeyim, valla kabardı.. Sadece benim değil ‘Kartal’a gönül veren herkesin ayranı kabardı..
Nasıl kabarmasın ki.. Çevremdeki Fenerbahçeliler de, Galatasaraylılar da ‘Beşiktaş’ı izliyoruz, futbol keyfi veriyorlar’ diyor..
Biliç, takım gibi takım yarattı.. Takımın yükünü çekenler oynamış, oynamamış fark etmiyor.. Veli yokmuş, Atiba yokmuş, Ba yokmuş, sonuç değişmiyor..
Beşiktaş aynı futbolunu oynuyor.. Ligin başındaki ürkekliğini üstünden attı.. Kendine güvenen, kazanacağına inanan, rakibini küçümsemeyen ama gözünde de büyütmeyen bir takım oluştu..
*
Beşiktaş’ta ikinci Metin-Ali-Feyyaz dönemi başladı.. Mücadele ettiği üç ligde de birinci olması tesadüf değil..
İddia ediyorum; bu daha başlangıç.. Fırtına 2015’te kopacak.. İki üç yıl sert esecek.. Ligi kavuracak..
Bunu ben söylemiyorum, tüm Beşiktaşlılar söylüyor..
*
Dün Avrupa Kupası’nın kuraları çekildi.. Rakip Liverpool.. Herkes birbirine mesaj atıyor; iyi oldu, 2007’den kalma hesabımız vardı.. Kapatırız!..
Bu özgüven Metin-Ali-Feyyaz döneminin başladığının delilidir..