HAKKARİ’DE BİR ÖĞLE VAKTİ NE KONUŞTUK?

Biz onlara soruyoruz, onlar bize soruyor..
Hakkari’de neredeyse iki gün boyunca sadece çözüm sürecini konuştuk..
Konuştuk ama sürecin yol haritası hakkında en ufak bilgimiz yok.. Yarın hangi adımın atılacağını bilmiyoruz..
Hadi bizim yok neyse de Genelkurmay Başkanı’nın bile yokmuş.. 30 Ağustos’ta ‘Yol haritasını bilmiyoruz, o çalışma içinde yokuz ’ demişti..
Hal böyle olunca olasılıklar üzerine lafladık..
Beklentilerini not ettik..
Çıkan sonuç şu..
Kimse, bu iş sarpa sarar, yakında silahlar patlar demedi..
İyi haber: Karamsarlık bulutu bölgeyi terk etmiş..
*
Öğle vakti.. Sokak yemeğinde genç bir imamla sohbet ettim.. Sordum; bölge insanını ne tatmin eder.. Nasıl bir sonuç bayram yaptırır..
Dillerinin resmileşmesi dedi..
Yani..
Okullarda Kürtçe eğitim yapılması, Kürtçenin devlet diline girmesi..
*
Yemek üstüne çayımızı yudumlarken Hakkarili avukatı dinledim.. Aynı soruyu sordum.. Söyledikleri aynıydı..
En büyük talep okullarda Kürtçe eğitimin başlamasıymış..
Bir de onurlu çözümden söz etti.. Hakkari Belediye Başkanı da aynı şeyi söylemişti..
Onurlu ve adil çözüm demişti..
Anlaşılan o ki Hakkari ortak dil oluşturmuş..
Kürtçeye onur meselesi olarak bakıyorlar..
Olmazsa, Kürtçe eğitime izin çıkmazsa, Kürtçe devlet dairelerine girmezse?
Sıkıntılı olur ama yine de silahlar patlamaz diyorlar..
*
Konuştuğumuz bir başka konu: PKK silah bırakır mı?
Hava iyimser olmasına iyimser.. Herkes sürecin barışla noktalanacağına inanıyor ama iş silah bırakmaya gelince değişiyor..
‘Çatışma olmaz, silahlar patlamaz ama PKK bu konjonktürde silah bırakmaz’ diyenler çoğunluktaydı..
Neden bırakmaz?
Şöyle açıklıyorlar:
Suriye’de Rojava’nın özerklik ilan etmesi yeni bir çekim merkezi yarattı.. IŞİD’in saldırısı karşısında peşmergenin silahını bırakarak kaçması PKK’yı güçlendirdi.. IŞİD’le savaşması Batı’nın gözünde ona sempati kazandırdı.. PKK bu ortamda silahını teslim etmez.. Konjonktür müsait değil..
Ne yapar?
Kullanmaz ama elinde silah bekler..

Barış Türkiye’yi uçurur mu?

Kişi başına gelirde 10 bin - 11 bin dolar seviyesine geldik, tıkandık.. Beş yıldır aynı yerdeyiz.. Oysa hedef önce 15 bin, sonra 20 bin dolar..
Şöyle deniliyor.. Cumhurbaşkanı-Başbakan sinerjisi Türkiye’yi zıplatacak.. Üzerine barış da eklenince 20 bin doları aşacağız.. 25 bin dolara ulaşacağız..
Tabii ki barış, normalleşme, büyük katkı yapacak ama 20 bin dolarla ulaşmak için yeterli mi?
Yetmez..
Ne lazım..
Hukuk lazım.. Adaletin adil olması lazım.. Yargıdan şüphe duyulmaması lazım.. Yargının siyasetin veya cemaatin etkisinde olmaması lazım..
*
Başka.. Özgürlüklerin tam olması lazım.. Kuvvetler ayrılığının hayata geçmesi lazım.. Yürütme-yargı-yasama üçlüsünün kesin çizgilerle birbirinden ayrılması..
*
Başka.. Meclis’in güçlü olması lazım.. Adrese özel yasa çıkarmaması, yürütmenin her dediğine boyun eğmemesi lazım..
*
Başka.. Siyasetin elini piyasaların üzerinden çekmesi lazım.. İhalelerin şeffaf, vergi denetimlerinin adil olması lazım..
Daha çok şey lazım ama şimdilik bu kadar yeter..

Zap Suyu’na barış taşı

Sola, sol kültüre bulaşanlar için Zap Suyu’nun ayrı bir yeri vardır..
Hele benim gibi 77 kuşağındansanız.. Zap Suyu’nun üzerinde bir köprü var.. Deniz Gezmiş Köprüsü..
Boğaz Köprüsü’ne alternatif köprü..
70 öğrencinin.. Devrimci gençlerinin yaptığı köprü..
Öyküsü şöyle.. Çevre köyleri, 1962 yılından beri köprü talep etmektedir.. Asma bir köprü!..
60’lı yılların sonunda Boğaz’a köprü yapılması gündeme gelince Türkiye Devrimci Gençleri ‘Önce Zap Suyu’na köprü yapın’ diye itiraz eder..
Hükümet aldırmaz.. Milliyet gazetesinin öncülüğünde kampanya açılır, para toplanır, öğrenciler gider köprüyü yapar..
Zap Suyu Köprüsü siyasi hayatımızdaki yerini alır.. O gün bugündür sağla sol arasında polemik konusudur..
Köprü 1999’da bombalanır.. Cezmi Ersöz’ün öncülüğünde açılan kampanyayla onarılır, 2010 yılında yeniden açılır..
Artık simgedir o.. Barışın simgesi..
*
Zap Suyu böyle bir su.. Devrimci Gençlik Köprüsü böyle bir köprü.. 70 metre uzunluğunda 2.5 metre genişliğinde..
Dün o köprünün üzerindeydim.. Zap Suyu’na özenle hazırlanmış, üzeri yazılı barış taşlarını attık..
Barışın temeli güçlü olsun diye..